Türkiye'nin dört bir tarafından dört gün boyunca Kuşadası Davutlar beldesindeki Grand Belish Otel'de bir araya gelen Belediye-İş Sendikası İşçi Kurultayı delegeleri, "Emek Politikaları Ne Oluyor Ne Yapmalı" başlığı altında Türkiye'nin ve çalışma hayatının temel sorunlarını ele aldı.
Belediye-İş Sendikası, 12 Eylül'de referandum ile kabul edilen anayasa değişikliğine rağmen yıllardır devam eden emek karşıtı ruhunun değişmediğini savundu. Belediye İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, darbe döneminin ürünü olan ve neredeyse bütün maddeleriyle emekçileri baskı altında tutmak için düzenlenmiş Anayasa'nın yıllardır yapılan düzenlemelerle birçok maddesinin değiştiğini ancak emek karşıtı ruhunun değişmediğini belirterek "Ülkemiz çağdaş, demokratik, özgürlükçü ve sosyal bir Anayasa'ya kavuşuncaya kadar uyarı, öneri ve mücadelesini sürdürmekte, diğer emek örgütleriyle ortak hareket etmekte kararlıdır" denildi.
Kuşadası'nda dört gün süren Belediye-İş Sendikası işçi kurultayı sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi: "Kurultayımız, hükümetin Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında gündeme getirdiği; güvenceli esneklik, esnek çalışma modelleri, bölgesel asgari ücret, geçici iş ilişkisi ve kıdem tazminatının fona devri gibi önerilerin, çalışanların kazanılmış sosyal hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmayı hedeflediğini değerlendirmektedir. Kurultayımız, krizin faturasını emekçilere çıkarmaya çalışan iktidara,
bu ülkenin asıl sahiplerinin işçiler ve emekçiler olduğunu bir kez daha hatırlatır."
Kurultay bildirgesinde ayrıca, "çalışma hakkı başta olmak üzere, iş güvencesi, sağlık, eğitim, örgütlenme, siyaset yapma hakkının güvenceye alınmasını, sendikal hak ve özgürlüklerden herhangi bir kısıtlamaya gidilmemesini talep ederiz" denildi.
Sendikanın yıllardır mücadelesini verdiği alanlardan biri de örgütsüz, güvencesiz ve esnek iş gücü elde etmek için kullanılan taşeron sistemi olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Kurultayımız, esnek çalışmanın, taşeronlaştırmanın yasaklanması için sendikalar ve emek güçlerinin birlikte mücadele etmesi gerektiğine inanmaktadır. Sendikamız bu süreçte üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekte kararlıdır."
ÇAĞDAŞ ÜLKE OLMAK EĞİTİMLİ TOPLUMLA MÜMKÜN
Kurultayın, sendikal örgütlenmenin güçlü olmadığı, toplu pazarlık haklarının kullanılamadığı bir ülkenin eşitsizlikler, yolsuzluklar ve yoksulluk ülkesi olduğunu değerlendirdiği belirtilerek şöyle denildi: "Kurultayımız, iş güvencesi ve hak grevi mücadelesinin aynı zamanda örgütlü, çağdaş bir toplum yaratma mücadelesi olduğunun bilincindedir. Çağdaş bir ülke olmak ve ekonomik özgürlüğe kavuşabilmek örgütlü ve eğitimli bir toplumla mümkün. Kurultayımız, örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını talep eder.
Kurultayımız, belediye işçilerinin demokratik ve yasal hakkı olan, serbestçe sendika seçme hakkını; siyasi baskı, tehdit, yalan vaat ve rüşvet gibi sendikal ahlakla hiçbir şekilde bağdaşmayan yöntemlerle ortadan kaldırmaya çalışanları şiddetle protesto eder, bu süreçte tüm baskı ve dayatmalara karşın onurla, gururla sendikalarına sahip çıkan işçi arkadaşlarımızı dayanışma bilinciyle selamlar."
Kurultay sonunda açıklanan sonuç bildirgesinde, Türkiye'de işsizliğin konjonktürel değil yapısal olduğu belirtilerek şu konulara dikkat çekildi: "Uygulanan liberal ekonomik politikalar ekonomik büyümeye rağmen insana yakışır yeni ve yeterli istihdam yaratamamaktadır. Kurultayımız, büyümede paylaşımı ön planda tutan, daha çok istihdam, sosyal katılım ve eşitlik yaratacak ekonomik politikaların uygulanması gerektiğine inanmaktadır. Kurultayımız, toplumsal gerginlikleri ve şiddeti azaltmanın, toplumsal barışı tesis etmenin yolunun demokrasiyi güçlendirmekten geçtiğine inanmaktadır. Kurultayımız, iş kolunda tek sendika, ülkede tek konfederasyon talebini bir kez daha vurgularken tüm sendika ve konfederasyonları "önkoşul olmadan birleşmeyi gündemlerine almaya davet eder."
UYARILARIMIZ DEVAM EDECEK
Sonuç bildirgesinde ayrıca, "Kurultayımız, işçisiyle, işsiziyle, emeklisiyle, kadın erkek tüm emekçilerle ortak mücadele yollarının bulunularak, siyasete müdahil olunmasını ve üyelerimizin siyaset yapma tarzının emekçiler lehine değişmesi için elinden gelen her şeyi yapacağını bir kez daha beyan eder" denildi.
Sendikanın yeni bir anayasa talebini dillendiren, yıllar önce alternatif önerilerle bu isteğini kamuoyu ile paylaşan kurum olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Darbe döneminin ürünü olan ve neredeyse bütün maddeleriyle emekçileri baskı altında tutmak için düzenlenmiş Anayasa'nın yıllardır yapılan düzenlemelerle bir çok maddesi değişmiş ancak emek karşıtı ruhu değişmemiştir. Kurultayımız; ülkemiz çağdaş, demokratik, özgürlükçü ve sosyal bir Anayasa'ya kavuşuncaya kadar; uyarı, öneri ve mücadelesini sürdürmekte, diğer emek örgütleriyle ortak hareket etmekte kararlıdır."