Yılbaşı öncesi Aydın BŞB sosyal medya hesaplarından en sevdiği zeytinyağlı yemeği sosyal medya hesabından paylaşanlar arasından yapılacak çekilişle seçilecek 21 kişiye incir ve zeytinyağı hediye edileceğini duyurdu.

Bu duyuru akıllara Aydın’ın incir ve zeytinyağının reklamı mı yapılmak isteniyor yoksa istenen Özlem Çerçioğlu hakkında bir farkındalık mı yoksa bunların hepsi mi amaçlanıyor, sorusunu getirdi.

Hangisi olduğunun pek önemi yok.

Zira yapılmak istenenin incire ve zeytinyağına yönelik bir tanıtım olduğunu varsaysak bile bu bir büyükşehrin değil olsa olsa eski deyişle bir “kasaba tacirinin” tanıtım şekli olurdu.

Büyüklüğüyle, yüklendiği görevle bir holdingden farksız büyükşehir belediyesinin yöresel ürüne rağbeti amaçlayan reklamı da misyonuna uygun bir inovasyon örneği olmak zorundadır.

İnovasyon örneğinden kastım ödülün salt incir yerine incir reçeli, incir cipsi, incir pestili, incir çekirdeği yağı, incir marmeladı, incir suyu, incir uyutması tatlısı, incir lokumu, incir kolonyası, incir yemi gibi işlemden geçmiş çeşitlerin tercihidir.

Salt zeytinyağı yerine de zeytin reçeli, pancar suyuyla tatlandırılmış pembe zeytin, dolma zeytin, zeytin yaprağı çayının tercih edilmesidir.

Zira ne salt incirin ne de salt zeytinyağının tanıtıma ihtiyacı vardır, ihtiyaç olan bu ürünlerin katma değerini artıracak onlardan mamul, çeşitleridir.

Eğer tanıtımda salt ürünler yerine işlenmiş çeşitleri kullanılsaydı büyükşehir bir ürünün katma değerini beşe, ona katlayan marka ürünler yaratma görevini de yerine getirmiş olacaktı.

Diğer taraftan bu ürün reklamı Aydın ve Başkan Çerçioğlu adına da yakışan bir tanıtım olurdu.

Diyeceğim o ki, Aydın BŞB 20 daire başkanı, 90 küsur müdürü binlerce çalışanıyla holding konumundaki bir kurumdur.

Bu büyüklükteki bir kurumun incir ve zeytinyağı tanıtımı da bir kasaba tacirinin reklamını çağrıştıracak basitlikte değil, zamanın gerektirdiği bir inovasyon örneği olmak zorundadır.

Bir ürünün katma değeri ancak bu yolla artırılabilir.

Pandemi neleri öğretti, neleri unutturdu?

Önce öğrettikleri…

-İlk başta bir virüsün bütün dünyayı nasıl allak, bullak edebileceğini, insan hayatının pamuk ipliğine bağlı olacak kadar güvencesiz olduğunu,

-İnsanlara tane ile yumurta, gramla sebze, meyve ve et, süt, peynir gibi hayvansal gıda satın alma döneminin başladığını,

-Uzaktan eğitim, öğretimin yapılabileceğini,

-Hasta ve taziye ziyaretlerinin insanları tesellide ne kadar önemli bir gelenek olduğunu,

-İşini kaybedenlerin maaşlarının yarısı, kısa çalışma ödeneği ile bir evi nasıl geçindireceklerini,

-Eşlerini, çocuklarını traş etmek, saçlarını kesmek zorunda kalan kadınlara erkek berberliğini, erkeklere kuaförlüğü,

-Cami yerine namazlarını evde kılmak zorunda kalan insanlara “Biz size her yeri mescit kıldık” (İsra/8) ayetini,

-Bayram namazsız bayramların eski tat ve neşeyi vermediğini,

-Bir millet için sağlık personelinin vatanı koruyan asker kadar önemli olduğunu,

-Çarşıda, pazarda, sokaklarda, parklarda ve AVM’lerde özgürce dolaşmanın, anne baba, evlat ve torunlarla birlikte serbestçe vakit geçirmenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu cümle aleme öğretti.

Unutturdukları ise:

-Misafirlikler, taziye, toplu yemekler, bayanların altın ve Yasin okuma günleri,

-Düşkünlerin tavla, iskambil ve okey oyunları,

-Horonlu, zeybekli, çalgılı, çengili coşkulu düğünler,

-El sıkma, tokalaşma, yanak tokuşturma ve öpüşmeler,

-Aklı esince ya da düzenli yemeklerde bir araya gelerek sohbetler, kafa dağıtmalar,

-Seyircili tezahüratlı, taşlı, sopalı kavgalı maçlar unutuldu.

Evde vakit geçirmede canı sıkılanlara üç öneri

BİR: Rahmetli Süleyman Demirel’in bir tavsiyesidir, sizi geriyorsa Ankara’ya pek fazla kulak vermeyiniz.

İşinize, gücünüze bakınız, mutluluk duyduğunuz işlerle daha fazla meşgul olmaya bakınız.

İKİ: Eğer okumadan, yazmadan pek hoşlanmıyorsanız film ve dizi izleyebilirsiniz.

Netflix dizileri Bir Başkadır… Kalifat… Masum ya da başkalarını izleyebileceğiniz gibi seçiminizi yerli ve yabancı yapımı filmlerden yana da yapabilirsiniz.

ÜÇ: Dizi ve filmler de size huzur vermiyorsa tercihinizi istediğiniz türden müzikten yana kullanabilirsiniz.

Son söz; önerilenlere uysanız da uymasanız da siz olun yalnız kalıp kendinizi dinlemeyiniz, zira bütün dengelerinizi alt üst edersiniz…