Babalarımızın özel önem verdiği, annelerimizin karşılamak için önceden hazırlıklar yaptığı, çocukların gelmesinin dört gözle beklendiği, küskünlerin barıştığı, kırgınların kucaklaştığı, büyüklerin ziyaret edildiği velhasıl eskiden milletin bir yumruk olduğu bir bayrama daha, kurban bayramına eriştik.

Ama ne çare… Her şey gibi bayramları da yozlaştırdık… Bir tatil fırsatına dönüştürdük.

Tatilinin dokuz gün olmasıyla Mega Kentler adeta boşaldı, yollarımız arabalarla, sahillerimiz tatilcilerle doldu, taştı.

Bilmeyen de sanacak ki, gelen kurban bayram değil tıpkı “ Hintlilerin ülkelerinin her tarafından suyunda yıkanınca günahlarından arınacaklarına inandığı Ganj Nehri’ne akın etmeleri gibi girince şifa bulacakları ya da dini bir ritüeli yerine getirecekleri deniz bayramı.

O nedenle evlat, torun gelir ümidiyle eski bayramlara alışkın babaların, dedelerin emekli aylıklarından torunlar için bir köşeye sıkıştırdıkları bayram harçlıkları, annelerin büyük annelerin düzenledikleri odalar, dolaplara doldurdukları yiyecekler en önemlisi de kurdukları hayaller, telefonla gelen son dakika “çocuklar çok istiyor kıramadık” kılıfına uydurulmuş tatil haberi ile çoğu ailede boşa çıkar oldu.

Ne kadar acı verici değil mi?

O nedenle ”geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” sözündeki gibi yalnızlığını eski bayramlara sığınmakla gidermeye çalışanların, bunun yanında isteyip de bayramı sevdikleriyle gönlünce geçiremeyenlerin bayramlarını da bari biz kutlayalım dedik.

Evinin bir köşesine ya da pencere kenarına oturmuş dalgın ve hüzünlü bir şekilde:

Bir hafta önceden alınan, avluya bağlanan, çocukların yemlediği, suladığı, avlu içinde gezdirdiği, kesecek kasabın günler öncesinden ayarlandığı, kesilince de küçüklerin gözyaşları döktüğü koçu…

Evin büyüğünden küçüğüne bayram namazına gitmek için erkenden uyanan erkek takımını…

Bayram namazı sonrasında evdeki coşku ve sevinç dolu bayramlaşmayı, günler öncesinden yastığın altına ya da çekmecenin bir gözüne saklanan paranın verilmesiyle çocukların sevindirilmesini…

Kurbanın kesilmesi ve yüzülmesi aşamalarındaki evdeki erkelerin her birindeki kasaba yardım telaşını…

Sonrasında yapılan saç kavurması yenirken yaşanan sevinci hatırlayıp geçmişe sığınan ve o hatıralarla avunan bilcümle herkesin…

Bayramı mübarek olsun.

Üç dört tane evlat yetiştiren, onları büyütmek için uykusundan fedakârlık eden, yemeyen onlara yediren, giymeyen onlara giydiren…

Okutan meslek sahibi eden, everen, ev sahibi yapan…

En mühim olanı da sevgi ve merhameti karşılıksız dağıtan…

Ancak yaşlılıkta muhtaç duruma düşünce evlatlar tarafından sofralarına bir tabağın ilavesi çok görülen yaşlılar…

Sizin de bayramınız mübarek olsun.

Parklarda, piknik yerlerinde, çarşıda, pazarda anne ve babasıyla oynayan, gezen vakit geçiren bir çocuk gördüklerinde onlar yerinde olmak isteyen…

Ömürlerini saçını tarayacak anne sevgisine, başını okşayacak baba şefkatine hasret geçiren…

Devletin koruması altında olan ya da olmayan anne, baba hasreti yüreklerinde tüten bütün kimsesiz çocuklar, gençler…

Sizin de bayramınız mübarek olsun.

Başını sokacak evden, sığınacak kapıdan, çorba pişirecek elden, çamaşırını yıkayacak bir yakından mahrum, sokakları mesken tutan bu şehrin divaneleri…

Sizin de bayramınız mübarek olsun.

Kimi, kimsesi olmayan bir apartman dairesinde kendi başına oturan…

Ancak komşulardan ya da çocuklardan kapıyı çalan olur düşüncesiyle bayrama en azından şekerli, kolonyalı hazırlık yapan…

Kendi memleketinde, doğup büyüdüğü mahallede gurbet hayatı yaşayanlar…

Bunca insanın içinde yalnızlık çekenler…

Sizlerin de bayramınız mübarek olsun.

Böyle bir günde memleket havası teneffüs etmeyi, en azından kendi insanlarının arasında olmayı düşleyen…

Kendi gurbette ama gönlü sılada bilumum gurbet insanları…

Sizlerin de bayramınız mübarek olsun.

Bayramda trafik nöbeti tutan polis…

Hastanedeki hasta bakıcı, bayram demeyip tatil demeyip hastalara hizmet eden nöbetçi hizmetli, hemşire, doktor…

Sizin de bayramınız mübarek olsun.

Yahya Kemal’in Süleymaniye’de Bayram Sabahı adlı ölümsüz eserinde anlattığı şekilde bayram sabahı yaşayanlarla birlikte camileri dolduran Malazgirt’te, Mohaç’ta, Kosova’da Niğbolu’da, Varna’da bize bu toprakları vatan yapmak için şahadet şerbeti içen ecdat ruhları…

Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda yakın zamanda Afrin’de, El Bab’da, terör saldırılarında ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde vatanı için demokrasi için canını veren şehitlerimiz…

Görevleri başındaki askerlerimiz…

Sizin de bayramınız mübarek olsun.

Hâsılı kelam bayramın idrakinde olan, bayram tadında yaşayanlarla birlikte onu yaşamanın özlemi ve burukluğu içinde ne kadar garip, gureba veya kendini öyle hisseden kardeşimiz varsa…

Hepsinin bayramı mübarek olsun.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA