CHP genel merkezinde dinleme cihazı bulunduğu iddialarına ilişkin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Niye polise başvurmuyorsunuz? CHP'nin böyle bir güvensizliği mi var?” sorusuna, “Evet, o da başka bir sorun. Yani maalesef polise güvenmiyoruz” karşılığını verdi.


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti genel merkezinde dinleme cihazı bulunduğu iddialarına ilişkin “Peşin suçlama yapmayı doğru bulmam. Bunu AKP yaptırdı demek istemem ama Türkiye'de bu tip yetki dışı özel yaşamı izleme, bilgi toplama ve bunu değerlendirme konusuna meraklı bazı çevreler var” dedi.
Baykal, CNN Türk'te yayımlanan “Ankara Kulisi” programına katılarak, soruları yanıtladı.

“Partinizde elektronik dinleme cihaz bulundu. Başbakanın da bu konuda açıklaması oldu. Size verilen bir bilgi var mı? Neye bağlıyorsunuz bu dinlemeyi?” sorusu üzerine, Baykal, “Maalesef bu konularda toplumsal duyarlılığımız çok büyük ölçüde kayboldu. Alıştık, kanıksadık. Bu çok yanlış ve sakıncalı bir tavır. Konuyu biz kendi olanaklarımızla kapsamlı bir şekilde incelemeye çalışıyoruz. Pazartesi günü bu konuda çok ileri teknolojiye dayalı, dışardan getirtilen bazı araçlarla bir değerlendirme yapılacak” dedi. Baykal, “Niye polise başvurmuyorsunuz? CHP'nin böyle bir güvensizliği mi var?” sorusuna, “Evet, o da başka bir sorun. Yani maalesef polise güvenmiyoruz” karşılığını verdi.

“Bunu söylemekten büyük üzüntü duyduğunu, ancak bunun bir gerçek olduğunu” ifade eden Baykal, “Yani oraya kim koydu, koyanlar kimin adına koydular, ne yaptılar? Bunların aydınlatılması gerekiyor. Maalesef böyle bir güven kaybı içerisindeyiz. Güvenlik güçlerinin şu ana kadar bu tip konularda yeterince topluma güven vermediği açıktır” diye konuştu. Deniz Baykal, “Polisin yaptığından mı şüpheleniyorsunuz?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

“Bilmiyoruz. Bir spekülasyon yapmak istemiyorum. Ciddi araştırma yapılmadan değerlendirilmemesi gereken konular. Üzüntü verici. Türkiye'deki tablo bu vesileyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Biz inceleyeceğiz. İnceledikten sonra elbette polise bilgi vereceğiz ama kendimizi teknik incelemeyi yapacağız sonra onlara da böyle bir olay var diyerek gerekli bildirimi yapacağız.” Neye ilgi gösterilmiş olabileceği sorusu üzerine ise Deniz Baykal, siyasette karşı partinin iç mutfağını izleme merakının daima ortaya çıktığını kaydetti.

“Peşin suçlama yapmayı doğru bulmam. Bunu AKP yaptırdı demek istemem” diyen Baykal, “Ama Türkiye'de bu tip yetki dışı özel yaşamı izleme, bilgi toplama ve bunu değerlendirme konusuna meraklı bazı çevreler var. Ne yazık ki o çevreler bu konuda çok geniş teknolojik olanaklara sahipler. Dinlediklerini bazen yansıtıyorlar. Koca bir Ergenekon davası gidiyor. Bütün dayanağı bu” şeklinde konuştu.

Adalet Bakanlığının “hakimleri hakkında bir soruşturma açması halinde telefon bağlantılarının dinlenilmesini öngören bir karar aldığını” anımsatan Baykal, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Türkiye'de yasaların bu konuda öngördüğü koşullar var. Bunların hiç birisini arama koşulu olmadan sadece bakanın soruşturma açmış olması bir hakim hakkında o hakimin bütün telefon konuşmalarının dinlenmesi için yeteli sayılıyor. Halbuki telefon dinlemenin bir hakim kararı ile olması gerekir” dedi.

“Bunlar tesadüf mü?” diye soran Baykal, “Bu bir planlama, bir kurgu. Türkiye'de çok tehlikeli bir siyasi hegemonya tesis etme çabası var” ifadesini kullandı.

Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “2009'da yeni Anayasa çalışmasının devam etmesi gerektiği” yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine, “Anayasa'nın yeniden yazılmasına ilişkin çeşitli çevrelerden talepler var. Bunlar gerçekleşecek olursa Türkiye çok büyük sıkıntılarla karşılaşacaktır” görüşünü savundu.

TRT'NİN KÜRTÇE YAYIN YAPMASI

Baykal, TRT'nin Kürtçe kanal açmasıyla ilgili bir soru üzerine, “Devletin bir kurumunun bir etnik çabaya destek olur konumda ortaya çıkması çok yanlıştır. Bu bizim devlet olarak temel anlayışımıza terstir” dedi. Özel televizyonlar gibi Kürtçe yayın yapmayı uygun gören bir televizyonun yasa, Anayasa ve RTÜK kanunları çerçevesinde yayın yapabileceğini belirten Baykal, buna kimsenin bir şey diyemeyeceğini söyledi. Baykal, “Ama devletin parasını, kaynaklarını sadece bir kesim vatandaşlarımızın etnik talepleri doğrultusunda harcanması doğru değildir. Bizim anlayışımıza göre devlet etnik kör olmalıdır” diye konuştu. Bunun giderek devleti her türlü etnik kimliğin talebine karşı güç duruma sokacağını savunan Baykal, “Onlar da derse ki 'bize de Çerkezce, Arapça, Gürcüce yayın yap.' Etnik kimliklerin devlet düzeyine çekilmesi yanlıştır. Bir süre sonra bunun çok ciddi sonuçları olacak. Ya ne yaptıklarını biliyorlar, o zaman çok tehlikeli iş yapıyorlar ya da ne yaptıklarını bilmiyorlar” dedi.