Temel malzemesi insan olduğu için siyaset sorun çözme sanatı olduğu kadar aynı zamanda bir fikir ve gönül birlikteliğidir.

Ve meşakkatli zor eğer uğraşanın çıkış noktası insan ve ona hizmet ise bir o kadar da erdemli bir meslektir.

Zorluğu şuradadır; doğumunda, sünnetinde, hastalığında, düğününde velhasıl acılı ve tatlı günlerinde insanları aramayı gerektirir.

Cenaze törenleri ise diğerlerinden farklı bir özelliğe sahiptir ki, yakınlarının acılarına ortak olmak kadar manen bir helalleşmedir.

Eğer vefat eden ya da birinci derece yakını siyasete emek partiye omuz vermişse yapılan organize ile partililere moral dışarıya birlik, beraberlik mesajı verilmesidir.

Hepsinden de önemlisi ahde vefadır.

Örneği de demokratlardır.

Uzun yıllar Aydın’ı gerek milletvekili gerek bakan olarak temsil eden demokrat misyonun temsilcisi Nahit Menteşe siyaseti bıraktıktan sonra bile sıhhati elverdiği ölçüde bir cenaze, bir düğün için Ankara’dan Aydın’a gelir gönül alır, giderdi.

Bir de onların 1968’li yıllarda Adalet Partisi’nden ayrılan Demokratik Parti’yi tekrar AP ile birleştirmek için Ankara’ya giden ancak grubun dönüşte geçirdiği trafik kazasında vefat eden Yenipazar Adalet Partisi İlçe Başkanı Mustafa Bayraktar örneğinde olduğu gibi üç gün dostlarının evinde taziyeleri kabul ettikleri de olurdu.

Onların siyaset sahnesinde uzun süre kalmalarının, saygınlıklarının ve halen daha devam eden itibarlarının şifresi bu olmalı…

Bu duygudaşlıktan dolayıdır ki, İsmet Sezgin’in cenazesi için Aydın’dan Ankara’ya vefa borcunu ödemeye yüzlerce insan gitmiştir.

Bu misyona sahip olanların aralarındaki bağlılık ve birbirine olan tutkunluk milletvekilleriyle de sınırlı değildir.

Uzun yıllar Nazilli’de Demokrat Parti çizgisindeki Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi’nde yöneticilik yapan son yerel seçimde AK Parti Nazilli Belediye Başkan Adayı Mustafa Acar’ın geçtiğimiz günlerde vefat eden kayın pederinin cenazesine AK Partililerden fazla Aydın’ın dört bir yanından gelen eski partisinden arkadaşları katıldı.

Ben siyasetin açık söyleyeyim bu insani yönünü önemseyenlerdenim. Zira mevkilerin, makamların geçici olduğu bir Dünya’da kalıcı olan ve doğruluk, dürüstlükten, samimiyetten sonra insana itibar kazandıran, adını ölümsüzleştiren bu yönüdür.

Geçen Pazar (14.Mayıs 2017) Aydın’ı iki dönem AK parti milletvekili olarak Meclis’te temsil eden Semiha Öyüş’ün annesinin cenaze töreninde gördüğüm manzara siyaset adına olduğu kadar insanlık adına da beni üzdü.

Semiha Öyüş’ün iki dönem vekil olarak emek verdiği partisine mensup insanlardan cenaze törenine katılanlar bir elin parmakları kadardı.

Siyaset bu kadar mı yozlaştı ya da insani ilişki olmaktan çıktı da çıkar ilişkisi haline mi geldi?

Siyasi gelenek, ahde vefa ve insani görev ve duygudaşlık açısından bakıldığında ne olması gerekiyordu?

AK Parti teşkilatlarının sağlayacakları katılımla onlardan daha fazla sahiplendiklerini göstermeleriydi değil mi?

Eski vekillerden Ahmet Rıza Acar törendeydi…

Ancak gözler eski vekiller Ahmet Ertürk’ü aradı yoktu…

Atilla Koç’u aradı yoktu…

Gültekin Kılınç’ı aradı o da yoktu…

Mevcutlardan Mehmet Erdem defin sonrası evdeki merasim hariç cenazeye eşlik etti…

Mustafa Savaş ne kendi göründü ne de çelenk gönderme zahmetinde bulundu…

Abdurrahman Öz de öyle…

İzmir Valisi Erol Ayyıldız, çelenk gönderince cenaze sahibinin Aydın milletvekili olması hasebiyle gözler Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak’ı aradı ne kendini gören oldu ne de çelengini…

İl Başkanı Ömer Özmen ve gençlik kolları başkanı Enes Yıldız başından sonuna kadar merasimdeydi…

Ancak asıl partilileri bu iş için organize edecek insan Efeler ilçe Başkanı Aytaç Aslan her nedense yoktu…

İl Başkanı, ilçe başkanı, gençlik kolları başkanı olmak tamamda nerede kaldı teşkilatçılık?

Kendi vekillerinin cenazesine sahip çıkmaktan aciz yönetime yönetim denmez dense dense kadim CHP’de olduğu gibi iş takibi yapan mütevelli heyeti denir.

Bu da AK Parti’nin niye Aydın’da tel tel döküldüğünün, içine kapandığının bir başka göstergesidir.

Eğer bu gün bu parti Aydın’da halen ayaktaysa nedeni iktidar olmaları… O tutkal da olmasa patlayan araba camı gibi tuz, buz olacaklar.