Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlikle ilgili olarak, ''Aynen komisyondan geçtiği şekilde büyük bir ihtimalle, son söz milletvekillerine aittir biliyorsunuz, muhakkak mecliste ne karar verilir ayrı bir şey, genel kurulda. Ama komisyondan geçtiği şekilde biz onun arkasında olacağız'' dedi.

Yılmaz, AK Parti Şarkışla İlçe Teşkilatı Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Şarkışla'nın bu toprağa ve bu vatana sevdalı insanlar yurdu olduğunu söyledi. Aşık Veysel gibi ozanlar, Muhsin Yazıcıoğlu gibi liderlerin, bu toprakların yetiştirdiği değerler olduğunu ifade eden Yılmaz, ''Onları rahmetle anıyorum. Onlar gitti, onlardan hoş bir seda ve adları kaldı'' dedi.

Türkiye'nin bugününe ait her ne yeni şey söylemek gerekiyorsa bunu AK Parti'nin söylediğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

''AK Parti'nin dışındakiler geçmişin kavgalarıyla meşgul. 2011 genel seçimlerinde sizlerin değerli çalışmaları sonucunda Şarkışla'da her 5 kişiden 3'ü AK Parti'yi tercih etti. Kıymetli yol arkadaşlarım. Demokrasinin bütün hastalıkları daha fazla özgürlükle, daha fazla demokrasiyle tedavi edilir. Biz hak, hukuk, özgürlük ve daha fazla demokrasi diyeceğiz. Uzlaşı kültürünü sonuna kadar kullanıp birlikte Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacağız. Evlatlarımıza ve torunlarımıza aldığımızdan çok daha iyi bir Türkiye'yi hep birlikte bırakacağız. Siyasetin içinde olmak demek, memleketin kaderiyle ilgilenmek demektir, memleket hakkında sözü olabilmek demektir. Türkiye'ye karşı hiçbir rüyası olmayanların, açlık sevdası olmayanların bizim hedeflerimizi anlayabilmeleri mümkün değil.''

AK Parti göreve geldiğinde ülkenin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Şimdi gayrisafi milli hasılası 750 milyar dolar. İhracat 36 milyar dolardı yıllık, şimdi 130 milyar doların üzerinde. Şimdi istikrar ve güven temelinde yükselen bir ekonomi var. Cumhuriyetin 100. yılında, 2023 yılında hep beraber kişi başına düşen geliri 25 bin dolara çıkaracağız. Kendi uçağını, helikopterini, gemisini yapan bir ülke olacağız. Tarımsal üretimde dünyada ilk beş, ihracatı 500 milyar dolar olan bir ülke olacağız. Ele ele verip çalışacağız. 'Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamaz' derler, çalışmayanlar ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar, dolayısıyla biz çalışacağız. Biz işimize bakacağız. Kim ne derse desin, bizim ortak paydamız, tek değerimiz Türkiye'dir. Bizim kimse için kötülük düşünmeye vaktimiz yok. İki günümüzün birbirine eşit olmaması gerek ve bunun için de çalışıyoruz. AK Parti iktidarı olarak hangi partiden olursa olsun hepsi 74 milyon bizim vatandaşımız, kardeşimiz ve her belediyeye ayrımsız hizmet ediyoruz. Eğer bir yerde hizmet üretilemiyorsa bilin ki o AK Parti'nin o belediyeye destek olmamasından dolayı değildir.''

-Fabrika temel atma töreni-

Şarkışla Organize Sanayi Bölgesi'nde bir fabrikanın temel atma törenine de katılan Bakan Yılmaz, gayelerinin hükümet olarak çalışana, üretene destek vermek, yol açmak, yol göstermek olduğunu belirterek, ''O bakımdan biz bir olursak, birlik olursak inşallah aşamayacağımız hiçbir engel yok. Çevresinde en güçlü devlet Türkiye. Ve dünyada ekonomik kriz olurken öyle IMF'den veya Avrupa'nın birçok bankasından herhangi bir borç almayan da Türkiye. Aksine birçok ülkeye belki borç verebilecek ülke'' diye konuştu.

