"ÇİRKİNİM, BİRŞEYE BENZEMİYORUM"
Demet Akalın HT Cumartesi'ye konuştu: "Entersan bir tipim, Psikolojik sorunlarım var"

Yaz için yeni bir şarkı yapan Demet Akalın “Bana etraftan, çirkinmiş canım diye laf atıyorlar. Evet çirkinim ama çirkinlerin de şansı var. Söylüyorum zaten; ben bir şeye benzemiyorum” diyor.
Bilirsiniz bizim şarkıcıları, albümlerini bahar veya yaz aylarında çıkarırlar.

Mevsim itibariyle Türkçe pop zamanlarındayız... Sıla, Duman, Gülben Ergen, Teoman ve Hande Yener geçtiğimiz günlerde albüm çıkaranlardan. Sırada Sibel Can, Tarkan, Kenan Doğulu, Göksel, Işın Karaca, Pınar Aylin ve Hadise var. Anlayacağınız bu yaz beach club"larda ve eğlence mekanlarında çalacak şarkılar kıyasıya kapışacak...

Demet Akalın da bu konuda bayrağı kimseye kaptırmak istemediğinden olsa gerek, yaz için yine kendi tarzını yansıtan "Toz Pembe" isimli bir şarkı yaptı. Şarkı şu an internetteki sitelerden indirilebiliyor. Radyo ve televizyonlarda da en çok çalınanlar arasında.

-Sizin için “İyi bestenin kokusunu hemen alır” diyorlar...

Besteciler ve aranjörlerle aram iyi ve yaşadığım şeyleri onlara çok iyi aktarıyorum. Yaşadıklarım, onlardan bana hep şarkı olarak geri geliyor. Şarkılara bakın; günlük hayatta kullandığım üç beş kelimem mutlaka vardır. Ersay (Üner), benim erkek versiyonum gibi. Ben yaşıyorum o yazıyor. Bende yapay hiçbir şey yok. Örneğin, kıştan beri pembeye bir takıntım var. Ersay uzun zamandır üzerinde çalışıyordu. Ben de “Pembesi gitti tozu kaldı, bir sürü hayalleri vardı” diye bir şey dedim. Şarkıya onu ekledik. Bir aşk hikayesini yani "toz pembe" bir durumu anlatıyor.

Önceki ilişkinize atıfta bulunuyor mu bu şarkı?

Bende eski sevgiliye laf söylenmeden olmaz tabii. Bunun için yaratılmışım ben.

-Hayatınızı kameralar önünde yaşıyorsunuz. Politik davranamıyor musunuz, yoksa bu bir taktik mi?

Gezmeyi seviyorum. Gazeteciler çekmesin, öyle olmasın böyle olmasın diye bir derdim yok. Kasmıyorum ama “Gelin beni çekin” diye de bir durumum yok. Bazen insanlar “Sen kim olduğunun farkında değilsin, şöyle yap böyle yap” diyor. Ama zaten Demet Akalın ismini kendim oluşturdum. Doğrularımla, yanlışlarımla, sevaplarımla, günahlarımla...

-Her şeyi göz önünde yaşamanızın özel ilişkilerinizi negatif yönde etkilediği oluyor mu?

Mesela son ilişkimde biraz daha kapalı yaşıyordum. Çünkü adam öyle bir adam değildi; iş adamıydı, gezmeyi sevmiyordu. Daha içimize dönük bir ilişki yaşıyorduk. Çünkü çoluk çocuk değiliz, yani bir iki ay flört ediyorsunuz ve beşinci ayın sonunda iş ciddiye biniyor. Ne kadar kariyer odaklı yaşasam da, sonuçta çocuk için bir iki sene daha bekleyemem... Hayallerim var bu konuda. Ama kariyerimi geri plana iterek yapmak istemiyorum. İkisini de aynı şiddette yapmak istiyorum. O yüzden de çatışmalar yaşıyorum. Sonra bir sürü huzursuzluk, mutsuzluk, dengesizlik yaşanıyor karşılıklı...

-Yeniden evlilik ve çocuk hayali o zaman...

Evlilik olmasa da, çocuk hayali var ne yalan söyleyeyim. Millet de böyle patır patır doğurunca insan özeniyor. Bu hislerin bir gün geleceğini söylerlerdi, ben de “Saçmalamayın. Benden bir tane daha düşünebiliyor musunuz” derdim. Benim bazen kendime tahammülüm olmuyor, çünkü çok çabuk kırarım insanları. Sinirliyim ama gönül almasını da çok iyi bilirim. Enteresan bir tipim, yani psikolojik sorunlarım var. Ama yedi sekiz aydır çocuk istiyorum.

-Bu hislerin karşınızdaki erkeğe bağlı olduğunu da söylerler...

