Türkiye'nin en çok izlenen dizisi Kurtlar Vadisi bile reyting ölçümlerine inanmıyor. Yaptıkları açıklama ise bazılarının hoşuna gitmeyecek.
Yine Kurtlar Vadisi herkesten önce söyledi… Rating ölçümleri gerçekleri yansıtmıyor… Bu sistem değişmedikçe, Türkiye"nin en stratejik noktası televizyon yayıncılığı, birilerinin elinde oyuncak olmaya devam edecek…

Bu sistem ancak ve ancak tek tip insan, tek tip eğlence, tek tip dizi, tek tip yapımcı anlayışını doğurur… Kurtlar Vadisi"ni ve birkaç istisnayı saymazsak, dört büyük kanalı da, milletimizin değerlerinin ne kadar yozlaştığını anlatan bir yayın politikasına iter… Bu şartlarda “belli tür” dizi yapmazsanız, rating alamazsınız…

Rating ölçüm sistemi baştan sona yanlış. Bunu sadece biz değil, bu konunun uzmanları da söylüyor. Denek sayısı yetersiz, 70 milyonun beğenisi 2000 kişinin tercihine bırakılmış... Bu tercihler, denek adresleri tespit edilip ya da sızdırılıp yönlendiriliyor. (Bazı programların denekleri yönlendirdiği belgeleriyle ortaya çıkmıştı). Ayrıca, ekonomik (senede iki milyar dolarlık bir pasta), sosyal (nüfusunun yarısı 30 yaşın altında bir ülke), toplumsal yönden bu kadar önemli bir karar, 2000 kişinin sırtına yüklenir mi???

Sistemin teknolojinin gerisinde kalması, gece alınan verilerin sabah açıklanması, kısaca karanlıkta geçen uzun süre, gizli elleri sisteme sokuyor… Bu gizli eller istediklerini birinci yapıyor, “sakıncalıları” ise tırpanlıyor…

Biz Pana Film olarak, sadece Kurtlar Vadisi dizisiyle değil, diğer yapımlarımızla da rating sisteminin sağlıksızlığından en büyük zarar görenlerindeniz… Kurtlar Vadisi Pusu"nun karakter isimlerinin yedi yaşından yetmiş yaşına kadar herkes tarafından bilindiği bir ülkede, gerçek ratingimiz 30"larda, share"imiz ise 65"in üstündeyken, bu rakamlar sistemli ve maksatlı olarak kağıt üstünde 20"lerde tutulmakta… Eşref Saati isimli dizimiz, yine sistemli ve maksatlı bir kıyıma tabi tutuluyor, hakikatte aldığı ratingin çok altında sonuçlar listelere yansıyor… Peki aradaki fark nereye gidiyor? Farkı, o günün ratinglerine bakınca rahatlıkla görebilirsiniz…

Devletin yayıncı kurumu, ratinglerin yalan söylediğini söylüyor ama devletin denetleme kurumu bu duruma el koymuyor… Nedeni ise basit, kimse taşların yerinden oynamasını istemiyor, çünkü bu durumdan besleniyor…

Her türlü rekabetin yaşandığı, piyasa ekonomisinin tercih edildiği bir ülkede ratingler tekele mahkum edilmiştir. Biz, ratinglerin çoklu ölçümünden yanayız… Bu durumdan hem reklamveren, hem televizyon kanalları, hem de bizler gibi düzgün, kaliteli, ülkesinin ve insanlarının değerlerini ön planda tutanlar yarar görecektir…

Haber7