Kuvvacı Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi'yi 77 yıl önce kaybetmiştik

 

Mustafa Kemal Paşa:

 

"Benim sevgili arkadaşım Rifat Efendi”

 

Türkiye'nin ilk Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi (81)'yi kaybedişimizin 77'nci yıl dönümü. 5 Mart 1941 günü kaybettiğimiz Börekçi, Milli Mücadele yıllarında İstanbul Hükümeti'ne isyan ederek Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yeralmış ve ölümüne kadar 17 yıl Diyanet İşleri Başkanlığı yapmıştı. İhtilalci bir din adamı olan Börekçi, örnek kişiliği ve bilgisiyle de sevilen bir isimdi. Atatürk 1930 yılında ona gönderdiği bir mektupta "Benim sevgili arkadaşım" diye hitap etmişti.

 

mehmet-rifat-efendi.jpg

Mehmet Rifat Börekçi Kimdir?

 

Rifat Börekçi, 29 Kasım 1860 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta tahsilini Ankara’da yaptı. Arapçayı ve İslâmî ilimleri İstanbul’da Beyazıd Dersiâmlarından Atıf Bey’den okudu ve icazet aldı. Daha sonra tekrar Ankara’ya döndü ve Fazliye Medresesi’nde müderris olarak göreve başladı. Birçok talebe yetiştirdi ve icazetler verdi. İlk memuriyetine Ankara Fazliye Medresesi’nde müderris olarak başladı. 10 Ekim 1898’de Ankara İstinaf Mahkemesi azalığına getirildi. Meşrutiyet Devrimi sonrası 25 Kasım 1908 tarihinde de Ankara Müftüsü oldu. Ayrıca 1911 yılında bir süre Sivrihisar Kaymakamlığı görevini de vekâleten yürüttü.

Milli Mücadele’nin ilk günlerinde Ankara’da “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurdu ve bu cemiyetin başkanı oldu. Mustafa Kemal Paşa ile birlikte çalıştı ve maddî-manevî büyük hizmetlerde bulundu. Bu çalışmaları sırasında İstanbul Hükümeti tarafından 1920 yılında “âsi” kabul edilip, Ankara Müftülüğü'nden azledilerek idama mahkûm edildi. Ancak Ankara Hükümeti Rifat Efendi’yi derhal müftülük görevine iade etti. Altı ay Muğla (Menteşe) Mebusu olarak TBMM’de hizmet verdi. Müftülük görevini tercih ederek 27 Ekim 1920’de Mebusluktan ayrıldı. 23.12.1922- 30.03.1924 tarihleri arasında Şer’iye Vekâleti Heyet-i İftaiye azalığında bulundu. 3 Mart 1924 günü Şer'iye Vekâleti'nin kaldırılması üzerine 4 Nisan 1924 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı görevine getirildi ve bunu 5 Mart 1941 günü ölümüne kadar sürdürdü.

 

Tarihimizde Sadece Sait Molla Yoktur

 

Rifat Hoca, Milli Mücadele tarihinde dik duran din adamlarının en güzel örneklerindendir... İttihatçı ve Kemalistlerle birlikte hareket eden çok sayıda hacı, hoca ve din adamı önder vardı. İlerici fikirleriyle ve onurlu dik duruşlarıyla milli tarihimize altın harflerle yazıldılar. Tarihimizde sadece işbirlikçi Sait Molla ve Vahdettin'in emriyle Kuvvacılara "ölüm fetvaları" çıkaran Mustafa Sabri Efendiler yoktu... Milli şair Mehmet Akif ve Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi gibileri de vardı. Akif'i, Ankara'da Meclis kapısında Mustafa Kemal Paşa karşıladı. "İman cephemizi güçlendirdin" dedi. İstanbul'un işbirlikçi havasından kaçıp Ankara'ya sığınmıştı. Vekil oldu ama boş durmadı. Yurdu gezip halkı aydınlattı. Daha önce Balıkesir Zağnos Paşa Cami'nde halkı Milli Mücadele'ye çağıran konuşması, İngiliz işbirlikçisi Saray'ı ayağa kaldırmıştı. O dönemin Diyaneti'ndeki görevinden alındı. Abdülhamit'i ve Vahdettin'i hiç sevmedi. İttihat Terakki üyesiydi...

