Senaryoyu okurken setteki kadınlarla göz göze geliyoruz. Birbirimize 'Dürüst olalım. Bunları yapıyoruz' diye takılıyoruz
Türkmax'te yayınlanan, skeçleri internette izlenme rekorları kıran 'Bir Kadın Bir Erkek' dizisinin başrol oyuncuları Demet Evgar ve Emre Karayel Maxim dergisine konuştu. Kadın-erkek ilişkileri hakkında eğlenceli açıklamalar yapan ikili, karşı cinste en sevmedikleri huyun kıskançlık olduğunu söylüyor. Hatta Evgar'ın bu konuda farklı bir tezi de var: Erkek kadının bir yönüne aşık oluyor, beraber olmaya başlıyorlar. Sonra kadından bunu törpülemesini istiyor! Bunun nedeni de bence başkalarının ona aşık olmasını engellemek! Karayel ise bir kadınla alışveriş yapmanın kendisi için büyük işkence olduğunu sözlerine ekliyor.

'Bir Kadın Bir Erkek' konsepti nereden çıktı?
Demet Evgar: Daha önce de denenmiş bir şey aslında... Emre Karayel: Aynı işin yedi dakikalık Fransız versiyonu da var. Haberlerin reytingini artırmak için haber bülteni öncesi yayınlanması planlanan, yedi dakikalık bir projeymiş. Ama öyle bir reklam aralığı olmadığı için de bütçe yaratılamamış ve satışı kanallara zor olmuş. Ya da bu risk göze alınamamış! Türkmax ve Altıoklar Production bu riski göze almış.
SKEÇLERİ İNTERNETTE
Şahan Gökbakar da skeçlerinin internette paylaşılmasıyla ünlü olmuştu. Sizinkiler de sanal alemde ilgi görüyor. Dizinin popülaritesinde internetin etkisi de büyük olsa gerek...
D.E.: Dünyada her şey o yöne gidiyor zaten. Müzik grupları bile parçalarını internetten yayınlıyor artık. Bunu aslında biz değil, seyirciler beğenip kullandı ve bu hale getirdi.
E.K.: Türkmax'ın 2.5 milyon izleyicisi var ve aile olarak bakarsan 10 milyon izleyici demek bu! Ama Şahan'ınki ile bizimki biraz farklı... O internet üzerinden daha planlı yapılmış bir eylemdi. Bizimkisi öyle değil! Biz zaten bir kanalda yayınlanıyoruz, bu kanalda yayınlanan skeçleri izleyip sevenler, internetteki paylaşım sitelerine koymaya başladı.

Skeçlerde de geçen, kadınların yersiz kaprisleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
D.E.: Bize tekst geldiğinde "Bu kadar da olmaz. Bunu oynamak istemiyorum" diyorum. Ama çekim sırasında setteki kadınlarla göz göze geliyoruz ve "Yapıyoruz, bunları inkar etsek de gerçekten de yapıyoruz" diyoruz.
E.K.: 'Zeynep' karakteri psikopat, sürekli kavga çıkartan, kapris yapan bir kadın değil aslında. Birçok kadının sentezi olduğu için, birçok kadının yaptığı kaprislerden örnekler vermemiz gerekiyor ve psikopat, sürekli kavga çıkartan biri gibi gözüküyor.

KADINLAR BİRAZ ÇATLAK
Gerçek hayatta sevgililerinizle bu diyalogların ne kadarını yaşıyorsunuz peki?
D.E.: Annem bazen "Aynı Zeynep gibi oldun" diyor. Her kadın kendinden bir şey buluyor tabii...
E.K.: Biz Demet'le zaten 'Bir Kadın Bir Erkek'teki gibi yaşıyoruz. Bir sabah Demet telefon etti ve "Ben spor salonuna kaydoldum. Sen de ol" dedi. "Yok ben almayayım" dedim. Israr ediyor, "Çok güzel, gel işte havuz filan da var" diye... "İstemiyorum" dedim. Bana birden fırça atmaya başladı...

Kadınların, beraber bir şeyler yapma takıntısından olsa gerek...
D.E.: Kadınlar olarak çok derin ve çok kanallı düşünüyoruz. Bu yüzden siz bize dayanamıyorsunuz ama biz kendimizleyken, kendimize nasıl dayanıyoruz? Onu düşünün bir de! Biz de bu durumla başa çıkmaya çalışıyoruz. O kadar da hemen kapris mapris diye söylenmeyin. Şöyle de bir durum var; toplum olarak ataerkil bir ortamda yaşadığımızdan, kadınlar hep baskı altında büyüyor ve bundan kaynaklanan sorunlar da doğuyor. Çatlaklık çok normal ama bu yüzyılda durum dengelenecek bence./sabah