Bağcılar'da Türk 'Harvard'ı... 150 milyon dolara mal olan Medipol Üniversitesi Hastanesi, dünyanın en saygın tıp fakültelerinden Harvard'ı model aldı.

Başhekim Prof. Orhan Gazi Yiğitbaşı, 'Türkiye'ye dönmek isteyen ama yurtdışındaki standardı yakalayamama kuşkusunda olan hekimlerimizi bünyemizde toplayacağız' diyor.

AKŞAM'a konuşan Medipol Üniversitesi Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Orhan Gazi Yiğitbaşı; Harvard ve Cleveland modellerini uyguladıklarını belirterek, 'Doktorlar bilimin, eğitimin ve tedavinin burada birlikte yürüyeceğini gördüler.

Bu yüzden yakında alanında değerli isimleri aramızda göreceksiniz' dedi. İşte Prof. Yiğitbaşı'nın açıklamaları:

Genel Hastane, Onkoloji Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Hastanesi ve Diş Hastanesi'nden oluşan 4'lü kompleksin yatak kapasitesi 470, 133 yataklı yoğun bakım ünitesi mevcut.

Her poliklinik odasına o branşın kullanması gereken en iyi aleti koyduk. Doktorlarımız en yüksek teknolojiyle çalışan cihazlarla teşhis koyarak hastalarına uygun tedavi hizmetini verecek.

Her işin başı insan. Bu yüzden hastaneye alınacak her kadroyla bizzat görüşüyorum. 1500'ün üzerinde mülakat yaptım.

Doktorlar; diyabetten tansiyona, Alzheimer'dan Parkinson'a birçok kronik hastalığa çare bulmak için gerekli bilimsel araştırmaları da yapabilecek, öğrenci de yetiştirebilecek.

SGK geçtiği için de geniş bir vatandaş kesimi de hastanemizde tedavi olabilecek.

Türkiye'ye dönmek isteyen ama çalıştığı standardı yakalayıp yakalayamama konusunda kuşkuları olan hekimlerimiz var.

Çoğu ABD'de çalışıyor. Onlara aynı kurumda laboratuvarlarda araştırma yapabileceklerini, öğrenci yetiştirebileceklerini ve geniş bir hasta kitlesine bakabileceklerini anlattık.

Özellikle de cerrahi branşlarda gerçekten iyi isimlerle yakında sözleşmelerimizi imzalayacağız ve onlarla ülkelerinde birlikte çalışmanın gururunu yaşayacağız.

Hastalar hapı online yutuyor

Hastanenin yataklı bölümlerinde bulunan bu cihazda ilgili branşı ilgilendiren ilaçlar özel ambalajları bozulmadan tek tek saklanıyor. Hekim, hastanın ilacını bilgisayarda yazıyor.

Online veri önce eczaneye sonra da cihaza geliyor.
 

Hemşire, hastaya, o gün o saatte hangi ilacı verecekse, cihazı kendi parmak iziyle açıyor. İlacı hastaya vermeden önce bilekliğinde barkoda okutarak doğrulamasını yapıyor.

Sonra hastaya veriyor. Aynı anda hastanın faturasına yansıyor. İlaç dolaptan çıktığı an, stoktan otomatik olarak düşüyor. Ne doktorun reçetesi ne de SGK'ya gönderilecek belgeler, kağıtlar aracılığıyla iletilmiyor. Her şey online yürütülüyor.