Atiye, gerilim ve fantastik türünde Netflix’te yayınlanan bir dizi. Şengül Boybaş'ın Dünyanın Uyanışı adlı kitabından uyarlandı. Dizinin yayınlanmasından sonra Ece Özbaş, senaryonun Sihrin Kovulmuş Melekleri kitabından intihal olduğu gerekçesiyle dava açtı. Bilirkişi raporu Özbaş’ı haklı buldu. Süreci Ece Özbaş ile konuştuk.

Bugüne kadar basılmış kaç kitabınız bulunuyor?

İlk kitaplarım inceleme araştırmaydı. Cahit Sıtkı Tarancı ve Peyami Safa’nın hayatı, eserleri, sanata bakışını kaleme aldım. Ardından uçuk kaçık hikâyelerin olduğu ortak yazarlı bir kitap. Alinda isimli şiir ve öykülerimi topladığım bir denemem var. İlk romanımsa Sihrin Kovulmuş Melekleri, ardından Deldelice ismini verdiğim bir novellam yayınlandı. Konfüçyüs’ün hayatını anlattığım kısa bir eser çıkardım. Babamın Çirkin Kadınları ve yazar dostum Rıza Özal ile yazdığım Selma, Leiter ve Yeni Irk isimli fütürist romanımız yayınlandı.

Bu ay ilk çocuk kitabım Cumhuriyet Sevdası sevgili çocuklarla bulaşacak, çok heyecanlıyım çünkü çocukların dünyası çok eğlenceli. Çeşitli hikâye seçkilerinde yer aldım, Altı Üstü Hikâye, Esrarengiz Hikâyeler, Aynı Gökyüzü Altında kitaplarında sevdiğim öykülerim var.

‘DİZİNİN TEMELİ BENİM KİTABIMDAN’

l Atiye dizisinin kitabınızdan intihal olduğunu diziyi izlerken mi fark ettiniz?

Evet izlediğim an anladım. İşin üzücü tarafı hikâyenin esinlenildiği söylenen kitabın yazarını tanıyor olmamdı. Elbette kitabı da alıp okudum. Vardığım sonuç üzücüydü, çünkü idealist bir tarafım var.

Sihrin Kovulmuş Melekleri’ni yazarken uzun araştırmalar yaptım, bölgeyi gezdim, insanlarla görüştüm, madalyonu tasarladım, Süryani metinler çevirttim, bilgilerimi ve ruhumu birleştirerek yazdım. Yazmaya başlamadan önceki süreç on yıl. Hiç yazılmamış bir konuda kalem oynatmadan önce ufacık bir bilgi kırıntısının bile peşinden koştum. Bu emeğin üzerine konmaya çalıştılar ve beni onları kullanarak reklam yapmaya çalışmakla suçladılar. Doğrusu büyük rahatlık. Diziye temel olan kitap Sihrin Kovulmuş Melekleri, en net olan bu. O romanla tek ilişiği belki de karakterin isminin Atiye oluşu. Küçük oynamalar yaptıkları birebir sahneler var, inanamadım, bir insanın bu kadar yok sayılması bana göre sıra dışı bir özgüven.

l Sizce bunu yapmaktan neden çekinmediler?

Ben ünlü bir yazar olmayabilirim, ama bir kültür emekçisiyim ve metinlerin ruhunu çok iyi çözerim, editör olarak otuz yıl emek verdim, beni aciz görmeleri ve sesimi çıkarmayacağımı düşünmeleri oldukça ilginç. Objektif olmak için defalarca izledim, kendimi inandırmaya değil, inandırmamaya çalıştım, çünkü yazdığım roman bir üçlemenin ilk kitabı ve benim için film yolculuğuna varacak bir eserdi. Uzun süre kitabın devamını kaleme almak istemedim, çünkü yeni sezonlar çıkmamıştı.

Savunmalarında konuyu bulduklarını söyledikleri zaman benim kitabımın çıktığı tarih, kaldı ki söz konusu yazar zaten benim yazım sürecimi ve az çok kurgumu da biliyordu. Kitap çıktığında tanıtım için teaser yayınlamıştım, herkeste bir film duygusu uyandırmıştı, sanırım onlarda da uyanmış olacak ki benden hızlı davrandılar çünkü çevreleri buna müsait. Ama evrenin adaleti eşsiz.

‘REKLAM HEVESLİSİ DEĞİLİM’

l Sorunu dava konusu yapmadan önce dizi yapan ilgililerle bir temasınız oldu mu?

