Önce Beşiktaş’ ta çevik kuvvet polislerimizin yanında patlatılan bombalı araç, Maçka Parkı’nda bir intihar bombacısı, henüz şehitlerimizin üzüntüsü yüreğimizi kor gibi dağlarken, bir hafta sonra Kayseri'de çarşı iznine giden silahsız ve sivil kıyafetli askerlerimizin içinde bulunduğu otobüse yönelik yapılan hain terör saldırısı… Bu hain terör saldırıları sonucu hayatını kaybetmiş olan vatandaşlarımıza, askerlerimize ve polislerimize Cenab-ı Allah’ tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Aziz Milletim, Türkiye’m başımız sağ olsun.

Başaramayacaksınız, Milletimizi bölemeyeceksiniz, Bayrağımızı indiremeyeceksiniz, Vatanımızı parçalayamayacaksınız, Devletimizi yıkamayacaksınız, Ezanlarımızı susturamayacaksınız, Bu Ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, Bu yüce halka boyunduruk vuramayacaksınız, İyi niyetle yarınlara yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyeceksiniz, Ülkemizi asla hedeflerinden vazgeçiremeyeceksiniz. Ülke olarak son dönemde birçok alanda icraatlar yaptık, birçok projeye imzamızı attık.

Artık TÜRKİYE, eski TÜRKİYE değil!

Örneğin 2002 yılında Türkiye’nin total bütçesi 120 milyar TL iken, 2017 bütçesinde Türkiye’nin sadece eğitime ayırdığı bütçe 120 milyar TL’ dir.  Neredeeeeennn…….. Nereyeeeeee……..

Türkiye’m büyüdükçe, hedefleri gerçekleştikçe, dış güçler, şer şebekeleri de maalesef gece gündüz mesaiye devam ediyorlar. Hainler, son dönemde sürekli çabalıyorlar, canımızı yakıyorlar. Yedi düvel bir araya geldiler saldırıyorlar. Milletimiz güçlendikçe çılgına dönüyorlar. Biz bunu 15 Temmuz’da gördük. Milletçe adeta ikinci Kurtuluş Savaş’ını yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Tankın, topun, uçağın, helikopterin, tüfeğin karşısına sadece ve sadece imanıyla, inancıyla, yüreğiyle dikilen bir millet gördük. Mısır'a, Suriye'ye yaptıklarını Türkiye'ye yapmak istediler. Asker kılığına girmiş terör örgütü mensuplarını gördük, bu vatan hainleri tarihimizde bir ilktir ki yüce Meclisimizi bombaladılar. Türkiye'nin yükselişine engel olamayan dış odaklar ekonomiyi zayıflatmak için de ellerinden geleni yapıyorlar, Türkiye' nin üye dahi olmadığı kredi derecelendirme kuruluşu Standart & Poor's önce Türkiye’nin kredi notunu BB+' dan BB' ye indirdi. Yetmedi Moody's ise yabancı yatırımcıyı korkutabilecek ve bu noktada yatırımlarını ülkemizden geri çekebilecek hamlesiyle Türkiye'nin kredi notu değerlendirmesini pas geçti. Lakin unuttukları bir şey var ki bu olayların ardından milyonlarca vatandaşımız Türk ekonomisinin bu ekonomik darbe girişiminden etkilenmemesi için 9 milyar doların üzerinde dövizini bozup TL' ye geçti.

Kısacası bu dış güçlerde ali-cengiz oyunu bitmez, hamdolsun ki tüm bu olaylarda memleketimizin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine milli birlik ve beraberliğimizi asla ve asla kaybetmeyeceğiz. Çünkü biz Türk’üz, Kürdüz, Zazayız, Lazız, Çerkeziz, Dadaşız…

Tüm bu yaşanan olaylar yanında İş Sağlığı ve Güvenliği sektörümüzde de önümüzdeki günlerde bazı gelişmeler olacak ki ana temalara kısaca değinmek istiyorum. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’u kapsamında bildiğiniz üzere C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanları Az Tehlikeli işler sınıfında bulunan işyerlerine ve geçici olarak da 1 Ocak 2017 tarihine kadar Tehlikeli işler sınıfında bulunan işyerlerine bakabiliyor. Yani 01.01.2017 tarihi itibari ile 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’u 4. Geçici Maddesi devreden çıkıyor. Bu da 01.01.2017 tarihi itibari ile C Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlarının sadece Az Tehlikeli Sınıfta yer alan işyerlerine bakabilmeleri demek oluyor. Bakanlığımızın bu konu ile ilgili bir ek çalışma yapacağını umuyorum. En azından C sınıfı Uzmanların Tehlikeli İşler sınıfında bulunan işyerlerine bakabilmeleri bir başka ileri tarihe kadar uzatılacaktır diye düşünmekteyim.

Tüm Türkiye’de FETÖ’ye karşı operasyonlar yapılıyor, 15 Temmuz kalkışması geçeli nerede ise altı ay olacak, henüz FETÖ’ye destek sağlayan OSGB ve Eğitim Kurumlarına dair bir operasyon yapılmadı. Bununla ilgili de bir çalışma yapılacağını düşünmekteyim.  

Ölümlü iş kazalarının maalesef en yoğun görüldüğü sektörler arasında malumunuz üzere İnşaat ve Maden sektörü hep başı çekmektedir. İlerleyen süreçte görülen o ki bu iki sektörden başlamak üzere sektörel, alana yönelik bir mevzuat değişikliğinden bahsedeceğiz. Kim bilir belki de İş Güvenliği Uzmanlığı sınıflandırması da kaldırılır.

Son dönemde yapılan mevzuat değişikliği ile artık Ortak Sağlık Güvenlik Birimi firmaları, hizmet verdikleri işyerlerindeki çalışanlar ve işyeri ile sınırlı kalmak şartı ile gezici sağlık hizmetleri yapabilmekteler. Tabi bu hassas kurala uyarlar mı, bilinmez. Şimdiden piyasada yukarıdaki şartı hiçe sayan OSGB’ ler olduğu söyleniyor. Herkes kendi dalına özgü, yetkinlik alanındaki işi yapsa daha iyi olmaz mı?

Gündemde olan bir diğer konu ise Mesleki Yeterlilik konusu, hali hazırda 48 adet mesleğe belge zorunluluğu getirilmiş olup, MYK Mesleki Yeterlilik Belgeleri, Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun yetkilendirdiği Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşları tarafından yapılan sınavlar sonucunda başarılı olan kişilere verilmektedir. Adaylar, sınavdan başarılı olmaları durumunda ödemesini gerçekleştirdikleri sınav ve belge ücretini, devlet teşvikinden yararlanarak geri alabilmektedir. Ayrıca, MYK Mesleki Yeterlilik Belgeli kişileri istihdam eden işverenlerin 48 aya kadar işveren prim desteğinden yararlanmasını sağlayan teşvik de.2020 yılının sonuna kadar uzatılmıştır. Öte yandan MYK zorunluluğu getirilen bu 48 adet meslekte, Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan kişilerin çalıştırılması halinde işverenlere, her bir çalışan için 500 tl idari para cezasının verileceğini de unutmayalım.

 “ÖNCE İNSAN”

Saygılarımla…

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA