ABD’nin Delaware eyaletinde 23 çocuğun 9’uncusu olarak dünyaya gelen Billy Bailey, tüm çocukluğu boyunca büyük bir fakirlik içinde yaşayıp sürekli istismara uğradı. Büyümeye başladığında ise polisin radarına ‘kavgacı’ ve ‘hırsız’ olarak giren Bailey için işler iyi gitmiyordu.

1979 yılında 32 yaşındaki Bailey, evrakta sahtecilikle suçlandı. Bailey, suçunun cezasını çekmek için Wilmington şehrinde bulunan bir işten çıkarma tesisine atandı. Ancak kısa süre içerisinde buradan da kaçtı. Evlatlık kız kardeşinin evine giden Bailey, burada ona canının çok sıkıldığını ve çalışmaya geri dönmeyeceğini söyledi.

YOLDA GİDERKEN SOYGUNA GİRDİ

Bailey ve evlatlık kız kardeşinin kocası Charles Coker, kamyonla ufak bir iş için yoldayken Bailey, bir yere uğramak istediğini söyleyerek aracı durdurmasını istedi. Gittiği dükkanın içerisine giren Bailey, belindeki silahı silahı çekerek bunun bir soygun olduğunu söyledi.

Bir elinde içki şişesi, bir elinde silahla dışarı çıkan Bailey, arabada bekleyen Coker’a, “Bu yaşananlardan sonra polis peşime düşecek, beni biraz ileride bir yere bırak” dedi.

Yakınlarda bir çiftlik evi bulan Bailey, buraya sığınmak istedi. Evin sahibi 80 yaşındaki Gilbert Lamberson ve eşi 73 yaşındaki Clara Lambertson’du. Bailey, 80 yaşındaki adamı önce tabanca daha sonra ise tüfekle vurarak öldürdü.

Daha sonra Clara’ya ateş etmeye başlayan Bailey, yaşlı kadını omzundan yaraladı. Eline aldığı tüfekle dehşeti yaşatan Bailey, yaralı şekilde kaçmaya çalışan Clara’yı kafasından vurarak Lambertson ailesini tamamen katletmiş oldu. İki cesedi sandalye yardımıyla birbirine bağlayan Bailey, hemen olay yerinden kaçtı.

KENDİ CEZASINI SEÇTİ

Posta'da yer alan habere göre; olay yerinden hızla uzaklaşmaya çalışan Bailey, polis helikopteri tarafından Lambertson ailesine ait tarlada koşarken tespit edildi. Bunun üzerine elindeki tabancayla helikopterle savaşmaya çalışan Bailey, kısa süre içerisinde yakalandı.

1980 yılında hakim karşısına çıkan Bailey, suçlu bulundu. Bailey’in yaşlı çifte yaşattığı dehşet karşısında kanı donan jüri üyeleri, Bailey için idam cezası tavsiye etti. Karar da bu şekilde çıktı ve Bailey, “ölene kadar boynundan asılma” cezasına çarptırıldı. Ancak şöyle bir sorun vardı ki ‘boyundan asma’ yöntemi en son 1977 yılında kullanılmıştı ve artık insanlar tarafından çağ dışı olarak nitelendiriliyordu.

"BENİ UYUTMALARINA İZİN VERMEYECEĞİM"

Örneğin, Bailey’in suçlarını işlediği ve ceza aldığı eyalet olan Delaware’de yasal idam yöntemi 1986 yılında iğneyle idam kabul edilmişti. Bunun yanı sıra asılarak idam edilme seçeneği mahkuma bırakılıyordu. Bailey, iğneyle idam edilmeyi reddetti ve kendisini ziyaret eden birine “Beni uyutup öldürmelerine izin vermeyeceğim” dedi.

Yaklaşık 50 yıldır asarak idam gerçkeltirmeyen Delaware eyaleti, başka eyaletlerden tavsiyeler istemeye başladı. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra Smyrna şehrindeki Delaware Islah Merkezi’nde tahta bir idam sehpası kuruldu. Ancak kurulan idam sehpasının Bailey’in idam edileceği güne kadar yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyordu.

TÜM PROTOKOLLER HAZIRLANDI, ÖLÜME BÖYLE GİTTİ

Delaware eyaleti o dönem, idam konusunda uzman bir isim olan Fred Leuchter’in idam protokolünü kullanıyordu. Buna göre, 9 metre uzunluğunda ve yaklaşık 9 santim kalınlığında bir ip, esnemeyi ve kıvrılma eğilimini gidermek için suyun içinde kaynatıldı. İpin hareket ederken etrafa takılan yerlerine balmumu sürülerek kayganlaştırıldı. Protokole göre mahkumun başına siyah bir başlık geçirmek de şarttı.

Gece yarına birkaç dakika kala Bailey, etrafında gardiyanlar ve köpeklerle birlikte hapishanenin bahçesine doğru yürümeye başladı. Önce gözlükleri çıkarıldı. Giydiği hapishane giysisinin askısı omzundan düşmüştü. Rüzgarda uçmasını önlemek için üstteki iki düğmesini ilikledi. Kolları iki yanında bağlanmıştı.

Klasik bir prosedür olarak o dönemli Delaware Valisi telefonla arandı ve idam bitene kadar son dakika bir af durumu çıkma ihtimali yüzünden açık tutuldu.

Siyah başlıklı ve siyah tulumlu 2 gardiyan, yaklaşık 100 kilo olan Bailey’e idam sehpasına kadar eşlik etti.

BEZ BEBEK GİBİ SALLANDI

İdam sehpasına yerleştirilen Bailey’in asılmadan saniyeler önce ellerini sıktığını göze çarptı. Saat gece 12.04’ü gösterirken gardiyan, iki eliyle tuttuğu tahta mekanizmayı indirdi ve Bailey’in altındaki kapak açıldı. Bailey’in idamına tanık olanlardan biri, onun bir bez bebek gibi ipin ucunda sallandığını ifade etti.

ABD'de asılarak idam edilen son kişi olan Bailey’in, 11 dakika sonra saat 12.15’te resmi olarak öldüğü kayıtlara geçti.

 

SON YEMEĞİNDEKİ İLGİNÇ DETAY

İdamına sayılı saatler kalan Bailey, hücresinden çıkarılarak idam sehpasının yakınlarında bir karavanın içerisine alındı. Burada son 24 saatini uyuyarak, yemek yiyerek, televizyon izleyip kız kardeşi ile görüşerek geçiren Bailey, son yemeği olarak ise iyi pişmiş bir biftek, ekşi soslu ve tereyağlı fırın patates, bezelye ve vanilyalı dondurma istedi.

Pek çok kişi idam mahkumlarının genelde iştahlarının kapalı olduğuna dikkat çekerek Bailey'in, ölmeden hemen önce bu kadar çok yemek yemesini ilginç buldu.

Lambertson ailesinin oğlu olan Saxton da Bailey’in idamını izleyenlerden biriydi. İdamın ardından nasıl hissettiği sorulan Saxton, “Ailem çok masum insanlardı. Yaşlı ve küçüktüler ve o büyük bir canavardı. Onları vurmayı seçti, bu yüzden ölmeyi seçti” ifadelerini kullandı.