* Geçen yıl “Her Hayat Bir Keşif” adlı albümünüzü çıkarmıştınız, o albüm yeni bir hayatın kapısını araladı mı size?       

- Türk müziğinin talep görmediği bir dönemde böyle bir albüm hazırlamak büyük riskti, bu anlamda Zara’ma teşekkür ediyorum. Bana bu cesareti o verdi. Ama Türk müziğini hak ettiği yerlere getirmek için benim tek başıma çaba göstermem yeterli değil. Bir emek verdim ama karşılıksız bir emek bu...

* Yaptığınız işlerin karşılığını alamadığınızı mı düşünüyorsunuz?

- Maddi olarak alamıyorsunuz tabii. Ama benim öyle bir kemik tabakam var ki, nereye gidersem gideyim beni takip ediyorlar. Bu da manevi açıdan bana yetiyor. Bir de ben albüm çıkaramamanın üzüntüsünü yaşıyordum. Yıllarca “albümsüz sanatçı” olarak anıldım. O yüzden benim için önemliydi bu albüm.

* Neden albüm çıkaramıyordunuz?

- Yıllarca albüm teklifi gelmedi bana. Beni aşan nedenleri var bunun. Asil mücadele veren bir kadının bu konularda ödün vermesi çok zor... Daha sonra da eşimi kaybettim, hayat bana zindan oldu. Ben gözümü onunla açmıştım ve onunla kapatacağım diye mücadele verdim. O benim çocuklarımın babası, ilk aşkımdı. Bir de biliyorsunuz eceliyle ölmedi, intihar etti. İşleri çok kötü gidiyordu çünkü. Perişan olduk biz de... 

* Bu durumun üstesinden gelmek çok zor olmalı...

- Hiç kimseden yardım almadan, inancımla ayakta durdum, sabrettim... 

ÖN MASALARLA İLGİLENMİYORUM DİYE FAHRETTİN ASLAN’LA KAVGA EDERDİK

* Albümsüz olmak, bir sanatçı için nasıl bir durum?


- Albümsüz bir sanatçı olmak, insanı öldürüyor. Ben bunun çok da farkında değildim açıkçası. Zaten Maksim’e ilk çıktığımda da albümsüzdüm. Biraz daha geç ve albümlü çıkmayı tercih ederdim. 

* Gazinoda çıktığınız dönemde sorun yaşadınız mı hiç?

- Bizim Fahrettin Aslan’la en büyük kavga nedenimiz, benim ön masalarla ilgilenmeyişimdi. Meğer benim büyüklerim, ben sahneye çıktığımda ön masalarda oturanları kaldırtıyormuş, ben onlarla ilgilenmediğim için kalktılar sanılsın diye. O kadar genç ve deneyimsizdim ki o zamanlar, bunların farkında değildim. Yıllar sonra öğrendim.

* Kimler yapıyormuş bunu?

- O zamanki ablalarımız, rakiplerimiz...

* Kaç yaşındaydınız Maksim sahnesine ilk çıktığınızda?

- 20’li yaşlardaydım. 

* Peki o zamanlar kimler çıkıyordu sahneye?

- Altımda Ahmet Özhan, Zerrin Özer, Gülben Ergen, Belkıs Akkale ve İbrahim Tatlıses çıkıyordu. “Alt kadrom” demek istemiyorum ama, onlar bendeki cevheri bildikleri için “Biz çıkalım” demişlerdi. 

ALBÜMDEN SONRA BANA ANORMAL BİR CESARET GELDİ

* Siz, gazinoların kapanmaya başladığı dönemde sahneye çıktınız, albümünüz de yoktu. Kariyerinizde bir şanssızlık da söz konusu sanırım..

.
- E şanssızlıktı tabii... Albüm yok, gencim, tecrübesizim, bir de evliyim, çocuklarımı okutmak için çalışıyorum... 

* Peki, yıllar sonra üçüncü albümünüzü elinize aldığınızda ne hissettiniz?

- Yaşadığımı hissettim. “Ben varım, tekrar okuyabiliyorum” dedim. 

* Albümle silkelendiniz, enerjinizi topladınız ve bir de oyunculuk yapmaya başladınız...

- Kaderde Feriha Billurses olmak da varmış! İnanamıyorum bu duruma, nereden çıktı birden bire? Zannediyorum albümün de getirdiği bir hatırlama... Albümden sonra bana anormal bir cesaret geldi. Oyunculuk deneyimimin nasıl olacağını zaman gösterecek. Şu anda işi çok başındayım. 

90’LARDA GÜZEL KADIN YOKTU

* Geçtiğimiz bölümde Feriha Billurses, oyuncu olmak isteyen genç bir kadına öğüt veriyordu, size de öğüt verenler oldu mu?


- Oldu tabii. İlk öğüdü veren ise Canan Yaka’ydı. Kostümümü o dikmişti. “Sen sesi, fiziği olan, kendinden ödün vermesine gerek olmayan belki de tek sanatçısın. Sakın ödün verme” demişti.

* O söze uydunuz mu?

- Tabii, benim yapım öyle zaten. 

* Peki, assolist olmak nasıl bir şey?

- Valla, esasında assolist siz değilsiniz, gazinonun patronu. Bütün olayları o yapıyor. Karşı tarafa sizi öyle bir abartıyor ki, siz üç alıyorsanız beş gösteriyor. Siz iki liraya tuvalet diktiriyorsanız, 22 liraya diktirdiğinizi söylüyor... Gazinonun bittiği dönemlerdi ama ben inanılmaz kitlelere konserler verdim. Konserlerimde sevenlerim benim arabamı yerinden kaldırırdı. Bir de 90’lı yıllarda çok güzel kadınlar yoktu, o zamanlar sahnede kendi güzel sesi güzel kadın bulmak zordu. O yüzden fiziğim sanatımın önüne geçti o dönem, ama artık sesimi beğensinler.

OĞLUM “DOĞAL OL” DEDİ

* Oğlunuz Cenk Torun da oyunculuk yapıyordu ama uzun süredir hiçbir işte yer almıyor, neden?


- Birkaç projede rol aldı ama çok da üstüne gitmedi. Ama son dönemde ona da iyi projeler gelmeye başladı. Ben Cenk’in kabiliyetli olduğunu düşünüyorum. Kendi kabiliyetimi ise bilmiyordum, birden bende de bir ışık çıktı.

* Oğlunuz size önerilerde bulundu mu bu diziye başladığınızda?

- Ben “Bana birkaç tavsiye ver dedim”, o da “Anneciğim tamamen doğal olacaksın” dedi.

Hürriyet