Türkiye'nin bugün çok iyi bir durumda olduğunu vurgulayan Yılmaz, ''İnşallah devlet millet el birliği içerisinde 2023 Türkiye'nin bu bölgede daha da güçlendiği, daha da yükseldiği bir dönem olacaktır. Bunu hep beraber yapacağız'' dedi.

Konuşmaların ardından fabrikanın temeli atıldı. Bakan Yılmaz, temel atma törenine kesilmek üzere getirilen kurbanlığın kesilmemesini istedi. Bakan Yılmaz'ın isteği üzerine serbest bırakılan kurbanlık kaçınca, bazı kişilerin kurbanlığı yakalamak için tepelik alana çıktıkları görüldü.

-Bakan Yılmaz, soruları yanıtladı-

İlçede basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Yılmaz, bir basın mensubunun, ''İran'da bir askeri yetkilinin yaptığı öne sürülen açıklamayla ilgili'' görüşlerini sorması üzerine şöyle konuştu:

''Hiçbir şey söylemiyoruz. Onların siyasi temsilcileri, yetkilileri, bir bu ibare doğru mu, yanlış mı teyit etsinler, onun üzerine bir değerlendirme yaparız. Basından duydunuz bunu. Şimdi basından duyup da biz onun üzerine bir beyanda bulunursak bu sefer de onlar aynen diyecekler ki, Türkiye milli savunma bakanı böyle bir cevap verdi, ne diyecek, onun milli savunma bakanının tekrar bize dönmesi gerekir. Bakanının tekrar bize dönmesi gerekir. Böyle basın üzerinden konuşmak doğru değil. Önce siyasi olarak böyle bir mesaj doğru mudur, değil midir, söylenmiş midir, söylenmemiş midir, bunun teyidini bir alalım, ondan sonra gereken cevap verilir.''

Bakan Yılmaz, KCK operasyonuyla ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı:

''Terörle mücadele devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu mücadeleyle ilgili kararlılığı kesindir. Dolayısıyla bu teröre yönelik olarak herhangi platformda mücadele verilmesi gerekiyorsa, KCK da bunlardan bir tanesi, mücadele verilecektir. Hukuk devleti içerisinde, hiç kimseyi mağdur etmeden, hiç kimseyi mazlum duruma düşürmeden ama teröre destek vermişse, 'efradını cami ağyarını mani' derler yani soruşturma içine dahil olması gerekenleri mutlaka soruşturmak, soruşturmaya dahil olmaması gerekenleri ise bu çerçevenin dışında tutmak için bir kuyumcu inceliğinde ilgililer, hem yargı mensupları, hem emniyet mensupları bir çalışma yapıyorlar. Dolayısıyla neticesini beklemek lazım. Ama Türkiye terörle mücadelede kararlıdır.''

-Bedelli askerlik-

Yılmaz, bedelli askerlik konusunda peşin para yatırıldığı takdirde indirim ve yaş konusunda değişiklik olup olmayacağına yönelik soru üzerine, böyle bir şeyin olmadığını söyleyerek, ''Aynen komisyondan geçtiği şekilde büyük bir ihtimalle, son söz milletvekillerine aittir biliyorsunuz, muhakkak mecliste ne karar verilir ayrı bir şey, genel kurulda. Ama komisyondan geçtiği şekilde biz onun arkasında olacağız'' diye konuştu.

Basın mensubunun, ''Herhangi bir indirim yok o zaman'' ifadesi üzerine Yılmaz, ''Yok, kesinlikle yok'' dedi.