Diziyi yapan ilgililerle hiçbir temas kurmaya çalışmadım, çünkü benim öncelikli derdim eserime sahip çıkmaktı. Her kitap yazarın ruhunun çocuğudur, onu sahipsiz bırakacak değilim.

Dava konusu yapmadan önce birçok avukata danıştım, kitabı okuyan ve diziyi izleyen profesyonel arkadaşlarıma danıştım, emin olduktan sonra da zerre kadar korkmadan davayı açtım.

Bilirkişi raporu benim lehime çıkmıştı, ama birkaç gün okuyamadım. Karşı tarafın sunduğu tuhaf ve uzun raporlar da ilk elime ulaştığımda hemen okuyamadım, sindirmek için kendime süre tanıdım, iyice sakinleştiğimde okudum. Benim için dalgalı bir süreç, aşırılığa kaçmamaya ve adil olmaya çalıştığım için bilirkişi raporu çıkana kadar kendi sosyal medya hesaplarımda bile konuyu açmadım. Sustum ve bekledim, derdim menfaat edinmek olsaydı davayı ilk açtığım gün herkese duyurmaya çalışırdım.

Reklam heveslisi değilim, dedim ya idealistim, sahiden sağduyuyla hareket etmeye çalışıyorum, ama sırf idealistim diye hakkımı başkalarına da sunacak değilim. Ben eserime her yönüyle sahip çıkıyorum, çünkü her kelimesinin ardından onlarca kitap, fikir, heyecan ve duygu var. Dünyadaki her yaratımım benim için değerlidir.

TAZMİNAT ORANIYLA İLGİLİ RAPOR

l Dava hangi aşamada ve nasıl ilerleyecek?

Devletin atadığı bilirkişi heyeti yüzde 70 intihal oranı belirledi. Karşı taraf doğal olarak itiraz etti, kabul etselerdi şaşırırdım doğrusu. Bilirkişilerin güvenilirliğini sorgulayamazlar, zira daha önce kendilerine açılan davalarda olumlu sonuç aldıkları bir sistem. Orana itiraz ettiler, detaylanmasını istediler. Biz de tazminat oranıyla ilgili detaylı raporlar istedik, Ekim 2023’te dava tekrar görülecek, bu kez bir sonuca bağlanmasını umuyorum.

l Sihrin Kovulmuş Melekleri, kitabınızın konusu kısaca anlatır mısınız?

Sihrin Kovulmuş Melekleri Harut ve Marut’u da dünyada bir roman kurgusu içinde işleyen ilk yazar benim. Hem mitolojik figürlerin işlendiği bir eser hem de insan ruhunun gelgitleri, toplumsal rollerin hayatı nasıl şekillendirdiğini kendi çerçevemden aktardığım bir roman. Devamı olan Büyücü Ninva’yı da mitoloji, felsefe ve yine dinler tarihiyle harmanlayarak yazdım. Mitoloji benim için çok önemli bir alan, çünkü insanın ana kaynağına iniliyor.

“Aşk benim cehennemim, içinden çıkamadığım hapishanem. Bir gardiyanım olsa kandırıp çıkacağım, ama bu kuyuda yapayalnızım. Burası Zühre’nin laneti, Süleyman’dan mührü çalan şeytanların kuyusu, burası aşk cehennemi. Harut ve Marut’un hüznünde günahlarımın bedelini ödüyorum.

Kocam sevdiğimi öldürdü. Ben kocamı öldürdüm. Torunum sevdiğini öldürecek. Bu kuyu benim kanımın laneti. Zühre’nin yolu artık. Parlayan bir yıldız olmak istiyorsan hayalleri yok etmelisin. Harut ve Marut madem sevdiğimi aldı benden, ben de onlarla hazzı yok edeceğim.

Ben Ninva, aşkın celladı, Zühre’nin torunu, Ninva’nın babaannesi” diyorum kitabımda.

Sihrin Kovulmuş Melekleri, yüzyıllara uzanan bir hikâyenin uzantısı. Kur’an’da adı Harut ve Marut, Sümerlerde Dumuzi ve Enkidmu, Hintlilerde Saraswati ve Amrita, Ermenilerde Hawrot ve Mawrot olan, insanlara büyüyü öğreten meleklerin ve Süryani bir ailenin şaşırtıcı hikâyesi… Çok konuşulmayan, geride tutulan bir mitoloji ve sarsıcı bir aşk!