BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Kürt sorununa dair çözüm önerilerisi olarak hükümete ilginç bir teklifte bulundu.

Demirtaş bunu bir şart olarak algılamayın dedi ve ekledi; 'Biz hükümetle müzakereye hazırız. Ama yapacağız görüşme canlı canlı yayınlansın. Kime ne oluyor, kim ne istiyor bilinsin.' dedi.

Erdoğan'ın kendilerinden bahsederkenki üslubundan rahatsız olduklarını söyleyen Demirtaş; ''Bizimle ilgili yaklaşımı da sıkıntılıdır. Öncelikle bizimle konuşurken hareket ederek konuşmasınlar. Biz hiçbir şeyin uzantısı değiliz. Bizi halk seçti. Diyalog ortamı yaratılacaksa üsluplardan başlanarak yürünebilir.'' dedi

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grubunun toplantısında konuştu.

İşte konuşmadan satır başları;

ULUDERE KATLİAMI

Tam 98 gün önce Roboski'de bir katliam yaşandı.Bugün bu konu Başbakan'ın gündeminde olmayabilir. Ama katliamın acısını yüreğinde hissedenler bu olayı unutmayacaktır. İki elimiz yakanızdadır. Onun hesabını vereceksiniz. Bu katliamın üstü örtülecek sanmayın. 98 gündür tek yetkili tutuklanmış değil. Ama tutuklu olan var. Uludere katliamında yaşamını yitirenlerin yakını tutuklu, belediye başkanları tutuklu...

Kimin için soruşturma yapıyorsunuz? Mağdurlar için mi sanıklar için mi? Peki dosya neden kapalı. Dosya halen gizli. 98 gündür tek bir doyurucu açıklama yapılmadı. Hükümet hala bu olayı hasır altı yapmaya çalışıyor. Genelkurmay Başkanlığından 1 aydır yazı bekleniyor. 50 metrelik yolu 1 aydır katedemediniz mi?

DARBE DENİLDİĞİNDE YARIM SAATE MECLİS'İ KUŞATABİLİYORSUNUZ

Birileri darbe yapalım dediğinde yarım saatte Meclis'i kuşatabiliyordunuz. İnsan Hakları Komisyonu bunun hesabını sormalı. Eğer hesap soramıyorsa istifa etmelidir.

Hükümet bu suçu örtmeye çalışıyor. Uludere'de yaşanan bu katliama tüm dünya sessiz kalsa da vicdanlarına mahkum olmuş durumdasınız. Sadece konuyu kapatmak isteyenler değil bunun hesabını sormayan mahkeme, savcı herkes bunun hesabını verecek.

CEZAEVLERİNDEKİ UYGULAMA KENAN EVREN'İN UYGULAMASIDIR

Adalet Bakanı'nın bu konuda yaptığı açıklamalar Uludere'den farklı değil. Hukuk yok, kanun yok, Türkiye'de politik çocuk tutuklu var. Cezaevlerini tıka basa doldurmuşlar. Uçakla bomba atanlara birşey yapan yok. Çocuklara taciz, tecavüz. Sonra sür çocukları Sincan'a.

Türkiye'de çocuklara uygulanan faşizan baskının herkes farkında. 10 kişilik hücereler 30 kişi insan doldurmuşlar. Nefes alamıyorlar. 24 saat kesintisiz işkence. Bu uygulama Kenan Evren'in uygulamasıdır. 12 Eylül'ün uygulamasıdır.

Ama bugün cezaevlerinde yaşananlar AKP'nin referandum yaptığı günlerde yaşanıyor. Türkiye cezaevlerinde hükümlüler işkence görüyor .Bu utançtır. Hükümetin, Adalet Bakanlığı'nın utancıdır.

HÜKÜMET KENDİ MÜSTEŞARI İÇİN ÖZEL YASA ÇIKARTIYOR

40'dan fazla avukat tutuklu. 2 gün sonra avukatlar günü kutlanacak ama 40'dan fazlası tutuklu. Öcalan'ın avukatlığını yapan 35 kişi de içeride. Neyle suçlanıyorlar? Mektup getirip mektup götürmüşler.

Savcı heyette bulunanaları dosyaya dahil etmeye çalışıyor. Hükümet kendi müsteşarını tek kişilik yasa çıkararak koruyor ama avukatlae evleri basılarak tutuklanarak cezaevine atılıyorlar. MİT krizinde yargılanan Oslo süreciyse avukatların tutuklanması nedir?

Avukatları neden kurban ediyorsunuz? Bir yandan müzakere diyorsunuz. Diğer taraftan ne yapıyorsunuz. Hükümet avukatlara sahip çıkmamıştır. Başbakan benden izinsiz bu avukatları sorgulayamazsınız dememiştir. Siz herşeyi daha iyi biliyorsunuz.

Böyle tablo içinde ortada birşey yokmuş gibi birileri laf attı ortaya. AKP Genel Başkanı'nın tüm süreç için kullandığı cümle var; 'Terörle mücadele siyasi uzantılarla müzakere'

20 YILDIR AYNI TABLO

Kürt sorununun çözümüne dair raporlar. Çözüm önerileri...1992'nin Eylül ayı. Güneydoğu paketi masada...93 Güneydoğu'ya yeni paket..97 Güneydoğu'ya cennet paketi..2000 yılı Güneydoğu'ya 107 önlem. 2012 devletin yeni Kürt planı. Tam 20 yıl önceki manşetin aynısı.

Biz paketlerden bıktık. Siz bu paketleri açıklamaktan vazgeçmedi. Ne Kürt sorununu çözüyor ne Kürtleri rahat bırakıyor.Bu bir oyalama. Bunları da bir kenara bırakalım. Gerçekten siyasi çözüm projeniz varsa akan kanı durdurarak süreç başlatmak istiyorsanız buyrun.

