Konya’da 25 yaşındaki bilgisayar programcısı Alper Ayhan, avukatı Ahmet Gürol Şağban aracılığıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 11 Ocak 2012’deki 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının başkent dışında stadyum ve meydanlarda kutlanmasını yasaklayan genelgesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay 10’uncu Daire Başkanlığı da başvuru sonucu önceki akşam yürütmenin durdurulması kararını aldı. Kendisini “ülkesini seven iyi bir Atatürkçü” olarak tanıtan genç bilgisayar mühendisi, Konya Selçuk Üniversitesi mezunu, özel bir şirkette çalışıyor ve bekar. Danıştay’a ilk başvurduğunda kendisine sosyal medyada verilen destekle cesaretlendiğini ve kendisi gibi düşünen on binlerce genç olduğu için yalnızlık çekmediğini söyledi: “Milli bayramlar, milli günler okullara hapsedilecek şeyler değildir, ben de bir Türk genci olarak bu bayramı kutlamaya ve bu coşkuyu yaşamaya hakkım olduğunu düşündüm, davayı açtım. Aslında 19 Mayıs’ın bütün halkımızca kutlanmasını savunmak adına böyle bir davayı açmak bile üzüntü verici durum. Kanunlarda da açıkça belirtiliyor, benim bu bayramı kutlama hakkım var.”

‘Kore benzetmesi kızdırdı’

“En çok milli bayramlar Kuzey Kore’deki gibi kutlanıyor benzetmelerinden rahatsız oldum. Türkiye’de bayramlar Kuzey Kore usulü kutlanmıyor. 19 Mayıs’ın halktan uzaklaştırılması Türk yargısınca da uygun görülmedi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gösterdiği bazı gerekçelerde akıl ve mantık dışı bulunup herkesce komik karşılandı. Acaba ’Yeterli vakit kalmadığı için yapmayalım’ bahanesinin arkasına mı sığınılacak çok merak ediyorum. Öyle olsa bile milli bayramları coşkuyla kutlamak için Türk gençliği her zaman vazife başında olacak. Çünkü bu bizim birinci vazifemizdir. Ben de birinci vazifemi yerine getirdim.”

‘Tebligatı hızlandırmalı’

Ayhan’ın avukatı Ahmet Şağban ise tebligatı hızlandırmak için pazartesi günü Ankara’ya gideceklerini söyledi: “19 Mayıs’a çok az bir süre kaldı. Yürütmeyi durdurma tebligatının Danıştay’dan memur eliyle yapılmasını talep edeceğiz. Bu tebligat sürecini biraz hızlandıracaktır. Böylelikle Milli Eğitim Bakanlığı’na yürütmeyi durdurma kararı pazartesi günü itibariyle tebliğ olacaktır. Tüm yurt genelinde de törenlerle ilgili çalışmaların başlaması temennimizdir.”

MİLLİ EĞİTİM BAKANI: Hukuki bir garabet

Vatan'ın haberine göre, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Danıştay’ın kararını değerlendirdi: “Doğrusunu söylemek gerekirse bence hukuki bir garabet. Bunu, altını çizerek de söylemek istiyorum. Çünkü yürütmeyi durdurma kararı gerekçesine baktığımızda, bir üst hukuk normu olan yönetmeliklerde 19 Mayıs’ın nasıl kutlanacağına dair her türlü ayrıntının yazıldığı ifade ediliyor. Bunun için de yeni bir idari düzenleme yapmaya gerek olmadığı söyleniyor. Zaten bizim yayınladığımız genelge de yönetmeliğin gereklerine uygun davranılması şeklindeydi. 1980 yılından bu zamana kadar yönetmeliğin gereği olmayan pek çok iş ve uygulama aslında 19 Mayıs törenlerine dahil edilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı genelge ise ’bundan sonra yönetmelik neyi emrediyorsa ona uyun’ şeklindeydi. Biz 19 Mayıs’larımızı, 23 Nisan’larımızı, 29 Ekim’lerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız.”

Yeni yönetmelik çıkacak

“İnanıyoruz ki 23 Nisan, 19 Mayıs 30 Ağustos, 29 Ekim bizim ortak değerlerimizdir. Ama kutlama şekillerinin değiştirilmesi gerektiğine hala inanıyorum. Yani yukarıdan otoriter bir tarzla ve herkesin neyi nasıl kutlayacağını belirleyen bir yapı içerisinde bayram kutlanmaz.” “Şimdi yönetmelik değişecek, gerekli hazırlıklar yapılıyor. Biliyorsunuz, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamı kutlama şekilleriyle alakalı ortak bir çalışma yürütüyordu. O çalışma neticelendi. Onunla ilgili yeni bir yönetmelik çıkacak. Bu kez biz sadece 19 Mayıs’ı değil, 23 Nisan’ı, 30 Ağustos’u ve 29 Ekim’i kutlama yöntemini hep birlikte yeniden düzenleyeceğiz. Buradan bu davayı açan arkadaşlarıma da küçük bir mesajım var. Onlar davayı açarken, ’Biz bu bayramı coşkuyla kutlama hakkına sahibiz’ diyordu. Evet, bu ülkede yaşayan herkes bu bayramı coşkuyla kutlama hakkına sahip ama o kutlama yöntemiyle alakalı süreçleri belirleme hakkı da bu ülkenin hükümetine aittir. Dolayısıyla kutlama şeklini de kutlayacak olanlar belirlesin.”