Kızının yasını tutan gözü yaşlı anne, toplumun bütün kesimlerinin kadınları savunması gerektiğini kaydetti. Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek ve Baro Kadın Komisyonu üyeleri Atıl’a Mithatpaşa Mahallesindeki evinde taziye ziyaretinde bulundu. Ziyarette “Savcılığa dilekçe versek bile kale alınmıyor.” iddiasında bulunan Atıl, yine sonuçta kadınların öldüğünü ifade etti. 
14 yıl önce evlenen kızının şiddet gördüğüne dair savcılığa ve polise gerekli başvurularda bulunduğunu anlatan Sema Atıl, şu görüşleri ileri sürdü: “Kocası kızımı yere yatırıp silahı ağzına dayayıp ‘vurayım mı ?’ dermiş. Bıçağı boğazına dayatıyormuş. Aşırı şiddet dolayısıyla kızım evi terk etti. Bir arkadaşına sığınmıştı. Onun hakkında türlü türlü yalanlar uydurdu. Ama öyle bir şey yoktu.” 
Gelişmeler üzerine polis merkezine gidip şikayette bulunduğuna işaret eden Atıl, resmi nikâhlı olduğundan bu müracaatının önemsenmediğini öne sürdü. 
Eşinin de kızını şikâyet ettiğine dikkat çeken Atıl, “Onun ne dediğini bilmiyorum. Tekrar polis kayıp bürosuna gittim. Bir memur devamlı beni arayarak, ‘kızınızdan haber aldınız mı?’ diyordu. Görevli olarak kendileri mi arayacak, annesi olarak ben mi peşine düşeceğim? Ben kızım için gerekli yerlere başvurdum, ancak bir sonuç alamadım. Boşanmak için eve gelirdi. Tehdit alınca geri barışırdı. Kızım bizler için kendini feda etti.”dedi.
Evin önünde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek ise Türkiye’de artık kadın cinayetlerinin bir şekilde engellenmesi gerektiğini belirtti. 
Tüm kurum ve kuruluşların bu cinayetlerin üstüne gitmesini gündeme getiren Erbek, “Zaten hükümetin bu konuda bir duyarlılığı var. Bu duyarlılığı polis de, asker de, baro da hakim ve savcı da göstermeli. Aksi halde bu cinayetlerin önüne geçemeyiz. Bu olaylardan dolayı aile kurumu ciddi şekilde yıpranıyor. Bütün kurumları bu hususta göreve davet ediyoruz.” diye konuştu.

DİZİLERİN OLUMSUZ ETKİSİ VAR
Kadına şiddetin artmasında televizyondaki dizilerin olumsuz etkilerine işaret eden Erbek, şunları söyledi: “Diziyi yapanlar, bunu yayınlayanlar; herkes bu cinayetlerin teşvik edicisi olmaktan uzak dursun. Çok izlendiği söylenen bir dizi de her bölümde kadın yaka paça dövülüyor. Bir tek öldürmediği kalıyordu. Bu ve benzeri dizilerin toplumda tahrik edici, özendirici etkileri var. Bu nedenle kanal sahiplerinin bu diziler yayınlamamasını bekliyoruz.”
Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Ülkü Tolunay Ekiz de kadın cinayetlerinde daha ağır cezalarla yasaların daha da caydırıcı hale getirilmesini önerdi. Şiddet konusu ortaya çıktığı andan itibaren kadının daha ciddi şekilde koruma altına alınmasının önemine değinen Ekiz, “Yapanın canı yandığı zaman bir daha kimse buna yaklaşmayacak. Ülkede kadına şiddet yüzde bin 400 artış söz konusu. Neredeyse her güne 3 kadın cinayeti düşüyor. İnanılmaz bir şey.” ifadelerini kullandı.

MEDYANIN CİNAYETLERİ VERİŞ ŞEKLİNE TEPKİ
Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Ümit Büyükdağ Özdemir de medyanın kadına şiddet haberlerini sunuş biçimini eleştirdi. 
“Aşk cinayeti, boşanmak isteyen karısını öldürdü, cinnet geçirdi, çok borcu yüzünden eşini öldürdü” gibi başlıklarla bu haberlerin verildiğini hatırlatan Özdemir, bir cinayetin bu tür mazeretlerle izah edilemeyeceğini vurguladı. 
Bir kadın ve insanın öldürüldüğünü, bunun mazeretinin olmayacağını dile getiren Özdemir “Aşk, cinayet değil; sadece bir cinayet işlenmiştir. Medya buna bir mazeret bulmaya çalışmasın. Mazeretli başlıklar atılmasın. Tek istediğimiz bu.” şeklinde konuştu. Görüşmede Kadın Hakları Komisyonu Üyeleri Türkan Eşli, Derya Göksuçukur da hazır bulundu.

Cihan Haber Ajansı