“Behzat Ç”nin Savcı Esra’sı Canan Ergüder, Türk filmlerinin alışılmış kalıplarını yıktı, erkek kahramanlara restini çekip Esra karakterini kahramanlaştırdı. Bir kadın kahraman yaratmanın inceliklerini konuştuğum oyuncu, “Dizilerde güçlü Türk kadını karakteri pek olmuyor. Ben ‘Savcı Esra’yı yaratırken, bunun saygı duyulur bir insan olmasını istedim” dedi.
Bizim milletin kahramanları hep erkektir. Ama Savcı Esra öyle bir kadın ki; erkeklerin bile kahramanı haline geldi. Nasıl oldu bu?
- Savcı Esra erkeğin yanında da durur, gerekirse karşısında da... Saygı duyulması gereken bir karakter. Toplumumuzda “Türk kadını şöyle davranmalıdır” gibi çeşitli sosyolojik anlamlar yükleniyor kadınlara. Oysa ben, Savcı Esra’yı yaratırken, bunun saygı duyulur bir insan olmasını istedim. Çünkü dizilerde güçlü Türk kadını karakterlerine pek rastlamıyoruz. Baktığınızda, genelde hep ihtiraslarına yenik düşmüş, kıskanç ya da imkansız aşklar yaşayan, kusursuz kadın karakterler mevcut. 
 
“Saygı duyulası kadın”ı yaratabilmenizde, ekip arkadaşlarınızın ve senaryonun da rolü vardır herhalde...
- Aynen öyle. Ben emeğimin karşılığını görüyorum. Senarist de emeğimi görüyor, hatta belki ona göre yazıyor. Tam olarak bilemem ne olduğunu ama sonuçta paslaşılan bir iş bu. Sadece yazarla da değil, yönetmenle de paslaşabiliyorsunuz. Bence bu ortam, bir oyuncu için cennet. Çünkü istediğim her şeyi yapmakta ve bir tez olarak bunları göstermekte özgürüm. Yönetmenime gidip “Bunun böyle olması gerekiyordu” ya da “Bunun gereksiz olduğunu düşünüyorum” diyebiliyorum. Bu da bizim dizi sektörü için bulunmaz bir cevher bence...
 
“KÖTÜ KADIN” YARGISINI SAVCI ESRA ıLE YIKTIM
 
Türk dizilerinde iyi karakterler hep sonuna kadar iyi, hatta insanı sinir edecek kadar iyi! Açıkçası bu beni sinir ediyor... Kimse yüzde 100 iyi olamaz ki... Siz ne düşünüyorsunuz?
- Gerçekten de öyle. Mutlak değerler üzerine çok konuşuluyor. Bu duruma da illet oluyorum. Mesela “Binbir Gece”den sonra bana hep kötü kadın rolleri geldi. Bu çok sevimsiz bir durum, çünkü ben bir oyuncuyum. Bunun eğitimini aldım.
 
Savcı Esra’dan sonra yeniden “kötü kadın”ı canlandırmaya cesaret edebilir misiniz?
- Tabii ki... şimdi yapabilirim bunu... Ama “Binbir Gece”den hemen sonra başka bir kötü kadın rolünü kabul etmiş olsaydım, geri dönemeyebilirdim. O önyargıyı Savcı Esra rolüyle yıktım, iyi ki beklemişim. Artık kendimi kanıtladım diye düşünüyorum. Ben oyuncuyum, her rolü oynayabilirim. 
 
TAHMıN EDEMEYECEğıNıZ KILIKLARA GıREBıLıRıM
 
Fiziksel açıdan tam bir şehirli kadın görünümündesiniz. Köylü kadınını başarıyla canlandırabilir misiniz peki?
- Nasıl isterim! Ama gelmiyor ki öyle bir teklif. Yapımcıya bağlı her şey. Onu sadece vizyonu olan insanlar bana teklif eder diye tahmin ediyorum. Tahmin edemeyeceğiniz kılıklara girebilirim!
 
Tatil dönüşü sette ilk gün nasıldı?
- Tatilim süper geçti, devamlı dolaştık. Dinlenmeye ihtiyacım vardı. Tatil boyunca setten kimseyi de aramadım ama itiraf edeyim, çok özledim. Özlemiş olarak sete dönmek çok güzel bir histi. Settekiler artık ikinci ailem gibi.
 
İlk başlarda “Behzat Ç”nin reytingleri düşüktü. Sonra en sevilen dizilerden biri oldu. ınsanlar nasıl oldu da sonradan keşfetti bu diziyi?
- Bazen bazı şeylerin değeri yavaş yavaş anlaşılıyor. Hiç anlaşılmayabilirdi de... Artık geriye dönüp bakmanın bir anlamı yok. Çünkü “Behzat Ç.” kendini kanıtlamış durumda...
 
SİNEMA FİLMİMİZ 28 EKİM’DE VİZYONDA
 
“Behzat Ç”nin sinema filmi de çekildi. Diziyi hiç izlememiş olanlar, filmi anlayabilecek mi?
- Evet... Bu film, “Behzat Ç.”nin canlı konseri gibi olacak. Hiç “Behzat Ç.” izlememiş olanlar da filmi anlayacak.
 
Ne zaman vizyona giriyor peki?
- 28 Ekim’de...
 
İnsanlar neden gelip izlesin bu filmi? Diziden farkı ne sizce?
- Biri televizyon, diğeri sinema... Tabii ki çeşitli özgürlükler oluyor sinemada. Yani tadını çıkara çıkara bir “Behzat Ç.” izlemek isteyen, sinemaya mutlaka gelmeli.
 
ÜÇ SENEDİR MUTLU BİR İLİŞKİM VAR
 
Sinema filmi geliyor, dizi başlayacak, mutlu bir ilişkiniz var...
- Evet. Tardu ile üç senedir çok iyi giden bir ilişkim var. Ortalıkta yokuz zaten. Haber olmuyoruz hiç.
 
Üç senedir gayet güzel, sorunsuz devam etmesinin sırlarından biri de budur belki...
- Ben başka türlü yapamazdım zaten. O da aynı şekilde... 
 
“Binbir Gece”den sonra “Behzat Ç.”nin sinema filminde birlikte kamera karşısına geçtiniz.
- Maalesef Tardu ile ortak sahnemiz olmadı, sadece aynı filmde oynadık diyebilirim.
 
Birlikte izlemişsinizdir filmi, nasıl buldunuz?
- Yok izlemedim daha... Herkesle birlikte sinemada izlemek istiyorum çünkü.
 
NE HÜKÜMETİ, BEN ŞEKER GİBİ KADINIM
 
Herkes sizin için “Hükümet gibi kadın” diyor. Özel hayatınızda da öyle misinizdir?
- Yok canım. Ben şeker bir insanım. Yok öyle hükümet gibi, dediği dedik bir kadın falan... Ben gayet sessiz sakin hayatı olan bir insanım. 
 
Bence de kedi gibi bir kadınsınız...
- Evcilim, evime düşkünüm. Ve evet, kedim de var. O benim canım oğlum... 13 yaşında...
 
Hurriyet