İktidar partisi kendisi dışındaki partileri hazırlıksız yakalayıp erken seçim kararı alırsa baskın bir seçim yapmış olur. Ülkemiz gibi seçimlere büyük görevler yükleyen ve siyasetin nabzının en iyi seçim ortamlarında attığı bilinen ülkelerde sıkça başvurulan bir yöntemdir. Yaşanan gelişmeler bunun sinyallerini verse de eldeki mevcut bilgilerle kan kaybettiği açıkça görünen iktidar partisinin konuya çekinceli baktığı biliniyor.

İktidar partisinin çekinceleri oy oranlarındaki keskin düşüşler. Bu düşüş sadece iktidar partisinde değil, Cumhur İttifakı içerisindeki diğer parti olan MHP'de de yüksek oranda göründüğü için baskın seçim hazırlıklar yapılsa da erken seçim kararı almaları zor görünüyor.

Şu anda güzel ülkemizde derin bir kriz var. Bu krizin etkisiyle mevcut iktidarının iyice köşeye sıkıştığı ve çıkış için sürekli yol aradığı görünen bir gerçek. Ancak sürekli ortaya attıkları yeni hamleler krizi aşmaya yetmiyor. Aksine içinde bulunduğumuz krizi daha da derinleştiriyor.

Pandemi konusu ise adeta başarısızlık öyküsü. Sağlık bakanlığının sürecin başından beri izlediği yanlış politika işi daha da zora sokuyor. Eğitim konusunda sıkıntılar giderek büyüyor, adalet kurumlarına güven kalmamış, bürokrasinin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Bu ortamda baskın seçim kararı almak kolay görünmüyor ama bu kararı mevcut iktidarın alacağı yönünde sinyaller de yok değil.

Geçtiğimiz hafta sonu Yüksek Seçim Kurulu seçim bölgeleri ile ilgili bir karar aldı. Bu kararın alması için altı aylık süre varken kırk günde alması akıllarda soru işareti bırakıyor. Sanki bir yerden "Acele edin" emri gelmiş gibi görünüyor. Başta İstanbul Sözleşmesi'ndeki imzanın geri çekilmesi, yeni anayasa yapma çalışmaları, HDP'nin kapatılması için dava açılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelen dokunulmazlık tezkereleri, alttan alttan Millet İttifakı'nı parçalamaya yönelik hamleler, İyi Parti' te yuvana dön çağrıları, bu amaçlara hizmet edecek ekonomik ve siyasi hamleler sanki seçim sinyali veriyor.

Ama görünen o ki, mevcut iktidarı oluşturan partilerin toplam oylarındaki azalma ve düşüş seçim aşamasında da sürerse, seçim kazanma şansları gözükmüyor. Üstelik şu anki siyasi duruma bakıldığında ülkede anayasayı değiştirecek bir siyasi ortam bulunmuyor.

Ayrıca ortada yeterli veri yokken HDP'nin kapatılma olasılığı zor görünüyor, kapatılsa bile mevcut iktidarı oluşturan partilere HDP'den yeterli oy gelecekmiş gibi görünmüyor. Millet İttifakı içinde bir çatlak oluşturmaya çalışma çalışmaları da tam tersine İttifakı oluşturan partilerin daha konsolide olmasını sağlıyor.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi son dönemde yapılan seçim anketlerinde Cumhur İttifakı’nın toplam oylarında görülen büyük düşüş Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen oyların azalmasına da görünüyor. Bu negatif yönlü ivme devam ederse, ne Cumhur İttifakı’nın seçim kazanma şansı, ne de Cumhur İttifakı içinden aday gösterilecek bir adayın cumhurbaşkanı olması ihtimali görünmüyor. Bu şartlar altında Cumhur İttifakı’nın kaybettiği oyları geri kazanmak, kararsızları ikna etmek ve ilk kez oy kullanacak kitleyi cezbetmek için yeni hamleler ortaya koyması gerekiyor.

Mevcut iktidarın Millet İttifakı içindeki küçük partileri ikna etme çabaları, İttifakı yıpratma çalışmaları, yuvaya dön çağrıları, fezlekeleri siyasi ranta çevirme istekleri, İstanbul Sözleşmesi hamlesi ne derece sonuç verecek önümüzdeki günlerde göreceğiz ama başarı şansı az görünüyor.

Son olarak, baskın seçim için fırsat kollayan bir iktidar olduğu, bu amaç için çalıştığı görünüyor. Ama başta ekonomi, kişisel hak ve özgürlükler ve ekonomik yapı konusunda sıkıntıda olan iktidar için baskın seçim bile bile lades olacak gibi. Muhalefet partileri de yeterince seçime hazır görünmüyor. İçinde bulunduğumuz şartları iyi değerlendirip milletin karşısına hazırlıklı ve elleri dolu çıkmaları gerekiyor.

Halk artık değişim ve yenileşme istiyor. Dinozor siyasetçileri siyasetin hiç bir kademede istemiyor. Halk daha iyi ekonomik ve sosyal şartlarda, devletin güvencesi altında yaşamak istiyor. Partilerin kadrolarını buna göre şekillendirmesi ve halka kulak vermesi gerekiyor. Yoksa başarı gelmez.

"Lider örnekle liderlik eder, güçle değil." (Sun Tzu)