BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet resepsiyonu ile türban sorununa değinerek, “Bizim Cumhuriyetimiz farklılık arz eder. Halkı bütün renkleriyle, farklılıklarıyla kucaklayan bir zihniyettir. Belli bir zümrenin değil, herkesin Cumhuriyetidir. Dolayısıyla cumhura ait olan hiçbir yer, cumhura yasaklanamaz” dedi.

AK Parti 16"ncı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın konuşmasıyla Kızılcahamam Asya Termal Tatil Köyü"nde başladı. Tehditler karşısında geri adım atmadıklarını belirten Erdoğan, “Her türlü tehdide, kirli senaryoya, komploya, provokasyona rağmen Türkiye"yi büyütme mücadelesinden geri adım atmadık. Çetelere "eyvallah" demedik. Mahkeme koridorlarına düşmenin, şiir okuduğu için mapus damlarında gün saymanın nasıl bir hissiyat olduğunu biz biliriz” diye konuştu.
AK Parti"nin dünya siyasetinde bir marka olduğunu vurgulayan Erdoğan, Orta Doğu'nun, Asya'nın, Afrika'nın, Avustralya'nın, Amerika kıtasının sokak ve caddelerinde de artık Türkiye'nin gücü ve barış çabalarının konuşulduğunu söyledi.

PAKİSTAN'DA BİR MİLLETE OLAN BORCUMUZU İFA ETTİK

Pakistan'da, tarihin ve coğrafyanın Türkiye"ye yüklediği mirasa sahip çıkmanın, bir millete olan borcun ifa etmenin heyecanını yaşadıklarını belirten Başbakan Erdoğan, “Biz bu tarihe ve coğrafyaya sırtımızı dönemeyiz. Bugün zulme karşı sesimizi yükselttiğimizde, bu ülkenin tarihini okumayanlar, bizi eksen kaymasıyla itham edenler, yüklendiğimiz mirasın idrakinde olmayanlardır” dedi.
AKP'liler Kızılcahamam'da toplandı

Foto galeri için tıklayın


Yanı başımızda çocuklar ölürken susmayacaklarını belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz zulme maruz kalmış milletler, masum siviller, kadınlar ve çocuklar için adalet istiyoruz. Uluslararası hukuk adına Saraybosna diyoruz, Adalet adına Kabil, vicdan adına Bağdat, insanlık adına Gazze ve Kudüs diyoruz. Yanı başımızda çocuklar öldürülürken kimse bizden susmamızı beklemesin. Gazze'nin çocuklarına ilaç, bebek maması ve oyuncak götürürken, Akdeniz'de devlet terörüyle öldürülen Furkan Doğan için susmayacağız.

İsrail Devleti, Akdeniz'de uyguladığı devlet terörü nedeniyle özür dilemeli, hatasını kabul etmeli ve tazminat ödemelidir. Bunu yapmadığı sürece, Orta Doğu'da barışın ve huzurun önünde bir engel olarak kalmaya devam edecektir. Uzlaşmaz ve çatışmacı politikalarıyla tüm insanlığın vicdanında mahkum olmuştur.”

AB'DEN SÖZLERİ TUTMALARINI İSTİYORUZ

Türkiye Cumhuriyetleri arasında, Avrupa Birliği'ne üyelik noktasında en kararlı adımları Ak Parti hükümetinin attığını öne süren Erdoğan, aynı kararlılığı Avrupa Birliği'nden görememenin motivasyonlarını zedelediğini belirterek, “Sadaka istemiyoruz, bize verdiği sözleri tutmasını ve müzakere sürecini oyalamamasını bekliyoruz” dedi.

HİÇBİR YER CUMHURA YASAKLANAMAZ

Erdoğan, türban sorununa değinerek, “Bizim Cumhuriyetimiz farklılık arz eder. Halkı bütün renkleriyle, farklılıklarıyla kucaklayan bir zihniyettir. Belli bir zümrenin değil, herkesin Cumhuriyetidir. Dolayısıyla cumhura ait olan hiçbir yer, cumhura yasaklanamaz” diye konuştu.

