Bilirkişi raporunda, derneğin bir şirketten yaptığı alımda dahi tahrifat 30 milyona kadar çıkıyor.

‘Belge tahrifatı’ skandalıyla gündeme gelen Deniz Feneri e.V soruşturmasında bu kez bilirkişi raporu skandalı yaşanıyor. Almanya’da başlayan ve Türkiye’de devam eden Deniz Feneri e.V Derneği soruşturmasında Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin başını yakacak bir hukuk skandalı yaşandığı, derneğin hukukçularının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı itiraz ile ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Deniz Feneri e.V Derneği ile ilişkisi olduğu iddia edilen isimler hakkında yürütülen soruşturmada istenen bilirkişi raporunda, Aytaç A.Ş’den yapılan alımların faturalarının bilirkişi tarafından “hatalı” ya da “kasıtlı” olarak yanlış gösterildiği iddia edildi. Bilirkişi raporuna itiraz eden Deniz Feneri Derneği hukukçuları, raporda yer alan hataları şöyle sıraladı: “Bir kalem hareketiyle 1 milyon liralık fatura 11 milyon lira yapıldı, mükerrer fatura kaydı yapılarak milyonlarca lira fazla alım gösterildi, Deniz Feneri Derneği ile Deniz Feneri e.V Derneği’nin hesap numaraları karıştırılarak 30 milyonluk açık yaşatıldı.” Türkiye Deniz Feneri Derneği Başkanı Av. Mehmet Cengiz, “Bu bir hukuk skandalı. Bu soruşturma bu yanlış ile sürseydi eğer; bir gece ‘Deniz Feneri Derneği yolsuzluğa bulaştı’ diye bizi götürürlermiş endişesini yaşadık. Bilirkişi raporuna itiraz dilekçemizi sunduk. Raporu hazırlayan kişi hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

Deniz Feneri soruşturmada yok

Bilirkişi raporundaki hataları değerlendiren, kendisi de bir hukukçu olan Deniz Feneri Derneği Başkanı Avukat Mehmet Cengiz, rapordaki hataları belirterek şöyle konuştu: “Bu kadar üst üste maddi hataların, işlem hatalarının olması dikkat çekici. Aynı sayfada dört beş yerde işlem hatasının yapılması bizim ‘kurgu’ olduğu endişelerimizi doğurdu. Kasıtlı olarak içinden çıkılamaz bir tablo oluşmuş. Bilirkişi kalemini oynatmış ve 30 milyon TL’lik bir işlem oluşmuştur. 22 yıllık hukukçuyum. Meslek hayatımda, böyle bir bilirkişi raporu hiç görmedim.

Bu bir hukuk skandalı. Bu soruşturma bu yanlış ile sürseydi eğer bir gece Deniz Feneri Derneği yolsuzluğa bulaştı diye bizi götürürlermiş meğerse endişesini yaşadık. Bu düzelecektir diye ümit ediyoruz. Bu soruşturma dosyası bize tebliğ edilmediği şekli ile devam etse idi biz de yolsuzluktan tutuklanabilirdik. Biz Deniz Feneri e.V soruşturmasının hep dışında olduk.

Görevden alınan savcılarla defalarca görüştük. Onlar da şimdiki savcılar da ‘Deniz Feneri Derneği’nin bu dosyanın muhatabı değildir’ dediler. Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin bu soruşturmanın içinde olmadığını savcılık makamından hep talep ettik. Ama bu bilirkişi raporu bizi bu operasyonun orta göbeğine kadar koyacaktı.”

İşte bir belgedeki skandal ‘hata’lar zinciri

Savcılığın, Deniz Feneri e.V Derneği’nin, Aytaç A.Ş ile yaptığı alımları incelemesi için istediği bilirkişi raporu, aslında yaşanan skandalı da ortaya koydu. Deniz Feneri Derneği avukatlarına göre sadece bir alım raporunda bile beş yanlış yapıldı.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın, Deniz Feneri e.V Derneği’nin Aytaç A.Ş’den yaptığı alımların incelenmesi için istediği bilirkişi raporunda Deniz Feneri Derneği hukukçularının yaptığı incelemelere göre şu hatalar zinciri yapıldı:

1 - Bir kalem hareketiyle 10 milyon artış: Türkiye Deniz Feneri Derneği’nin 2003’te Aytaç A.Ş’den yaptığı mal alımı, raporun içinde 1.196.321,87 TL olarak tespit edilmiş olmasına rağmen; raporun sonuç kısmında rakamların başına (1) sayısı eklenerek, mal alımına ilişkin rakam 10 milyon Türk lirası artırıldığı görülüyor.

2 - Hesap kargaşası: Bilirkişi, Deniz Feneri Derneği’nin, Aytaç A.Ş.’ne 2003 yılında yaptığı 1.302.671,96 TL ve 2005 yılında yaptığı 11.312.626,68 TL ödemeyi hesap tablosuna eklemedi ve bu ödemeyi kasıtlı olarak Deniz Feneri e.V tablosuna ekleyerek, Almanya Deniz Feneri e.V.’nin Aytaç’a 9 milyon TL fazla ödeme yaptığı yönünde hesap kargaşası oluşturdu. Deniz Feneri Derneği ile Deniz Feneri e.V’nin hesap numaraları karıştırılarak içinden çıkılmaz bir durum yaşatıldı.

3- Mükerrer fatura kaydı: Bilirkişi, raporunda mükerrer fatura kaydı yaparak, rakamları bilerek ya da bilmeyerek şişirdi ve gerçek olmayan rakamlarla sahte bir yolsuzluk suçlaması ortaya attı.

4 - MASAK ve Bakanlık raporları yok sayıldı: 2008 yılından itibaren Deniz Feneri Derneği, İçişleri Bakanlığı Denetçileri tarafından 3 kez ve MASAK tarafından da 2009 yılında 6 ay süre ile denetlendi. Deniz Feneri Derneği’nin kuruluşundan denetimin yapıldığı tarihe kadarki tüm parasal hareketleri denetlemiş ve denetim raporu soruşturma dosyasına sunulduğu halde bilirkişi bu raporları göz ardı etti.

5-Tek taraflı inceleme yapıldı: Bilirkişinin yolsuzluk iddiasını dayandırdığı belgeler sadece Aytaç şirketinden alındı, Deniz Feneri Derneği’nden herhangi bir belge istenmedi. Bu yönüyle de rapor tek taraflı ve somut delile bağlı olmaksızın hazırlandığından, rapor hukuken yok hükmünde.

‘Tahrifat’ belgelere yansıdı

Deniz Feneri Türkiye ile, Deniz Feneri e.V hesaplarında karışıklıkla kalmayan bilirkişi raporlarında, derneğin yaptığı alımlarda yok sayılan rakamlar da dikkat çekiyor. ‘Hata’ mı yoksa ‘kasıt’ mı olduğu anlaşılmayan skandal, Deniz Feneri hukukçularının itirazıyla ortaya çıktı.
star