BİZ HÜKÜMETLE DİYALOG KURMAYA HAZIRIZ

Neydi anlaşmazlık noktaları? Neydi? Biz müzakarenin zeminini oluşturmak üzere hükümetle diyalog kurmaya hazırırz. Ama yapacağımız görüşme canlı yayınlansın istiyoruz. Kim ne istiyor herkes bilsin.Buyursunlar görüşelim. Canlı canlı yayınlansın. Bunu bir şart olarak söylemiyorum. Ama canlı yayın olmayacaksa olmasın.

Şartlı değil. Bir yandan terörle mücadele ederim bir yandan da görüşürüm diyorsan kendini kandırısın. 20 yıllık paketleri gördük. BDP'nin bu konuda yaklaşımı nettir. Müzakereyi karşı tarafı zayıflatmak için kullanamazsınız. O masa güven ortamıdır. Hükümet ve müzakereye ciddi yaklaşılmalıdır.

BİZ HİÇBİR ŞEYİN UZANTISI DEĞİLİZ

Bizimle ilgili yaklaşımı da sıkıntılıdır. Öncelikle bizimle konuşurken hareket ederek konuşmasınlar. Biz hiçbir şeyin uzantısı değiliz. Bizi halk seçti. Biz kimseyi temsil etmiyoruz. Diyalog ortamı yaratılacaksa üsluplardan başlanarak yürünebilir. Hakeret ettiğin, incittiğin kişiyle nasıl konuşacaksın. Nezaketle blog kuracaksın. Biz buna hazırız. Bunun dışındaki yol ve yöntemler sadece süreci uzatacaktır.

Hükümet mesafe katetmek istiyorsa Nevruz gösterileri, yürüyüşlere engel olmayacak. Hükümetin ortaya koyduğu yaklaşım engelleyici oluyor. Hükümet istediği gibi halkı yönlendiremez.O nedenle tıpkı Nevruz gibi Amara yürüyüşü de haktır.İ nsanlar bu yürüşü gerçekleştirler. Bizde halkımızın yanında olacağız.

DİYARBAKIR VALİSİ İLERİ DE VEKİL OLUR TAKİP EDİN

Diyarbakır Valiliği'nin Anayasa sürecinde imza kampanyasında yaptığına bakın.Vali demiş ki; 'Dört maddelik talepleriniz kanuna aykırı görülmüştür'. Anayasa da herkes ne istediğini binbir çeşit yollarla iletiliyor. Arasında partimizde bulunuyor ve partimiz imza kampanyası yapılacak.Vali ne diyor bu talepler Anaysaya aykırı.

BU KARAR AKP ADINA ALINMIŞ KARARDIR

Bu Anayasa zaten faşist Anayasa olduğu için değiştiriliyor. Bu valinin genel başkanı da müzakereden bahsediyor. Anayasa tartışmalarını neden yapıyoruz? Bunları tartışamayacaksak neyi tartışacağız? Kim kimi kandırıyor. Halka umut dağıtmanın ne anlamı var. Bir vali imza kampanyasını yasaklarsa o valiye Diyarbakır'a girme diyeceksin. Ama o başkanı takip edin ilerde daha iyi yerlerde olacaksın.O vali illa 'müsteşar,vekil olacağım' diyor. Sen onu yasaklasan da hükümetin desteği olsa da sen kendini yasaklamış olursun. O nedenle Diyarbakır Valiliğin bu kararı AKP adına alınmış karardır. Valide kendi vekil olarak gördüğü için yanlış karar almıştır. Hükümet bu konuya derhal müdahale etmelidir.

KAŞLA GÖZ ARASINDA ZAM YAPTILAR

Hükümet kaşla göz arasında TC'nin en büyük zammını da yapmış oldu. Aldığımız nefese bile zam gelecektir. Hükümet Çin'den sonra en çok büyüyen ikince ülke olduğunumuzu ilan ederken aradan zamları da geçiriverdi.

Zamların asıl nedeni cari açıktır. Şimdi hükümet ekonomik krizi önlemek için zam yapıyor olabilir ama külfetini yoksullar çekecek. Herşeye vergi ödüyoruz.Uyuyana kadar vergi ödüyoruz.

VERGİYİ KATI, SIVI, GAZ OLARAK GERİ ÖDÜYORSUNUZ

Yetmiyor kuş kadar maaş alanın maaşından, evinden vergi alıyorsunuz. Vergisinden bile vergi alıyoruz. Niye alıyoruz. Vatandaşa yol, hastane yapacağız diye. Sonra o yoldan geçerken vergi veriyoruz, hastaneye giderken vergi veriyoruz. Sonra hakkını aramak için halk sokağa dökülüyor. Sonra vergiyi katı sıvı ve gaz olarak geri ödüyorsunuz. Cop olarak, gaz olarak.

Emekliye yüzde 2 doğalgaza yüzde 35 zam yaptınız. Artık hane başı 94 ek ödeme olacak. Bunun çaresi yok mu? Var tabiki. Sokağa daha fazla çıkacaksız. Ne yapıyorsunuz diye hesap soracaksınız. Yine AKP'yi sevin ve oy verin ama unutmayın Uludere'de 34 köylü katledilmiş ve sorumlusu çıkmıyorsa bunun sorumlusu onlardır. Hükümet verdiğiniz oya güveniyor.

İÇİŞLERİ BAKANI TAM BİR MUCİZE

İçişleri Bakanı gibi mucize bakanımız olsa da mucize herkesi terörist zihniyeti olarak tanımlasa da taleplerinizi haykırın.Demokratik hakkınızı sonuda kadar kullanın.