 

Rifat Efendi de tarih sahnesine Milli Mücadele yıllarında, Ankara'da öne atılarak çıktı. İstanbul'un ölüm fetvasına karşı isyan bayrağını açarak, karşı fetva hazırlayanların başında yeraldı. 27 Aralık 1919 günü Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki heyeti karşılayan Seymenlerin içinde o da vardı. İşgalci İngiliz ve Fransızlara meydan okuyarak safını belirledi. Heyeti Temsiliye içinde görev aldı. Maddi ve manevi olarak tüm gücüyle Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. Öyle ki kefen parasını (bin lira) bile bu çalışmalar için bağışladı.

 

İlk TBMM'de 62 Din Adamı Görev Aldı

 

Rifat Börekçi'nin de içinde bulunduğu ilk Meclis'e 66 seçim çevresinden 349 milletvekili seçildi. İstanbul Meclis-i Mebusan'ı ile daha sonra Malta'dan gelen 88 vekille sayı 437 oldu. 34 milletvekili Meclis'e katılmadan istifa ettiğinden 1. dönem toplam milletvekili sayısı 403 oldu. Bunların içinde din adamlarının sayısı 62 kişidir. Bazı kaynaklar bunu 78 olarak gösterir. İşte o milletvekilleri:

 

Adana: Faik (Çopuroğlu) Efendi, Mehmet Hamdi (İzgi) Efendi, Amasya: Ali Rıza (Özderende) Efendi, Ankara: Hacı Arif Taşpınar, Hacı Mustafa Beynam, Şemsettin Bayramoğlu, Antalya: Rasih Kaplan, Aydın: Ahmet Şükrü Yavuzyılmaz, Mehmet Emin Arkut, Esat İleri, Batum: Ahmet Fevzi Efendi, Ahmet Nuri Efendi, Ali Rıza Acara, Bolu: Abdullah Sabri Aytaç, Burdur: Halil Hulusi Ermiş, Bursa: Mustafa Fehmi Gerçekler, Şeyh Servet Akdağ, Çankırı: Hacı Tevfik Durlanık, Denizli: Hasan Tokcan, Mazlum Baba Babalım, Diyarbakır: Abdülhamit Hamdi Bilecen, Erzincan: Osman Fevzi Topçu, Şeyh Hacı Fevzi Baysoy, Erzurum: Nusret Son, Eskişehir: Abdullah Azmi Torun, Gaziantep: Abdurrahman Lami Ersoy, Hafız Mehmet Şahin, İçel: Ali Rıza Ataışık, Hacı Ali Sabri Güney, Naim Ulusal, Isparta: Hafız İbrahim Demiralay, Hüseyin Hüsnü Özdamar, İstanbul: Hüseyin Hüsnü Işık, İzmir: Hacı Süyleyman Bilgen, İzmit: Hafız Abdullah Tezemir, Afyon: İsmail Şükrü Çelikalay, Mustafa Hlusi Çalgüner, Nebil Yurteri, Şarkikahahisar: Ali Sururi Tönük, Abdulgagur Iştın, Kastamonu: Hafız Mehmet Hulusi Erdemir, Kayseri: Mehmet Alim Çınar, Remzi Akgöztürk, Kırşehir:Cemalettin Çelebioğlu, Müfit Kurutluoğlu, Konya: Abdulhalim Çelebi, Mehmet Vehbi Çelik, Musa Kazım Onar, Ömer Vehbi Büyükyalvaç, Rıfat Saatçi, Kütahya: Şeyh Seyfi Aydın, Lazistan (Rize): İbrahim Şevki Tüzün, Malatya: Mustafa Fevzi Bilgili, Kahramanmaraş: Rafet Seçkin, Menteşe (Muğla): Mehmet Rıfat Börekçi, Niğde:Mustafa Hilmi Soydan, Siirt: Hacı Mustafa Baysan, Halil Hulki Aydın, Salih Atalay, Sivas: Mustafa Taki Doğruyol, Siverek: Bekir Sıtkı Ocak, Yozgat: Mehmet Hulusi Akyol. (Sarıkoyuncu, s.163-165.)