Basında yer alan çürüğe ayrılanların bedelli beklentisine yönelik soru üzerine de Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Bir düzenleme yapıyorsunuz, bu düzenlemeyi yaptığınızda bazen kastettiğinizin dışındakilere de etkisi oluyor. Mesela bir ara biliyorsunuz, 'taş atan çocuklarla' ilgili bir düzenleme yapıldı. Ancak düzenleme yapıldığı zaman şahısa yönelik düzenleme olmuyor. Daha sonra tuttu bir başkası bundan faydalandı. Herkes dedi ki, 'bizim amacımız bu değildi' dedi. Dolayısıyla düzenlemeleri yaparken, yani kimleri kapsaması lazım, kapsamaması gerekenlerin de bunun içinde olmaması lazım. Onun için arkadaşlara dedim ki, bizim dediğimiz husus neydi, şuydu: Şimdi kişi askere gitmeyecek şekilde özürlü, dolayısıyla sakat olmuş, sakat raporu var, askere elverişli değil. Bu insan askere gitmiyor, fakat toplum içinde soruyorlar 'askere gittin mi?' 'Yok, gitmedim', 'Niye gitmedin?' 'Özürlüyüm, engelliyim' dediğinde toplumda pek iyi bakılmıyor, öyle diyelim. Yani bu da askeriyeye yönelik bir değer yargısının sonucu. Dolayısıyla kişi diyor ki, böyle bir bildiğim var da ondan, talep geldi yani. Ben zaten sakatım, yani askerliğe elverişli değilim, gitmiyorum. Ama sağdan soldan oğlum dahi bana sorduğunda 'sakatım gitmiyorum' demektense 'bana da bu imkanı verin, ben de parayı ödeyeyim, dolayısıyla devletin çıkarmış olduğu bu bedelli yasasından faydalanayım' diyor. Bundan diyelim ki, 'Mehmet Yoldagezer yararlansın' diye bir yasa çıkmaz. Genel bir ibare koymak lazım. O genel ibarenin içerisine dahil olanlar bunları mı kapsar acaba, böyle bir düzenleme yaptığında hiç arzu etmediğimiz bir başkaları da bu yasa kapsamına girer mi? diye. Arkadaşlara dedim ki, bir çalışma yapın, bir sakıncası var mı, yok mu diye? Taş atan çocuklarla ilgili bir yasa çıkarttık. Ogün Samast da oldu, Hrant Dink'i vuran da oldu. Ama ifade edilen o değildi. Fakat ayrım yapabilmek mümkün değil. Şimdi bu da böyle. Arkadaşlar bir çalışma yapacaklar. Bizim ifade etmek istediğimizi tam dökebilirlerse bir teklif getirecekler. Daha henüz böyle bir teklif olmadı. Ama 'efendim biz bunu koyduğumuzda böyle de sakıncası olabilir' diye görüş gelirse bakacağız. Eğer gerçekten öyle bir sakıncaları varsa o da artık ne diyelim, o derece bir hafif biraz şey de katlansın diyeceğiz. Ama genel intiba komisyondan geçtiği şekilde genel kuruldan geçeceği şeklindedir.''

-Vicdani ret konusu-

''AB'nin vicdani ret konusunda neden bu kadar ısrarcı olduğunun'' sorulması üzerine de Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Avrupa Birliği'nin bir ısrarı yok. Bir yorum farklılığıyla o noktaya varırsınız. Ama şu anda bizden istenen nedir? Bizden istenen diyor ki, bu vicdani rete verilen cezayı bir seferle sınırla diyor. Bizim çalışmamız ona yönelik. Yoksa vicdani reti, 'ben getirdim, sen de getir' diye bir çalışma yok. Bizden istenen vicdani rette verilen, örnek veriyoruz, bir tane vatandaşımıza vermişiz, adam diyor ki, 'tekrar askere gitmeyeceğim' Yine aynı suçtan, nedir, askere gitmeme. Bir daha dönüyorsunuz, durmadan soruşturma devam ediyor. Diyor ki, ömür boyu bu adamı tahkikat baskısı altında tutabilmek, hukuka aykırıdır, insan haklarına aykırıdır. Taraf olduğunuz bir mahkemenin kararına uymak gerekir, doğru mudur? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taraf mıyız? tarafız. Bizim aleyhimize bir karar vermiş mi? Vermiş. O kararı yerine getirmek lazım. İstenilen husus cezanın teke düşürülmesi, bu kadar.''

Şarkışla'daki incelemelerinin ardından Sivas'a geçen Bakan Yılmaz, kentteki bir gazete merkezi ile Tabipler Odasını ziyaret etti.

Sivas Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğini de ziyaret eden Bakan Yılmaz'a Birlik Başkanı Beşir Köksal tarafından Ahilik Onur Ödülü verildi. Bakan Yılmaz, ahilik kıyafeti de giydi.

Bakan Yılmaz, Van depreminde enkaz altından kurtarılan Azra bebeği ve ailesini de ziyaret etti. Bu ziyaret basına kapalı olarak gerçekleştirildi.