Ülkemizde yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkiler küreselleşmeden fazlasıyla etkilenmiştir. Türkiye’de ise yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları zayıf bir zeminde yer almaktadır. Sivil toplumun gelişmesi, yerel yönetimler ile etkin iletişim kurması her iki taraf için de önemli ve gereklidir. İnternetin toplum hayatına girmesi ile STK’lar ve STK üyeleri daha etkin bir şekilde küresel düzeyde iletişim halindedir. Bu nedenle STK’lar belediyeler açısından daha çok önemsenmelidir. Ancak bizdeki yasal düzenlemeler ve mevzuat bu konuda taraflara yeterli serbestliği verememektedir.

Sivil toplum belli bir ortak amaca yönelik olarak kamu otoritesi dışında ama kamu otoritesini etkilemek üzere kurulmuş örgütlü bir toplumsal gruptur. İletişim teknolojisinin yaygın, kolay, hızlı ve göreceli ucuz haberleşmeyi mümkün kılmaktadır. Küreselleşme trenine binemeyen geniş kitleler, STK’lar için önemli bir eylem alanı oluşturmaktadır. Bu eylem alanı hem STK’lar, hem de yerel yönetimler için hareket alanı oluşturmaktadır.

Sivil toplum kuruluşları vakıflar, dernekler, kooperatifler, meslek örgütlenmesi niteliğindeki odalar ve sendikalar ekseninde ele alınabilir. Türkiye açısından örgütlü toplum yeni bir olgu değildir. STK’ların farklı platformlarda zayıflığı daima ifade edilmektedir. Örgütlü toplumun yeterliliği ve etkinliği tartışılabilir; ancak bu olgunun tamamen yeni bir olgu olduğunu iddia etmek yanlış olur. Türk tarihi çeşitli örgütlerle doludur. Özellikle meslek odalarının ve vakıfların tarihi ülkemizde oldukça eskidir.

Yasal olarak belediyeler “Hemşehri hukuku” çerçevesine sivil toplumla işbirliği yapmak durumundadır. Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Belediye, hemşehriler arasında sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve kültürel değerlerin korunması konusunda gerekli çalışmaları yapar. Bu çalışmalara kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ve uzman kişilerin katılımını sağlamak önemlidir.

Belediyeler sivil toplum kuruluşları ile sıkı ilişkiler içinde olmalıdır. Belediyeler bu amaçla STK’lara gereken desteği vermeli, onların da fikirlerine başvurarak ortak akıl ile kentlerini yönetmelidir. Elbette STK’lar belediyeler ile çalışmaktan mutlu oluyorlar, belediyelerde onlarla birlikte hareket etmekten mutluluk duymaktadırlar. Zaten halkla birlikte çalışmayan belediyelerin başarılı olması neredeyse olanaksızdır.

Kent konseyleri, kentlerin sağlıklı gelişimi için gerekli unsurların başında gelmektedir. Sivil toplum kuruluşları, kentin her türlü sorununu bire bir yaşayıp gördükleri için yapılması gerekenleri çok iyi irdeleyebilmektedir. Yerel yönetimler de bu konseyden gelen istekleri değerlendirip, kentlerini daha yaşanabilir bir yere dönüştürmek için çalışacaklardır. Kent konseylerinin oluşumu STK’ların varlığına bağlıdır. Kent konseyleri, kent yaşamında; kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışan oluşumlardır. Bu nedenle oluşturulan Kent Konseyi ve ona bağlı oluşturulan meclisler ve çalışma grupları ile etkin bir şekilde STK’lar ile belediyelerin ilişkileri artmaktadır. Ülkedeki başarılı belediyelere baktığımızda görünen ilk şey başarılı kent konseyleridir. Burada önemli olan konu belediye başkanlarının kent konseylerine inanması ve destek vermesidir.

Hangi belediye olursa olsun STK’ların toplumsal etkinliklerine yeterli desteği vermeli, onlarla ortak projeler yapmalıdırlar. Böylelikle yerel demokratik katılım artacak, belediyeyi siyasiler ve halk birlikte yönetecektir. Belediye başkanının tek başına yönetmek istediği belediyeleri büyük başarısızlıklar beklemektedir.

Son olarak belediyeler halk için emek harcamalı, halk için çalışmalıdır. Aynı şekilde STK’larda bu yolda çalışmalıdırlar. STK’lar ne kadar etkin olursa belediyelerle o kadar iyi ilişkiler kurabilecektir. İşbirliği kaçınılmaz ve gereklidir.

“İnsanın en büyük buluşu ateş, tekerlek, motor ya da maddi dünya ile ilgili her hangi bir şey değildir, insanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip halinde çalışmaktır.” (B. Senning)