 

Görevleri Bitti Memleketlerine Döndüler

 

Milletvekillerinin bir kısmı cephede ve Kuvalı Milliyelerde görev yaptığı için, Meclis'e geç katıldılar. Gelenler de yine boş durmadı, zaman zaman bölgelerine gidip halkı aydınlattı ve onlara moral verdi. Birinci dönemde görev alan milletvekillerinin çoğu ikinci dönemde görev almadı. Bunu belli çevreler, “Mustafa Kemal, onlara o dönem ihtiyacı vardı. Sonra da devrimler sırasında tasfiye etti” sözlerini ileri sürürler. Bu gerçeği yansıtmıyor. O dönem miletvekilliği, bu dönemki gibi rant ve gelir kapısı olmadığı için çoğu insan vatan vazifesi görmek için o görevleri üstlendiler. Görevleri bitince de asıl işlerine ve memleketlerine döndüler. Zaten çoğu Müfütüydü. Tekrar o göreve döndüler. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi buna en iyi örnektir. Diğerleri de bölgelerinde saygın isimlerdi ve işleri güçleri de yerindeydi.

 

Bu isimler hep Cumhuriyeti destekledi. Cumuhuriyet'in Diyanet İşleri'nde görev yaptılar. Daha sonraki dönemde Cumhuriyet devrimine tavır alan ve bu tür kışkırtmalara kapılan isim yok denecek kadar azdır. Dalayısıyla Kurtuluş Savaşı'na omuz veren ve bu dönem Meclis'te göre alan Milletvekilleri tarihimizde ayrı bir yere sahiptirler. Mustafa Kemal Paşa, Aydın Nazillili İzmir Milletvekili Hacı Süyelman Efendi'nin ikinci dönem görev almak istememesi üzerine 20 Mayıs 1923 günü gönderdiği telgrafta şu önemli satırları kaleme alar: “Adaylıktan vazgeçmenizi kaydettik. Siz, bizim her zaman ve her vaziyette samimi bir mefkûre (ülkü, ideal) arkadaşımızsınız. Afiyetinizi temenni ederim efendim.(Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.15, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, s.331.)

Hacı Efendi bu telgraftan 4,5 ay sonra 5 Ekim 1923 Cuma günü bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Aydın fikirli din adamının ismi, İzmir’de bir ilkokula verilir ve bahçesine de büstü dikilir.

 

'Benim Sevgili Arkadaşım'

 

Mustafa Kemal Paşa, Diyanet İşleri Başkanı (Din İşleri Reisi) Rifat Börekçi'ye de ayrı bir değer verirdi. Diyanet teşkilatını ölümüne kadar ona teslim etmişti. Sık sık da görüşürler ve yazışırlardı. İşte o yazışmalar:

 

9 Ağustos 1930: “Benim sevgili arkadaşım Rifat Efendi Hazretlerine,

Başka bir şeyi ne sen ne de ben aramayız. Bu karşılıklı duygular devletimizi daha kuvvetlendirecektir. Seni ne kadar sevdiğimi senden bahsederken beni dinleyenler anlamışlardır. Sana söyleyeceklerdir.” (ATABE, c.23, s.338.)

 

31 Ekim 1936 günü Cumhuriyet kutlamasına ilişkin mesajına Atatürk şu cevabı verir: “Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayan telgrafınızdaki samimi sözler beni çok mütehassis etti. Hiç unutmadığım o günü bana tekrar yaşatmış oldunuz. Derin muhabbetlerimle ben de sizi kutlularım.” (ATABE, c.28, s.312.)

 

19 Mayıs 1937 yılı “19 Mayıs” kutlamasında ondan gelen mesaja verdiği cevap: “19 Mayıs gününün yıldönümü münasebetiyle gönderdiğiniz telgraftan çok mütehassis oldum. Teşekkür eder ve size sıhhat ve afiyetler dilerim.” (ATABE, c.29. s.224.)

 

 

 

Kaynaklar:

1- Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadele'de Din Adamları 2 Cilt, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1999.

2- Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Atatürk Din ve Din Adamları, 2. Baskı, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2002.

3- Türk Parlamento Tarihi, 1. ve 2. Meşrutiyet, 2. Cilt, TBMM Vakfı Yayınları, Ankara, 1998.

4- Türk Parlamento Tarihi, Milli Mücadele ve TBMM 1. Dönem 1919-1923, 3. Cilt, TBMM Vakfı Yayınları, Ankara, 1995.

5- Atatürk’ün Bütün Eserleri, C. 7, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2002.

6- Atatürk'ün Bütün Eserleri, C. 4, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2000.

7- Atatürk’ün Bütün Eserleri, C. 15, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005.

8- Sadi Borak, Hacı Süleyman Efendi, Reform Matbaası, İzmir, 1990.

9- Ercan Dolapçı, İnanmış Adam Büyük Şair Mehmet Akif, Yayımlanmamış Kitap Taslağı, 2009.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA