Artık bilişim çağındayız, bilginin artış hızı inanılmaz boyutlara ulaştı. Günümüzde belediyecilik anlayışı da değişti. Artık belediyeler yol, su, kaldırım, çöp toplama hizmetlerinden daha önemli bir görev üstlendiler; sosyal belediyecilik. Elbette belediyelerde  değişime ayak uydurmak kolay olmuyor, bunun için değişimi anlayan, uzak görüş sahibi belediye başkanlarına ihtiyaç var. Ne yazık ki ülkemizdeki ve yakın çevremizdeki belediye başkanlarının önemli bir kısmında bu uzak görüş ne yazık ki yok. Öyle olunca yapılan klasik hizmetler allanıp pullanıp hizmet adına halkın önüne konuluyor, sonuç ise başarısızlık oluyor.

Sosyal Belediyecilik konusu ülkemizde kavram kargaşasına boğulmuş durumda. Her belediye başkanının sosyal belediyecilik anlayışı farklı oluyor. Bir çoğu da başka belediyelerde yapılan uygulamaları taklit etmekle yetiniyor. Böylece ortada sağlıksız bir sosyal belediyecilik başını alıp gidiyor.

En kısa anlamda Sosyal belediyecilik, belediyelerin sosyal fonksiyonlarını arttıran ve sosyal yaşam içinde aktif hale gelmelerini sağlayan, yani sosyal devletin gereklerini gerçekleştirmeye yönelik olarak belediyelere yeni birtakım görevler yükleyen bir anlayıştır. Sosyal belediyecilik, belediyeye, bulunduğu mahallin fiziki yapısına dair hizmetlerin yanında sosyal alanlarda da planlama ve düzenleme işlevi yükleyen bir anlayıştır. Böylece hizmetin odağında artık doğrudan insan ve onun ihtiyaç duyduğu insani ihtiyaçları vardır.

Belediyelerin sosyal görevleri arasında kültürel çalışmalar ve sosyal yardımlar giderek önem kazanmaktadır. Artık bu bölümün bütçesi yatırımcı bölümlerin bütçesini aşmaya başlamıştır. Bu yazımızda belediyelerin kültür bölümü içinde yer alan kültür yayınlarını ele alacağız.

Belediyelerin Kültür bölümleri kurulmuş oldukları kentlerin mevcut kültürel ve tarihsel zenginliklerini çoğaltmak ve kent kültürünün örülmesine katkı yapmak üzere etkinlikler düzenler, yayınlar hazırlar, kent kimliği, tarihi ve kültürü üzerine gelecek kuşaklara da rehberlik etmek ve bugünü ileriye aktarmak amacıyla çalışmalar yapar. Uzmanlar ve bilim adamlarıyla işbirliği yaparak kent insanını daha ileriye taşımak görevini yerine getirir. Kentin tarihi değerlerine ve kültürel zenginliklerine sahip çıkar, bu değerlerin gün ışığına çıkarılmasına, var olanların tanıtılmasına yardımcı olur.

Kültürün, sanatın kent insanı üzerindeki etkilerini artırmak ve insanların kültürüne olumlu katkılar yapmak için çalışır. Kültür yayınları da bu aşamada önem kazanmaktadır. Bu yayınlar sayesinde kent kültürü oluşur, oluşan bu kültür gelecek kuşaklara taşınır. Ülkemizdeki belediyelerin büyük çoğunluğu bu yayınlara önem vererek yerel kültürün gelişmesine ve kaybolmadan gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli işler yapmaktadır.

Kültür yayınları anlamında gerçekten büyük projelere imza atan belediyelerin yanı sıra bu konuda hiç çalışma yapmayan ve çalışma yapan ancak yaptığı çalışmalar yerel kültüre hizmetten çok uzak belediyeler vardır. Yöresel kültür ve tarih kitabı çıkaran, yaptıkları tiyatro, şiir ve öykü yarışmalarını kitaplaştıran, kentlerinde yapılan sempozyum, çalıştay gibi faaliyetlerle ilgili bildirileri kitaplaştıran, yerel yazarların eserlerini basarak onlara destek olan belediyelerimiz elbette çokça var.

İyi çalışmalar yapan bir çok belediyeyi örnek göstermektense, hemen yanımızda bulunan Denizli ilinden örnek vermek istiyorum. Denizli Belediyesi 2020 yılında 20 yerel yazarın 26 kitabını basarak büyük bir iş başarmıştır. "Denizli’ye sahip çıkmamız gerekiyor" parolası ile yola çıkan belediye geçmişi kaybolmadan, unutulmadan gelecek nesillere aktarabilmek için bu yola çıktığını açıklıyor. Böylelikle kısa sürede toplam kültür yayını sayısını 200'e yaklaştırmayı başarıyor. Yine komşumuz Muğla'nın  Milas ilçesi , İzmir'in Ödemiş ve Selçuk ilçe belediyeleri bu konuda iyi işler kotarıyor.

Aydındaki duruma baktığımızda ise birşeyler yapılmaya çalışıldığı görülüyor. Ancak yapılan bu çalışmalar yetersiz düzeyde kalıyor. Halbuki tarihin, sanatın ve kültürün beşiği olan bu topraklarda yerel kültür çalışmalarına ve sanata daha fazla destek olunması gerekiyor.

İlçe düzeyinde bir örnek vermek gerekirse nüfusu en fazla olan Efeler Belediyesi örneğini incelemek isteriz. 2014 yılında kurulmuş olan Efeler Belediyesi ilk döneminde kültür yayınlarına önem vermeye çalışmış, az sayıda kitabı kültür yayını olarak halkımıza kazandırmıştı. 2019 yılında başlayan ikinci dönemde ise kurulan Yayın Kurulu bu konuya önem verenler tarafından sevinçle karşılanmıştı. Artık ilimizin kültürüne, yerel tarihine ve araştırmacılara yönelik çalışacak olan bu kurul büyük işler yapacaktı. Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay bu kurula geniş yetkiler vermiş, yerel kültüre katkı için ne gerekiyorsa yapılmasını istemişti. Gelişmeler ve söylemler yıllardır herkesin hayalini kurduğu bir şeydi.

Burada mevcut yayın kurulunun akademisyenlerden ve konu ile ilgili kişilerden oluşturulması gayet yerinde bir karardı. Bu ekip yıllardır bekleyen dosyaları kısa zamanda bizlere kazandırabilecekti.Kurul çalışmaya başlayınca ilk etapta bir kaç kitap yayınlandı. Sonrasında ise birden çalışmalar durdu. Benim bildiğim bir çok dosya bekliyor, sanırım pandemi onları da yoğun etkilemiş, ya da kendi içlerinde bir iletişim sorunu yaşıyorlar.

Yanlış anlama olmasın, yayın kurulu üyeleri arkadaşımız ve gönüllü olarak bir şeyler yapmaya çabalıyorlar, takdir edilecek bir durum. Ama ortada bir yanlış varsa bizim bunu yazmamız gerekir. Olması gereken bu kurulun oluşan sorunları çözerek yerel kültüre ve araştırmalara öncelik vererek çalışmalarını hızlandırmasıdır. Kendilerine bundan sonraki süreçte başarılar dileriz.

"Acı da olsa doğruları söyleyiniz." (Hz. Muhammed)