Yok. Ben geçmiş ilişkimde de “Aman doğurmayayım” demiyordum. “Evliyken keşke bir çocuğum olsaymış” diyorum bazen. Ama şartlar öyle gerektirdi, olmadı. Bir de ben çok iş manyağı bir kadınım. Albüm çıkacak, konser var. Formum bozulacak diye düşünüyordum. Bu kadar iğrenç bir kadınım yani. Ama şimdi hiç öyle düşünmüyorum, çok enteresan. Kucağıma bebek aldığım zaman içimden bir şey akıyor. Eskiden olmazdı böyle şeyler.

-İnşallah en kısa sürede ikiz çocuklarınız olur...

Öyle demeyin şimdi ağlarım. En çok istediğim şey ikizimin olması.

Babasız büyüdüğüm için psikolojik sorunlarım var....

-“Ben zor kadınım” diyorsunuz. Kolay kadın ne, zor kadın ne?

Dengesizliklerimi kastediyorum. Ama ilişkide anormalliğim yoktur. Babasız büyümekten kaynaklanan psikolojik sorunlarım var. Bu yüzden fazla sevgi istiyorum. Karşımdakinden ilgi görmeyince hırçınlaşıyorum. Çok hırçınım ilişkide, ama yanıma oturduğu zaman öyle bir zorluğum yok. Neysem oyum. Karşımdakinin hoşuna gitmek için sahte davranamam. Ufak bir yerde büyüdüm. Kendimi karşımdaki erkeğin kalıbına sokmam ama onu da kendi kalıbıma girmesi için zorlamam. Büyük taleplerim yok. Çıplak ayak gezerken, “Terliğini giy, ayağın üşümesin” dediğinde dünyanın en mutlu insanımolurum.

-Erkeklerde Demet Akalın kompleksi oluyor mu gerçekten?

Sadece özel ilişkilerde değil, her zaman olabiliyor. Bir yere gittiğinizde ilgi size döndüğü için arkadaşınız bundan rahatsızlık duyuyorsa, zaten öyle bir kompleks var demektir. Çoğu zaman makyajlı gezmiyorum ve beni sokakta öyle görenler “Çirkinmiş canım” diye laf atabiliyor. Çirkinim ama çirkinlerin de şansı var. Söylüyorum zaten; ben bir şeye benzemiyorum.

-İstediğiniz hayatı yaşıyor musunuz şu anda?

Tabii ki! Benim yerimde kim olmak istemez ki? Ben tabii ki hayal bile edemeyeceğim bir yerdeyim ve kendimle her zaman gurur duyuyorum. Ama keşke, hani hastayken beni kucaklayabilecek, zor durumdayken
arkamda duracak bir hayat arkadaşım olsa. O konuda biraz mutsuzluğum var. Özel hayatımda bir türlü böyle bir düzen olmuyor.

-Bu, hiç olmayacağı anlamına gelmiyor...

Şu anki ruh halim olsaydı, evliliğimi de bozmazdım. Ama her şey o kadar çok çabuk gelişti ki... Yani keşke yapabilseymişim çocuğu.

-Öyle olsa çocuk anne babadan ayrı yaşayacaktı…

Yok, o zaman boşanmazdım herhalde. O kısmını da çok iyi biliyorum. Çok iyi bir anne olacağımı bildiğim için hep kendimden uzak tuttum bu bebek fikrini. Kolay değil yani, gençlik idolüsünüz kızlar sizin gibi giyiniyor, şarkılarınız dillerde, binlerce insana hitap ediyorsunuz; o zevki insana verecek başka bir şey düşünemiyorsunuz. Ama şimdi bir bebek yapmanın kariyerimi etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Stella McCartney"in davetine gideceğim...

Stella McCartney"in kataloğu için modellik yapacağınız yazıldı çizildi...

Londra"da yaşayan bir arkadaşım Stella McCartney"i tanıyor. Kadın bana takmış durumda. “Lütfen gelsin” diyormuş. Şimdi parti yapmak için Madonna"nın gelmesini bekliyormuş.
Facebook"tan resimlerime, şarkılarıma bakıyormuş. “Bir kadın nasıl hem bu kadar güzel şarkı söyleyip hem de bu kadar güzel vücuda sahip olur!

Enerjisi çok güzel” diyormuş. Yaz kataloğunu benimle çekmek istiyor. Arkadaşıma pek inanmadım, “Londra"da bebek gibi kızlar var” dedim. “Hayır senin Türkçe şarkını söylüyor” dedi bana. Benim “İyi
Dinle” şarkımı öylüyormuş. Arkadaşım, “Olmayacak şey değil. Londra"da birçok kulüpte "Afedersin" ve "Bebek" çalıyor” diyor. Vizemi aldım, yani Mayıs"ta partiye gideceğim. “Bütün koleksiyonumu
göndereceğim” diyormuş.

HT