CHP İÇİNDE ÇATIŞMA VAR

Konuşmasında CHP"yi de eleştiren Erdoğan, Cumhuriyet resepsiyonuyla ilgili krize de değinerek, “Sıradan birisi değil, grup başkanvekili "29 Ekim'de biz yokuz" diyor. Arkadan genel başkan "29 Ekim'e daha çok var" diyor. Böyle bir çatışma olabilir mi?” diye sordu.

LAİKLİK BAŞINI ÖRTEN İÇİN BİR GÜVENCEDİR

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“1980 sonrasında üniversite kapılarında farklı trajediler yaşadık. Başörtülü olduğu için genç kızlar üniversitelere alınmadı, ikna odaları gibi insanlık ve hukuk dışı uygulamalara maruz bırakıldı. Laiklik tehlike altında diyenler, laiklik adına özgürlükleri kısıtlama hakkını kendilerinde görenler, hem laikliğe hem de demokrasiye karşı olduklarını artık görmeliler. Laiklik inancından dolayı başını örten için bir güvencedir.

Demokrasi adına yaşanan sıkıntıların farkındayız. Bazı gazeteci ve yazarlara açılmış davaları biliyoruz. 8 yıldır kademe kademe tüm aksaklıkları nasıl ortadan kaldırdıysak, sorunları gene çözmek için girişimlerde bulunuyoruz.
Seçkinlerin, ayrıcalıklı konuma sahip belli kesimlerin, bazı kitlelerin anayasa değişikliğine nasıl direndiklerini milletimizin takdirine bırakıyorum. "Yargı siyasallaşıyor" diye konuşanların, muhalefetle aynı lafları ettiğini hep beraber gördük.”

YÜZDE 58"İ DEĞİL 42"NİN HAYIR"INI TARTIŞACAĞIZ

Erdoğan, AK Parti"nin Kızılcahamam kampında birçok konuyu ele alacakları gibi Anayasa referandumuyla ilgili halkın yüzde 58'inin neden evet dediğini değil, yüzde 42'sinin neden hayır dediğini anlamaya çalışacaklarını söyledi.

TERÖR ÖRGÜTÜ İLE İŞBİRLİĞİ YAPAN PARTİLER VAR

“Bu ülkede imam öldüren, ailesini orada yaşatmayan bir terör örgütü var. Bu örgütün desteğiyle siyaset yapanlar var. Bunlar, bu ülkenin gerçeği. Ondan sonra da kalkıp barış diye konuşanlar var. Ne barışı? Hangi barışı savunuyorsunuz? Bunların kitabında değil, dilinde barış var” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

KÜRT VATANDAŞLARIM BU ÜLKENİN ASLİ UNSURU

“Almanya'da konuştuklarımı burada farklı yorumlayan gazeteci, kalemşör ya da dilbazlar var. Biz Almanya'da dil kurslarının açılmasını istedik. Resmi dilin Türkçe kabul edilmesi gibi bir talebimiz olmamıştır. Orada yaşayan Türkler azınlık hukukuna sahiptir. Benim ülkemde yaşayan Kürt vatandaşlarım ise bu ülkenin asli unsurudur. Bunun sömürüsünü kimse yapmasın.

Bu ülkenin tek bayrağı vardır. O da ay yıldızlı bayraktır. Hilal bağımsızlığın simgesi, o yıldız şehitlerimizin simgesidir. Tüm etnik unsurlar birer yıldız olarak şehit olmuştur.

CHP'YE "TÜRBAN İÇİN ÇÖZÜM" ÇAĞRISI

Cumhuriyetle yaşıt olduğunu her fırsatta ifade eden CHP, Türkiye'nin değişimine ayak uydurmakta zorluk çekiyor. Ana muhalefet eğer başörtüsü konusunda samimiyse hemen bir araya gelip meseleyi çözelim.
Çankaya köşkü için kamusal alan kavramı nereden çıktı? Literatürde böyle bir kavram mı var? Türk siyasal tarihinde çok zikzaklar yaşanmıştır ama bu kadar çok gelgit yaşanması bir ilktir. Ez kaza iktidara gelmesi durumunda ülkeye nasıl bir rota çizebileceğini de ben milletimizin takdirine bırakıyorum.”

