Dünya nüfusu her geçen saniye biraz daha artıyor. Verilere göre, her saniyede ortalama 2.6 insan daha dünyaya geliyor. Bu, dakikada 258, günde 228 bin 115, yılda 83 milyon kişi anlamına geliyor. Yani her yıl yaklaşık 75 milyon nüfuslu Türkiye’den bile fazla insan nüfusa ekleniyor. 
 
Birleşmiş Milletler de dünya nüfusunun önümüzdeki yıl 7 milyar, 2050 yılında da 9 milyar sınırını aşacağını tahmin ediyor. Bunların tahmini rakamlar olması nedeniyle, nüfustaki gelişmelerin yaşam koşullarını ne yönde etkileceği konusunda şimdilik hiç kimse öngörüde bulunamıyor. 
 
Ancak şu nokta açık: Bugün herkes, endüstrileşmiş zengin ülkelerdeki orta sınıfla aynı yaşam koşullarına sahip olsaydı, gezegenin sahip olduğu doğal kaynaklar üzerindeki baskı çok daha fazla olacaktı. Ve belki bu durumda insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için ikinci bir yeryüzüne daha ihtiyaç duyulacaktı. 
 
Dünya Nüfus Günü’nde, yeryüzündeki her bir insanın önem taşıdığının ve herkes için tek bir Dünya bulunduğunun altı bir kez daha çizildi. BM Kalkınma Programı tarafından 1989’da ilan edilen Dünya Nüfus Günü için 11 Temmuz’un seçilmesiyse bir rastlantı değil. BM istatistik uzmanları, 11 Temmuz 1987’de dünya nüfusunun 5 milyar sınırını aşacağını hesaplamışlardı, gerçekten de öyle oldu. (Deutsche Welle)
BM için özel günlerin sonu yok
Dünya Nüfus Günü gibi Birleşmiş Milletler günleri, Genel Kurul kararı uyarınca belirleniyor. Bunlar uluslararası toplumun katkılarına dikkat çekmek ve küresel konularda düşünce geliştirmek üzere saptanan zaman dilimleri. BM’nin yaklaşık 70 anma günü bulunuyor. Afrika’nın Sanayileşmesi Günü, Dünya Gemicilik Günü, Dünya Posta Günü, Dünya İkamet ve Yerleşim Günü, Dünya Turizm Günü ve Dünya Televizyon Günü bunlardan bazıları. Önümüzdeki yıllarda belki gündeme bir de Dünya Facebook Günü gelecek.
Uluslararası anma günleri ve yıllar da işin işine girince, liste iyice uzuyor. Örneğin şu sıralarda birbirine paralel olarak Yarasa Yılı, Uluslararası Orman Yılı, Uluslararası Kimya Yılı, Uluslararası Gençlik Yılı ve Afrika Kökenli İnsanlar Yılı düzenleniyor. Ayrıca dokuz özel on yıl söz konusu; Dünya Okuma-Yazma On Yılı, Eğitim ve Kalıcı Gelişim On Yılı gibi. Kimi çevreler, BM’ye bağlı bu etkinliklerin sayısının fazla olması nedeniyle, uluslar-arası anma günleri ve ortaklaşa faaliyetlerin bilinçli yapılması çabalarının içinin boşaldığı eleştirisinde bulunuyor.