BAŞBAKAN Binali Yıldırım, İspanya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin ekonomiye ilişkin sorularını da yanıtladı. "İki aylık süreçte muhtemelen atılacak yeni adımlar da olacaktır. Ekonomiye ilişkin öngörüleriniz, planlarınız nedir? Mesela imar affı gelebilir mi" sorusu üzerine Yıldırım, "Onu Meclise verdik ama bu imar affı değil, imar barışı. İmar affı ayrı bir şey. İmar barışı Türkiye'de 12-13 milyon konutu ilgilendiriyor" dedi. Büyükşehirler başta olmak üzere yapılmış ama bir türlü yapı kullanım, ruhsat ve imar iznini alamamış konutların olduğunu kaydeden Yıldırım şunları söyledi:

YAPI KAYIT BELGESİ

"Kimisinin mülkiyet sorunu var, kimisi imar almadan yapı yapmış veya imar almış eklentiler var. İmara uygun yapılmamış. Mera, Hazine, vakıf, şahıs ve orman arazisi üzerine yapılmış falan. Yani burada getirilen şey bir barış, bir uzlaşma. Bu ne getirecek? Bir kere, vatandaşın yapıp yıllarca yaşadığı yeri meşruiyet kazanacak. Şimdi 'Yerim değil' diyor, yani devletin kayıtlarında bina gözükmüyor, toprak gözüküyor. Vatandaş sahip, burası benim yerim hissini yaşayamıyor. Elektrik, su, doğal gaz alamıyor, değişiklik yapacak ruhsat alamıyor. Yapı kayıt belgesi verilecek. Böylece bir uzlaşma, bir barışma süreci başlamış olacak. Ondan sonra ne olacak? Vatandaş eğer yerini yıkıp yeniden yapmak istiyorsa bu sefer müracaat edecek belediyelere, uygun imar planı onaylanacak, sonra yapacak. Kentsel dönüşüm teşvik edilecek. Yani bu yapı kayıt belgesiyle kentsel dönüşümün hızlanması da sağlanmış olacak. Bu yönde teşvik maddeleri var. Getirdiğimiz budur."

ŞOKA KARŞI DİRENÇLİ

Yıldırım, "Türk ekonomisine karşı siyasi süreçlerle de bağlantılı dışarıdan birtakım olumsuz saldırılar gündemde. Yeni bir kaygınız var mı?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Hiçbir kaygım yok. Türk ekonomisi her türlü saldırıya, şoka karşı dirençli bir ekonomidir. Çünkü sanal değil üreten, büyümeyi esas alan, istihdam oluşturan ve ihracat esasına dayalı bir ekonomidir. Bu sene alacağımız kararların da etkisiyle hem büyüme sürdürülebilir şekilde olacak hem de kur ve enflasyon meselesini daha dengeli, sürdürülebilir bir düzeye getireceğiz."