Türkiye’yi derinden sarsan depremin büyüklüğü, neden bu kadar çok yıkıma ve ölüme sebep olduğuna ilişkin tartışmalar gündemde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Yapı denetim firmaları, müteahhit, inşaat işçileri tüm detaylarıyla masaya yatırılırken son olarak Yapı ve Zemin Laboratuvarları Derneği Başkanı Yavuz Poyraz’ın beton numunelerinin standardın altında olduğu ile ilgili açıklamaları tartışmayı farklı bir boyuta taşıdı. Poyraz, Türkiye genelinde hazır beton taşıyan kamyonlardan alınan numunelerin yüzde 26’sının, İstanbul’da ise yüzde 40’ının standarttan daha düşük olduğunu öne sürdü.

BU ŞARTLARDA İNŞAAT DURUYOR

Milyonlarca ev sahibini ve kiracıyı tedirgin eden bu açıklamalar üzerine oklar bu kez Türkiye Hazır Beton Birliği’ne (THBB) çevrildi. Türkiye’deki betonun yüzde 65’inin birlik üyeleri tarafından üretildiğini vurgulayan THBB Başkanı Yavuz Işık, hazır beton zorunluluğunun 2000 yılından itibaren başladığını söyledi. Üretimden inşaat alanına varıncaya kadar betonun tüm süreçlerinin takip edildiğini belirten Işık, “Beton standart dışı çıktıysa, kullanılan alandan karot örneği alınır ve test edilir. Eğer karot da belirlenen değerin altındaysa inşaat durur” dedi.

DENETLENMEYEN YÜZDE 35 RİSKLİ

Üye tesislerin THBB tarafından denetlendiğini belirten Işık, “Yılda bir kez sistem denetimi yapılıyor, 3 kez de ürün denetimi yapılıyor. Birliğe üye firmaların tesislerinde mutlaka bir inşaat mühendisi bulundurma ve laboratuvar şartı var. Çimentonun, agreganın (kayaçlardan elde ediliyor) kimyasal katkılarına bakıyoruz. Onlarla ilgili birçok teknik analizimiz var. Sonra bütün sistemleri, su-beton oranına kadar kontrol ediyoruz. Bizim kaygımız Türkiye Hazır Beton Birliği tarafından denetlenmeyen yüzde 35’lik kısmıdır” bilgilerini paylaştı.

KAREKODLA ANLIK TAKİP VAR

Çimento oranının beton dayanım sınıfına göre değiştiğini ifade eden Işık, şöyle konuştu: “C30 sınıfı bir betonun 1 metreküpü için 300 kilogram çimento kullanılır. Betonun içindeki katkılar yüzde 2 hassasiyetle ölçülür. Beton inşaata gönderilmeden önce elektronik ortamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirilir. Bunu yapmayan hiçbir firma Türkiye’de beton üretemez. Mikser inşaat alanına geldiğinde bu kez yapı denetiminin işi başlar. Mikserin üzerinde bir karekod vardır. Yapı denetim mühendisi bu karekodla betonun geldiği yeri bilir. Karekod yoksa mikser inşaat mahalline giremez.”

7 VE 28’İNCİ GÜNDE BASINÇ TESTİ

Her beton mikserinden yapı denetim firmasının numune aldığını dile getiren Yavuz Işık, şunları anlattı: “Her bir numune içine dijital takip çipi koyulur. Dijital çipe geçiş 2010 itibarıyla başladı. Şu anda üretilen tüm betonların içinde çip var. Numuneler 16-24 saat sonra laboratuvara taşınır. Havuzda suyun içinde bekletilir. 7 gün sonra basınç dayanımı ölçülür. Bu basınç dayanımı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yapı denetim firması tarafından görülür. Eğer sağlaması gereken basınç dayanımı standardın yüzde 65’ini sağlayamadıysa o inşaat bekletilir. Yeni kat çıkması engellenir. Sınıfı geçerse inşaat devam eder. Yani beton, olması gereken standardın yüzde 65’ini 7 günde sağlamalı. Örneğin; C30 betonda yüzde 65, 23-24 mega paskala denk geliyor. Esas 28 gün önemli. 28 günün sonunda 30 mega paskalın tamamlanması gerekiyor.”

‘SU KATMAK CİNAYETTİR’

İnşaat mahallinde beton pompalanırken birtakım sıkıntıların oluştuğunu belirten Işık, şöyle konuştu: “Burada en önemlisi su-çimento oranıdır. Siz eğer tesisten gelen betonun içine su katarsanız betonun dayanımı azalır. Bir metreküp betona eklenen 10 litre su basınç dayanımını yüzde 10 azaltıyor, metreküp başına 15 kg çimentonun etkisini boşa çıkarıyor. Yüzeyde çatlakları yüzde 10 artırıyor. Sonuç olarak yapıdaki betonun istenilen performansı vermesi mümkün olmuyor. İnsanların güvenliği riske giriyor. Bu en önemli husus. Betona fazladan su katmak cinayettir!

BAKANLIĞI DA ZAN ALTINDA BIRAKIYOR

Betonun 28 gün sonra istenen dayanımı sağlayamaması durumunda bu bilgilerin Çevre İl Müdürlüğü’nün ekranına düştüğünü belirten Işık, bu noktada karot testinin devreye girdiğini söyledi. Işık, “Karot testinin sonucu standart sağlanıyorsa beton sağlam demektir. Karot nihai sonucu veriyor. Karot istenen sonucu vermezse betonun döküldüğü alan sökülür” dedi. İstanbul’da 110 tesis ve 60 hazır beton firması olduğunu aktaran Işık, denetimler sonucu yüzde 1 civarı düşük standart beton tespit edildiğini ama iddia edildiği gibi yüzde 26-40 oranlarının olmadığını, laboratuvarların bu testleri uygun yapmadığını savundu. Işık ayrıca söz konusu iddiaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı da zan altında bıraktığını vurguladı.

C25 ALTI KULLANILMIYOR

2016-2020 yılları arasında Avrupa Beton Birliği başkanlığını da yaptığını, şu anda yönetim kurulu üyesi olduğunu söyleyen Yavuz Işık, Türkiye’nin beton kalitesinde Avrupa’dan dahi iyi seviyede olduğunu ifade etti. Işık, “Beton sınıfı olarak Avrupa ortalamasının üstündeyiz. 500 milyon nüfuslu Avrupa’da dökülen beton 272 milyon metreküp, 85 milyonluk Türkiye’de 100 milyon metreküp. Ortalama beton sınıfımız C33-34, onlarınki C31-32” diye konuştu. Işık, projelerin statik hesabına göre beton kalitesinin değiştiğine ama C25’in altında beton kullanılmadığına dikkat çekti.

DHA