Müzik hayatında birbirinden farklı sound'larda albümlere imza atan Hande Yener; değişime açık, cesur bir müzik aşığı olduğunu söylüyor: Bu yüzden ben ölsem de müziğim asla ölmez! Hayatta en çok korktuğum şey ise; enerjimin bitmesi

Türk pop müziğinin en üretken kadın sanatçılarından Hande Yener, "Konuşuluyorsan, doğru yoldasın demektir. Asıl konuşulmuyorsan tehlikelidir" diyor. Müzikte değişime inandığını söyleyen Yener; hayata ve müziğe bakışını, Demet Akalın'la bir küs, bir barışık devam eden arkadaşlığını ve aranjörü Sinan Akçıl'ın hayatındaki yerini anlattı...

MÜZİK PUSULAM OLDU

Müzikteki kaçıncı yılınız?

Dünyada yılım kaçsa o! Ben hep müzisyen olarak doğduğumu hissettim. Bu yaradılışımla alakalı bir durum; hayatta başka hiçbir tutkum olmadı. Çocukken beni ne bebekler, ne oyuncaklar kesti; ne bulursam hep mikrofon yapıyordum. Çocukluğumda mikrofon tek oyuncağım, müzik ise tek tutkumdu. Bu yüzden, içimdeki müzik aşkını anlatabilmek adına uzun bir süre mücadele ettim. Kısacası; müzik serüvenimin doğuştan başladığını söyleyebilirim fakat profesyonel hayatta 12 yıl bitti.

Bugün geldiğiniz noktadan mutlu musunuz?

Geldiğim noktadan çok müziğime ve enerjime duyulan saygıdan dolayı mutluyum. Müzik benim hayatıma yön veren pusula oldu, hayatımda beni yönlendiren en doğru şeydi. Çünkü ben müzikten başka olguya inanmıyorum. Ben aradığım sevgiliyi müzikte buldum. Ölene kadar müzik yapmak istiyorum. Müzik benim hep dünyam oldu. Tezgahtarlıktan, orta halli bir aileden geldiğim için her zaman toplumun duyarlılıklarına ilgim vardı. Bu da müziğime yansıdı. Ben olgunlaştıkça müziğim de olgunlaştı. Formüller aradıkça, öğrenme açlığım devam ettikçe; standartların dışında bir yorumcu olmak istedim ve yıllar içinde Hande Yener felsefesi ortaya çıktı.

Biraz da bu arayışlarınızdan dolayı pop müziği elektronik müzikle birleştirdiniz. Bu, kariyeriniz için bir risk değil miydi?

İnsan ne kadar öğrenirse, o kadarını sunmak istiyor. Toplumun, benim yaptığım değişik müzik tarzlarıyla bir sorunu yok; yaptığım şarkıları severek dinliyorlar. Bir albümümü beğenmeyen bir önceki albümümü dinliyor mesela. Bu yüzden, değişime açık, cesaretli bir müzik aşığı olduğumdan; ben ölsem de müziğim asla ölmez! Ben hayatım boyunca ticareti falan düşünmedim. Müzik yapıp mutlu olmak bence en büyük zenginlik. Hayatta en korktuğum şey ise; enerjimin yok olması, müzikteki heyecanımın azalması. Kendinizi tekrar ettiğiniz müddetçe başarılı olamazsınız çünkü.

ARTIK TREN KAÇTI

Peki, siz sanat dünyasında kimleri farklı görüyorsunuz?

En azından son yıllarda konsept çalışmalar başladı; eskiden o da yoktu. Herkes tarzını; aldığı bestelere göre oluşturuyordu. Bestesi tutan beş-altı tane isim vardı, herkes onlara gidip şarkı alıyordu. Şarkıcı, doğru yolun böyle olduğunu sanıyordu. Sinerji ve fark yaratma durumunu ilk biz uyguladık diye düşünüyorum. O dönem herkes bana, "Senden nefret edecekler; çıtayı yükseltiyorsun" dedi. Ama bu cesaretim gençlerin çok dikkatini çekti. Benim sekiz yıl önce yaptığım hareketi şimdi başkaları yap-mak istiyor. Ama ben, geç kalanlar

SAĞIM SOLUM BELLİ OLMAZ!

Zor bir insan mısınız?

Normal biriyim. Anormal durumlara şaşırsam da tepki vermiyorum. Cool olmam, belki karşı tarafın sinirini bozuyor olabilir. Çünkü ben hemen olaylara müdahale etmem, sadece "Öyle mi oldu?" derim; kafamı çevirir yoluma devam ederim. Ama çok sessiz biri de değilim; sağım, solum belli olmaz.

"AİLEM İLK ALBÜMÜME BERBAT DEDİ"

Fikirlerini aldığınız insanlar var mı?

Son yıllarda var. İlk yıllarda kendi şarkılarımı kendim seçiyordum; başka kimseye dinletmiyordum. Çünkü birisi bir şey söyleyince kafam karışıyordu. Mesela ilk albümü yaptım, aileme yolladım; "Berbat; senin için üzülüyoruz" dediler. Bir hafta bunalım yaşamıştım. Ama sonra kendi kalbimin sesini dinlemem gerektiğini anladım. Ama tabii şu anda aranjörüm Sinan Akçıl'ın ve yapımcım Polat Yağcı'nın fikirleri çok önemli benim için.

SİNAN'LA İŞLERİMİZ AŞIRI BAŞARILI OLDU

Sinan Akçıl, "İyi ki Hande ile sevgili olmadık, dostluğu benim için daha kıymetli" demişti. Akçıl ile aranızda nasıl bir ilişki var?

Birlikte çalışmaya başladığımızdan beri oklar çok üzerimize döndü. Bu ilişki nasıl bozulmadı, nasıl yıpranmadı ben de bilmiyorum. Çünkü herkes rahatsız oldu. Kimi zaman en iyi şarkılarını bana verdiğini söylediler. Oysa ben kiminle çalışsam, çok güzel işler çıkartmışızdır. Çünkü enerjim çok yüksektir. Sinan'ın da yaptığı her iş çok patlıyor zaten. Sadece bizimki biraz aşırı başarılı oldu. Üstüne de çok yazıldı, konuşuldu. Sonuçta biz de "Aramızda bir aşk ilişkisi olmadığını biz biliyoruz ya; boş ver, herkes bir gün gerçeği görür" deyip çalışmaya devam ettik. Birbirimizi tanıdığımız için Sinan'ın da, benim de hayatımız renklendi.

BAZEN BİZDE DE STAR KAPRİSİ OLUYOR

Duyduğum kadarıyla Demet Akalın ile aynı reklam filminde oynamaya hazırlanıyorsunuz. Nasıl bir proje olacak bu?

Çok güzel olacak! Ne iş yaparsanız yapın, ister istemez rekabet oluşuyor. Oysa ben hiçbir sanatçı arkadaşımla kıyaslanmak istemiyorum.

Demet Akalın'la arkadaşlığınız bir küs, bir barışık devam ediyor; neden?

Demet'le biz, bir şekilde başkalarının laflarıyla küsüyoruz. Ama sonra Demet bir yaklaşımda bulunuyor ve hemen barışıyoruz. Kötü niyet yok aramızda, sadece star kaprisi oluyor bazen. Ama ben kimseyle tatsız kalmayı sevmiyorum.