AK Parti"nin kapatılması için Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya"nın hazırladığı iddianameye, ayetlerden verdiği örneklerin konulmasını eleştiren ve “AK Parti söylerse tuu kaka, CHP söylerse alkış. Yok böyle şey. Sayın Baykal maşallah ayetler, hadisler okur, Tayyip Erdoğan bırakın onu, 'bunların gözleri var görmezler' diyor, dosyaya koy” diyen Erdoğan"a cevap veren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal neden hadis okuduğunu açıkladı.

İSTİSMARIN FOYASINI ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN

Partisinin grup toplantısında Erdoğan"ın hafta sonu katıldığı Ankara Kadın Kollar Kongresi"ndeki sözlerine değinen CHP lideri Deniz Baykal şunları söyledi: “Başbakan diyor ki, 'Ben söylersem tu kaka, Baykal söylerse alkış. Ben hadis söylersem herkes ayağa kalkıyor. Baykal söyleyince bir şey yok.' Deniz Baykal dini istismar etmek için hadis söylemiyor. Deniz Baykal dini istismar edenlerin foyasını ortaya çıkarmak için hadis söylüyor”

Erdoğan hafta sonu katıldığı AK Parti Ankara Kadın Kolları Kongresi"nde şöyle konuşmuştu: “''Aramızda husumete yer olmadığını altını çizerek söylüyorum. Hukukun üstünlüğü prensibine dayanarak, inanarak söylemek durumundayım. Onun için dikkat edeceğiz, hukukun üstünlüğü... Bu hukuk herkes için geçerli. Bakın kanun demiyorum, hukuk diyorum. Çok farklı bir şey. Evrensel değerlerle örtüşen hukuk. Bundan bahsediyorum. Bir yerde farklı, başka yerde farklı, olmaz. Kim söylüyor buna göre hukuk, olmaz. Neyi söylüyor, nasıl söylüyor. Kimse buna bakmıyor. Neye bakıyor? Kimin söylediğine bakıyor. Eğer Tayyip Erdoğan söylerse tuu kaka, filanca söylerse alkış. Yok öyle bir şey. Hukukta bu yok. AK Parti söylerse tuu kaka, CHP söylerse alkış. Yok böyle şey. Sayın Baykal maşallah ayetler, hadisler okur, Tayyip Erdoğan bırakın onu, 'bunların gözleri var görmezler' diyor, dosyaya koy. Yok böyle şey. Biz ne söylediğimizi çok iyi biliyoruz. Ve inanarak da yolumuza devam ediyoruz. Ve onun için de bu yolculukta bizim her şeyimiz, sizsiniz. Ve biz halkımızı ayırt etmeksizin söylüyoruz, Yunus'un diliyle söylüyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Anlayışımız bu.''