İZMİR’de, 1.5 yıl önce 75 yaşındaki Kazım Taşmaz ile eşi 65 yaşındaki İsmet Taşmaz’ı başlarına sert cisimle vururak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanıp, 2 kez ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan çiftin torunu 30 yaşındaki Yunus Gülmez, beraat etti. Gülmez, 15 ay sonra gelen özgürlüğünü avukatı Kurtuluş Kanat ile ’çak’ yaparak kutladı.

Kanat, "Müvekkilim, boş yere 15 ay içeride yattı. Yargıtay’ın da beraat kararını onamasını bekliyoruz. Ardından, Hazine’ye karşı yüklü tazminat davası açacağız" dedi.

Boğaziçi Semti’nde 14 Ekim 2010 tarihinde, Kazım Taşmaz ve İsmet Taşmaz çifti, evlerinde başlarına sert cisimlerle vurularak öldürülmüş bulundu. Yapılan araştırma ve incelemeler sonunda yaşlı çiftin cinayet şüphelisi olarak, büyük kızlarının oğlu 30 yaşındaki Yunus Gülmez gözaltına alındı. Dedesinin evinde yemek yemediğini söylemesine rağmen 8 zeytin çekirdeğinde DNA’sı bulunan Gülmez tutuklandı, hakkında iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası cezası istemiyle dava açıldı.

İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın 7’nci duruşmasında esas hakkındaki mütalasını veren savcı, Gülmez’in iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise Yunus Gülmez’in üzerine atılı suçun sabit olmadığını belirtip, beraatine karar verdi ve tahliye etti.

Beraat edince 15 ay tutuklu kaldığı cezaevinden çıkan Yunus Gülmez, daha önce azledip, sonra da tekrar avukatlığını yapması için ikna ettiği, kendisini hürriyetine kavuşturan avukatı Kurtuluş Kanat’ın yanına geldi. Avukatı Kanat’a sarılıp, elliyle ’çak’ yaparak teşşekür eden Yunus Gülmez, bu suçlama yüzünden cezaevinde intihar etmeyi bile düşündüğünü söyledi.

Yunus Gülmez, "Ben olayın başından beri suçsuz olduğumu söylüyordum, fakat buna kimseyi inandıramıyordum. Polisteki bir yalanım yüzünden, anneanemin evinde zeytin yemediğimi söylemem, benim 15 aylık özgürlüğümü aldı, götürdü. Allaha çok şükür ki avukatım Kurtuluş Kanat, bana hep inandı ve güvendi" diye konuştu. Kendisinin de avukatına inanıp, güvendiğini dile getiren Gülmez, "Duruşma savcısı önceki celsede bana ceza talep edince, bunalıma girdim. Avukatıma olan güvenim sarsıldı. Cezaevinde de herkes avukat olmuş, ’Savcı mütalaasında ne derse yüzde seksen olur’ dediler. Ben de bunalıma girdim, avukatımı azlettim. Sonra pişman oldum ve özür diledim. Kendisi bana hiçbir zaman beraat sözü vermedi. Ceza alsam Yargıtay aşamasına dayanamayıp, belki de canıma kıyacaktım. 15 aylık işkence bitti. Kimseye dargın değilim" diye konuştu.

Yunus Gülmez, yargılamayı yapanlaran da kendilerince haklı olduğunu belirterek şunları söyledi:

"İddia ciddiydi. İki tane cenaze vardı. Elbette tam kanaat getirmeden beni tahliye etmeyeceklerdi. Fakat üzüldüğüm bir husus, ana yarısı diye bildiğim teyzelerim Serap Nişancı, Hamide Taşmaz, Alev Dinç, dayım Mahmut Taşmaz ve iki kuzenimin, tam emin olmadıkları halde ben ceza alayım diye avukat tutup, büyük çaba harcadılar. Her celse yeni birşey uydurdular, davayı uzattılar. Hakimlerin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Allaha şükür hakimler onlara kanmadı, gerçeği gördü. İnsan sevdiklerini niye öldürsün. Benim 15 aylık esaretimin hesabını kim verecek. Benim orada yaşadığım psikilojik yıkımı kim tamir edecek. Cezaevine ilk girdiğim gün, koğuşta bulunanlar bana ceza kesmek için anlaşmış. Sonradan işin gerçek yüzünü öğrenince, birşey yapmaktan vazgeçtiler. Cinayeti benim işlemediğime kanaat getirdiler. Eski çalıştığım işyerim tekrar beni çalışmam için çağırdı. Allah kimseye böyle bir olay yaşatmasın. Bundan sonra attığım her adıma dikkat edeceğim. Beni suçlayan akrabalarım benden artık uzak dursun. benim öyle akrabalarım yok."

Yunus Gülmez’in avukatları Kurtuluş Kanat ile Filiz Hocaoğlu, büyük bir çabanın ardından müvekkilerinin beraat etmesinden son derece mutlu olduklarını belirtti. Ekip olarak bu davanın her celsesinde birlikte çalıştıklarını belirten avukat Kurtuluş Kanat, "Müvekkilim ilk başta benden de evde zeytin yediğini sakladı. Diretince sonra itiraf etti. Bir zeytin çekirdeğinden insan mahkum olmaz. Karşı tarafın avukatı sürekli HTS raporları (telefon görüşmelerinin dökümleri) üzerinde savunma yaptı. Biz onun bu savunmalarını çürüttük. Biz delillerimizi mahkemeye sağlam sunduk. Mahkeme de bunları dikkate aldı. Müvekkilim, boş yere 15 ay içeride yattı. Bundan sonra, Yargıtay’ın da beraat kararını onamasını bekliyoruz. Ardından, Hazine’ye karşı yüklü tazminat davası açacağız" dedi.

AKRABALARINDAN TEMYİZ BAŞVURUSU

Yunus Gülmez’in beraat etmesi üzerine Serap Nişançı, Hamide Taşmaz, Alev Dinç ve Mahmut Taşmaz’ın avukatları Ufuk Mansuroğlu, kararın temyizi için dilekçe verdi. Avukat Ufuk Mansuroğlu, temyiz dilekçesini vermeden önce müvekkkileri ile birlikte Adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Mansuroğlu, "Her şey ortada. Zeytin çekirdiğinde sanığın DNA’sı çıktı. Sanık cinayetten birkaç ay önce ölenlerden sürekli para istediği, buna karşın dedesinin bir daha para isterse kovacağını söylediği, tanık beyanıyla dosyaya yansıdı. Yine cinayetten yaklaşık bir ay önce sanık, teyzesi Serap Nişancı’ya ’Senin altınların duruyor mu ve nerede?’ diye sormuştur. Serap Nişancı da kendisine ’Altınlar emin ellerde anneannende’ diye cevap vermiştir. Bundan sonra kararın Yargıtay’da bozulması durumunda sanığın yurtdışına kaçmayacaığından kimse emin olmayacaktır. Bu nedenle adalet bu kararla yara almıştır. Yargıtay aşamasında davanın takipçisi olacağız" dedi.