KONDA Araştırma Şirketi CEO’su Bekir Ağırdır’a göre AK Parti oy kaybediyor ama karşı mahallede CHP de kayıpta, bu neye işaret?

CHP’nin iktidar ümidinin gerçekleşmesinde belediyeler beklendiği gibi bir tramplen görevi görecek mi?

Büyükşehir belediye başkanlarının parti gücünü de ele geçirmeleri CHP için kazanç mı yoksa kayıp mı?

Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün çıkışları yapısal bir sorunun mu yoksa CHP’ye yönelik bir projenin mi bir parçası?

Soruların yanıtı, yazının devamında…

***

CHP eski İl Başkanlarından Barkan Kalınomuz’un sosyal medya hesabından verdiği bir kayıp ilanı bir anda gündem oldu.

İlan metni şöyle:

“45 yaşlarında,170 boylarında, esmer, tıknaz,85 kilo civarında, siyah gözlü, az yakışıklı CHP aydın İl Başkanı aranıyor. Görenlerin insaniyet namına CHP Genel Merkezine bildirmeleri önemle rica olunur. Tel:0312-207 40 20”(Aydınpost 06.11.2020)

Metne bakıldığında hem muziplik hem de ironi muhtevalı bu ilanda kastın Aydın CHP İl Başkanı Ali Çankır olduğu yaygın bir görüştür.

İlan karşısında insan bir CHP’li de çıksa milletvekili Hüseyin Yıldız hakkında ‘aranıyor’ duyurusu yapsa demekten kendini alamıyor.

Çünkü kayıplara karışmasından Aydın bir milletvekili eksik temsil ediliyor.

İlan aynı zamanda gerek CHP gerek diğer partilerin git gide birbirlerine benzeşmelerinden kaynaklı siyasetin tıkanmışlığının da bir göstergesi.

Şöyle ki:

KONDA Araştırma Şirketi CEO’su Bekir Ağırdır’a göre AK Parti oy kaybediyor ama ilginçtir onunla birlikte muhalefetteki CHP de kayıpta…

Temmuzdan bu yana yapılan anketlerde CHP’ye ait en yüksek oranı yüzde 24,8’le Yöneylem ve yüzde 25,3’le Artıbir Araştırma Şirketlerinin verileri oluşturuyor.

Metropoll’de ise bu oran yüzde 17,7’ye kadar düşüyor.

Acaba CHP kendi içinde bu durumu sorguladı mı, diye sormadan edemiyor insan…

Hâlbuki normalde iktidar zayıflarken muhalefetin oyunu artırması beklenir.

Yine Bekir Ağırdır’a göre yüzde 36’lık bir oranla en büyük parti kararsız olanlar ancak onlar CHP’ye yönelmek yerine her ne kadar Millet İttifakına yakın olsalar da gri alanda beklemeyi tercih ediyor.

İYİ Parti’deki birkaç puanlık yükselişin dışında diğer partiler de umut olmada CHP’den farklı değil. Bunlara Gelecek Partisi ve DEVA da dâhil.

Sizin anlayacağınız siyaset kurumu bu aralar bütünüyle millete güven vermekten bir hayli uzak…

Bu durumda o kayıp ilanının bütün partilerin il başkanları için verilmesi gerekiyor.

Bu bir umutsuzluk hali…

Diyelim, iktidar hem yıprandı hem yüzler eskiyor.

Peki, umut olması gereken CHP’den insanlar niye kaçıyor, işin genel merkez boyutunu bir kenara bırakalım konuyu maddeleştirerek Aydın örneği üzerinden analize çalışalım.

BİR: CHP 2009 yerel seçimlerinden beridir Aydın’da yerel iktidar. Ancak akraba kayırıcılık, yandaşlık, şeffaflık, modern kentler yaratma gibi konulardaki uygulamalar vatandaşın CHP’ye güvenmesine yetmiyor.

CHP Genel Merkezinin yerel seçimler sonrası ortaya koyduğu belediyelerde akraba istihdamını yasaklayan sözüne karşı herkes bildiğini okuyor.

Vatandaş bu yapıya nasıl güvensin de iktidar emanet etsin?

Ayrıca Yenipazar,(o da birinci dönem) Germencik, Kuşadası dışında kalan başkanlar ve büyükşehir asfalt gibi makyajın dışında modern kent adına göze görünür ortaya bir varlık koyamadılar.

En büyük başarı “ne sihirdir ne keramet, oy kapmak marifet” kurnazlığında görüldü.

Kimisi aşırı borçlanmadan kimisi vizyonsuzluktan kimisi de ranta öncelik verdiğinden halkın iradesini çeşitli bahanelerle maniple etme kurnazlığı yaptı.

O kurnazlıkla kimisi 30 km’lik yolu onla çarptı 300 km diye abarttı, kimisi vatandaşın aklıyla dalga geçti, Efeler’i bir anda marka kent ilan ediverdi.

Büyük avantajlara sahip Aydın bırakın küreseli yerel ölçekte bile emsalleriyle yarışa sokulamadı.

Sonuçta gençlerin geleceğini inşayı kurnazlıkla oya tahvil etme eylemi nitelikli çocuklarının bilgi ve enerjilerinden Aydın’ın mahrum kalmasına yol açtı.

Bu da Aydın’ın kalkınmasındaki en büyük kaybı oldu, olmaya da devam ediyor.

Sonuç olarak lafla, reklamla, rakamları abartmakla peynir gemisinin yürümediği görüşü seçmende düne göre bu gün daha da belirginleşiyor. Bu da CHP’ye negatif puan olarak yansıyor.

İKİ: Belediye başkanları yereldeki gücünü pekiştirmek için parti örgütüne de el atınca CHP itaat ve sadakat kurallarının geçerli olduğu sağ partilere dönüştü.

CHP’lilerin yabancısı olduğu bu sistem partililerde ne heves bıraktı ne de heyecan…

Oysa CHP geçmişi bir hafta süren, herkesin düşüncelerini özgürce dile getirdiği kurultaylarıyla ünlü bir partidir.

Ayrıca ideolojisi ne olursa olsun bir partide çoğulculuk yerine oligark zihniyet tarzı egemen olursa siyaset sosyolojisi gereği o parti içe kapanır.

Ardından da sıra bu güdümlü yapıya itiraz edenleri partiden atmaya gelir ki, geçtiğimiz yaz partiden atılan “eski tüfek CHP’liler” buna kanıttır.

Böyle bir partide artık her seçimde aynı hatalar tekrarlanır fakat hepsinde de farklı sonuçlar beklenir, hale gelinir, başarısızlık için mazeret hazırdır.

Komplo teorileri…

CHP’nin geldiği noktada Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün çıkışlarını içerdeki tekelci yapıya başkaldırı olarak görmek mümkündür.

Ancak bu başarılı olacaklar demek değildir.