HAYALLER GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ

Erdoğan, 8 yıl boyunca hayalleri gerçeğe dönüştürdüklerini, ekonomide Türkiye"ye büyük bir atılım yaşattıklarını, dış politikada gücü ve itibarı artırdıklarını belirten Erdoğan, 2002 sonunda, iktidarı devraldığımızda Türkiye dünya ülkeleri arasında ekonomik büyüklük olarak 26'ncı sıradayken 7 yılda milli gelirimizi yaklaşık 3 kat büyüterek, Türkiye 9 sıra birden atlayarak dünyanın en büyük 17'inci ekonomisi haline geldiğini söyledi.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük küresel krize rağmen, 2009 yılındaki daralmaya rağmen, kendi dönemlerinde Türkiye"nin yıllık ortalama yüzde 4.3 oranında büyüme kaydettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün tüm dünyada küresel krizin etkileri en ağır şekilde devam ederken, ekonomilerde daralma, işsizlikte artış yaşanırken, Türkiye son 3 dönemdir büyüyor ve işsizlikte rekor düşüşler kaydediyor. 2010 yılının ilk iki çeyreğinde ortalama yüzde 11 oranında büyüme kaydettik. Bu boyutuyla Avrupa"da ilk, dünyada 3'üncü sırada yer aldık.
İşte en son dün, Temmuz ayına ait istihdam verileri yayınlandı. 2010 yılı Temmuz ayında işsizlik, geçen yılın Temmuz ayına göre 2.2 puan gibi yüksek bir oranda geriledi ve 10.6 olarak gerçekleşti. Böylece kriz öncesi döneme, yüzde 9,9 oranına daha da yaklaştık.

Şu oranlar, Türkiye"nin kriz sürecinde ne kadar başarılı bir performans sergilediğini daha net olarak ortaya koyuyor. Temmuz döneminde Bulgaristan"da işsizlik 3,2 puan arttı, Slovakya"da 2.1 puan arttı, İspanya"da 1.6 puan artarak yüzde 19.4 oldu, İrlanda'da 1.6 puan artarak yüzde 14.4 oldu. 27 Avrupa Birliği ülkesinde ortalama işsizlik Temmuz ayında 0.5 puan arttı.
Avrupa'da işsizlik artmaya devam ederken, ABD"de yüksek işsizlik oranında gerileme olmazken, biz Temmuz ayında da işsizliği yüksek bir oranda aşağıya çekme başarısını gösterdik.

Bugün artık kendisine güvenen, özgüveni yüksek, büyüklüğünü, direncini ispat etmiş güçlü bir ekonomi var.
Küresel ekonomik krize karşı gösterdiğimiz direnç, sadece ülke içinde değil, uluslararası kuruluşlar nezdinde, ülkeler ve liderleri nezdinde de artık takdir topluyor.”

IMF"YE BORÇ BİTİYOR

AK Parti iktidarına kadar, "en küçük bir dalgalanmada savrulan, en küçük bir siyasi krizde dengeleri alt üst olan ekonominin", bugün bu boyutta büyük bir küresel krizi, IMF"e muhtaç olmadan, kendi imkanlarıyla, kendi kaynaklarıyla aştığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, “Artık bizim IMF ile işimiz yok. Göreve geldik, 23.5 milyar dolar borç bize, MHP, ANAP, DSP iktidarı IMF"ye borç devretti. Şimdi geldiğimizi nokta 6.1 milyar dolar. Buraya kadar düşürdük. inşallah 2012 sonu itibariyle inşallah bu borcu da sıfırlayacağız” dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Merkez Bankası rezervimiz 27 milyar dolardı, bugün itibariyle 77 milyar dolara ulaştık. 2002 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda ortalama endeks 10 bin 987 idi, dün akşam itibariyle 70 binin üzerine çıktı. Halep oradaysa arşın Kızılcahamam"da.

Ekonomideki büyümeyi Türkiye'ye yansıtmak, insanımıza, şehirlerimize yansıtmak için de yoğun gayret içinde olduk. Kara delikleri kapatarak, israfı önleyerek, yolsuzluklara aman vermeyerek yetimin hakkına, milletin emeğine, alın terine sahip çıktık.

