Usta gazeteci Arda Uskan Yeni Aktüel dergisi için eski dostu oyuncu Halil Ergün ile konuştu. Uskan dostu için 'ciddi' sıfatını kullandı, Ergün ise Uskan'ı 'kravatlı, bürokrat gazeticilerden farklı' diye tanımladı. Röportajda; 12 Mart'tan birkaç ay önce Ankara'da Halk Oyuncuları'nın sahnelediği Yaşar Kemal'in 'Teneke' oyununu izlemeye gittiğini belirten Uskan, oyundan sonra kulise tebrik için girdiğinde Ergün'ü şu şekilde gördüğünü söylüyor: "Ürkütücü bir ciddiyetle 'köşesine çekilmiş' oturuyordu."

GİZLİ ÖRGÜTMÜŞÜZ!
Ergün bu sözler üzerine şöyle konuşuyor: "Ben senin adını Milliyet'ten biliyordum. Kravatlı, bürokrat gazeteci tiplerinden çok farklıydın. Devrimciliğin yükseliş dönemine geçtiği günler... Ben de ilk defa profesyonel olmuşum. Ayla (Algan) ile seni, Ankara'daki oyunun kulisinde görünce çok heyecanlandım. Sonra İstanbul'a döndün. İşin garibi sinemaya başlamak için İstanbul'a gelip, sokağa adım attığımda da ilk seninle karşılaştım..."

Görüşmediğimiz aralıkta ne oldu?
12 Mart geçmişti. Cezaevi günlerim...

12 Mart'ta iki buçuk yıla yakın yattın. Neyle suçlanıyordun? '
Halk Oyuncuları'ndan sonra kurduğumuz 'Ankara Birliği Sahnesi' gizli örgütmüş! Harbiye hücreleri, Selimiye, Davutpaşa Cezaevi derken Ankara Mamak son durağımız oldu. Bugün yırtınıyorlar ya, 'Ergenekon'dan yatanlar neden mahkemeye çıkarılmıyor' diye, askeri dönemde bunların feriştahı yaşandı. Dava dosyasının gelmesini birkaç yıl beklediler.

Biz İstanbul günlerimize dönelim. 'İzin'in çekimlerinden sonra İstanbul'a geldiğinde bir ara bende kalıyordun...
Sinemayı çok sevmiştim. Gelip gidiyordum. Daha ev tutmamıştım. Teklifler o ara çoktu. Adım, "Yılmaz Güney'in yerine oynayan oğlan" diye çıkmış. İkinci projeyi dikkatle seçmeliydim. Sonra Yavuz Özkan'ın 'Yarış' filmine "Evet" dedim. Nebahat Çehre ile oynadık. Ama sonra Güney Film o filmi satın alıp depoya kapattı. Hiç oynamadı film, biliyorsun.

YILMAZ YAPMAZ!
Bilmiyorum, neden?
Nebahat onun eski karısı, ben de 'Yılmaz Güney'in yerine oynayan oğlan'ım ya... Benim, Yılmaz'ın eski karısıyla oynayıp, sansasyon yapmak istediğimi düşünerek böyle davranmışlar herhalde. Filmi satın alıp piyasaya çıkarmadılar, hasıraltı ettiler.

Yılmaz Güney'in böyle bir şey yapacağına insanın inanası gelmiyor.
Yılmaz'ın haberi yoktur. O hapisteydi. Güney Film'dekilerin işi olmalı.

Güney Film'in sahibi Yılmaz Güney... Ondan habersiz böyle bir şey yapmaya cesaret edebilirler mi?
Ben böyle bir şey söylemem.

Ben söylerim o zaman... Senin devrimciliğinden de az çekmedim. Tuvalete Che Guevara'nın posterini asmıştım da, "Che'nin resmi tuvalete asılır mı?" diye üstüme yürümüştün...
Çok sinirlenmiştim. Ama samimiydim. Derinlerde Müslümanlık ve Türklük var tabii... Bizde ayakyolu lanetlenmiş bir şeydir. Sanki insanın doğal hayatının bir parçası değilmiş gibi.

BAŞTA SÖMÜRÜLDÜM MEĞER BU İŞTEN PARA KAZANILIRMIŞ!
Sinemada onlarca film çektin, ödüller aldın. Cannes Festivali'nde 'Altın Palmiye' kazanan 'Yol'da başrollerden birini oynadın. Ama bu dizi olmasa bu kadar ünlü olmayacaktın. Ne diyorsun? Yanılıyorsun... Dört sene 'Baba Evi'nde oynadım, iki yıl 'Büyük Yemin'de... Reytingi büyük dizilerdi. Benim oynadığım her dizi tutuyor. Böyle yazacaksın!

Emrin olur Yılmaz'cığım...
Bunu sizin saptamanız lazım sayın gazeteci. On yıldır aralıksız çalışıyorum. Baştan sömürüldüm, bu işten para kazanıldığını fark etmemiştim, yeni anladım. Bir daha oynarsam çok para isteyeceğim.

İYİ PROJELER VARIM!
Allah gözünü doyursun. Şimdi iyi para almıyor musun?
Alıyorum tabii ama kadın oyuncular arasında benden çok alanlar var.

Bundan sonra yeni bir dizi olacak mı?
Biraz dinleneceğim. İyi bir proje olursa oynarım tabii.

Bir dört yıl da o sürer... Sonra da Allah'ın izniyle ölürüz artık...

Yayın tarihi: 17 Haziran 2009 - Çarşamba
Web adresi: /Gunaydin/2009/06/17/guney_film_bir_filmimi_hasiralti_etti
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.