Kamu işçisinin, memurun, emeklinin maaşlarına yaptığımız zamlarla çalışan kesimleri enflasyon karşısında mağdur etmedik. Şu anda çıkmışlar, anamuhalefet, muhalefet, emeklilere yapılan bu zam çok az. Ayıptır yahu. Bakın ben size mukayase yapacağım.

Şuraya da dikkatlerinizi çekiyorum değerli arkadaşlarım:
Bizim, 2011 yılı için emeklilerimize yaptığımız yüzde 8.2 ila yüzde 21.7 oranındaki zammı eleştirenlere bazı ülkelerden örnek vereceğim.

İspanya, emeklilik yaşını 65'ten 67'ye çıkarıyor; kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 5 oranında düşürüyor, emekli maaş zamlarını aşağıya çekiyor. İrlanda, kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 5 ila yüzde 15 oranında indiriyor, emeklilik yaşını 66'ya çıkarıyor, emekli maaşlarını son alınan maaşa değil, ortalama maaşa endeksliyor. Yunanistan, kamu çalışanlarının maaşlarını yüzde 8 oranında düşürüyor, emekli maaşlarını donduruyor. emeklilik yaşını 67'ye yükseltiyor. İtalya"da aynı şekilde memur maaşları donduruluyor, emeklilik yaşı yükseltiliyor.
Romanya'da kamu çalışanlarının maaşları yüzde 25 oranında düşürülüyor, emekli maaşlarından yüzde 15 oranında kesinti yapılması öngörülüyor.

İşte böyle bir tablo, böyle bir manzara içinde, Türkiye 2011 yılında emekli maaşlarını enflasyona ezdirmiyor, enflasyonun çok çok üzerinde artış yapıyor.
Avrupa'da tüm kamu çalışanlarının maaşından kesinti yapılırken, maaşlar dondurulurken, Türkiye, 2011 bütçesinde ortalama memur maaşını yüzde 13.7 oranında artırmayı öngörüyor.

İşte Türkiye farkı bu. İşte emeklilere yaptığımız maaş artışının anlamı bu. Dikkate edilirse, yüksek maaş, az maaş. Az alana çok zam, yüksek alana az zam. Bakın indirmeyi konuşmuyoruz, biz artışı konuşuyoruz. Ve enflasyonun üzerindeki artışı konuşuyoruz.”

EKONOMİ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR

Türkiye ekonomisinin istikrarla, güvenle, sağlam ve sağlıklı bir zeminde büyümesine devam edeceğini ve Allah"ın izniyle 73 milyonun tamamının da bunu daha fazla şekilde hissedeceğini belirten Başbakan Erdoğan, “Bütün bunları yaptıktan sonra çok daha fazla diğer yapılmış olan adımlara, eğitim, sağlıkda bunlara girecek değilim. Bunları sürekli zaten halkımız tüm açılışlarda paylaşıyoruz” dedi.
İzmit"te körfez geçişi projesinin adımını atacaklarını anımsatan Erdoğan, kısa zamanda bu projenin de temelini atacaklarını söyledi.

Havayolu trafiğinde iç hat yolcu sayısının 2002"de 9 milyon iken, 2009 yılı sonunda sayının yüzde 372 artarak 41 milyona ulaştığına dikkat çeken Erdoğan, “Bu vatandaşın fakirliğini mi gösteriyor, refah düzeyinin artığını mı gösteriyor” diye sordu.

Demiryolu projeleri hakkında da bilgiler veren Erdoğan, şunları söyledi:

“Hani "demir ağlarla ördük var ya" Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk"ün söylediği. Ama o söylemedi, söylediği noktada kaldı. Çünkü bize kadar gelenler demirağlarla örmeye devam etmedi. Demirağlarla örmeye biz devam ediyoruz. Bu gerçek ortada ve biz hayata geçiriyoruz.

Birileri söyler, birileri bakar kıyamet ondan kopar. Ama biz yapıyoruz. Hızla devam ediyoruz. Millete hizmet yolunda bize durmak yok. bize duraklamak yok. millete hizmet yolunda şımarmak yok. mağrur olmak yok. Millet ile muhabbetimizi daha ileri taşıyacağız.”