Avrupa Birliği Komisyonu gerek Türkiye’de gerekse bazı Batı Balkan ülkelerinde basın özgürlüğü alanında yaşanan sorunlardan son derece rahatsız. Uzun süredir ifade ve basın özgürlüğü konuları ile gazetecilerin durumunu yakın takip altında tutan Komisyon, konunun müzakere sürecinin en önemli unsurlarından biri yapılmasına karar verdi.

“İfade ve basın özgürlüğü garanti altında olmadan tam bir dönüşüm olmaz” mesajı veren Komisyon’un yaklaşımı, aday ülkelerin bu alanlardaki AB standartlarına ulaşmadan üye yapılmayacağının işareti niteliğinde.

Somut adım istiyoruz

Basın özgürlüğünün bundan sonra müzakere sürecinde daha üst sıralarda yer alacağı ve süreci etkileyici rol oynayacağı mesajı veren AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, “Bu alandaki yasal düzenlemeler ve gazetecilerin daha iyi korunması konusunda somut adımlar görmek istiyoruz” dedi.

Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğü konusundaki performansının da Brüksel’i memnun ettiğini söylemek pek mümkün değil. Bu hoşnutsuzluk İlerleme Raporu ve beraberinde yayımlanan Strateji Belgesi’ne de net şekilde yansımış durumda. Raporda, hassas olarak nitelendirilen konuların kamuoyunda açıkça tartışılabilmesine rağmen çok sayıda ifade özgürlüğü ihlalinin ve basın özgürlüğünün pratikte kısıtlanmasının endişe yaşattığının altı çizildi.

Otosansür var

Gazetecilerin hapse atılmasının ve Ergenekon soruşturması kapsamında yayımlanmamış bir kitap taslağına el konulmasının bu endişeleri güçlendirdiği belirtilen raporda, Türkiye’nin ifade ve basın özgürlüğünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyum sağlayabilmek için yasal düzenlemeler yapması gerektiğinin altı çiziliyor.

Strateji Belgesi’nde verilen mesaj ise “Gazetecilere yönelik davalar otosansüre neden oluyor.

Otosansür ve basın üzerindeki aşırı baskı ciddi endişe kaynağı oluşturuyor. Mevcut yasal düzenlemeler ifade özgürlüğünün Avrupa standartlarında korunması için yeterli değil” ifadeleriyle özetleniyor.

Para cezası

İlerleme Raporu’nda “Türkiye’de ceza yasaları büyük ölçüde sorunlu ve ifade özgürlüğünü orantısız şekilde kısıtlamaya açık. Basın Kanunu ve Atatürk’ü Koruma Kanunu da ifade özgürlüğünü kısıtlamada kullanılıyor” tespitinde bulunularak Türk Ceza Kanunu’nun 125, 214, 215, 216, 220, 226, 285, 288, 314 ve 318’inci maddeleriyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. ve 7. maddelerinin değiştirilmesi talep ediliyor. Raporda, medya kuruluşlarına birçok kez yüksek para cezası verilmesi de eleştiriliyor.

Yargılamada ciddi endişe

İlerleme Raporu ve Genişleme Strateji Belgesi’nde Türkiye hakkında öne çıkan vurgular şunlar:

- Siyasi kriterler: Çoğu alanda temel hakları güçlendirmek için belirgin adımlar atılması gerekiyor. Yeni anayasa hazırlanmalı.

- Hukukun üstünlüğü: Savunma hakkını ve davaların meşruiyetini etkileyen soruşturmaların yürütülmesi ve yargı süreci konusunda ciddi endişeler var.

- Demokratik açılım: 2009 açılımının devamı gelmedi.

- Kötü muamele: Orantısız güç kullanımı sürüyor.

- Basın özgürlüğü: Gazetecilere yönelik davalar otosansüre neden oluyor. Otosansür ve basın üzerindeki aşırı baskı ciddi endişe kaynağı oluşturuyor. Mevcut yasal düzenlemeler ifade özgürlüğünün Avrupa standartlarında korunması için yeterli değil.

- Kıbrıs: İyi komşuluk ilişkilerini ve sorunların barışçıl çözümünü engelleyecek her türlü tehdit, sürtüşme ve eylemden kaçınılmalı.

- Dış politika: İran, Libya ve Suriye konusunda AB’nin aldığı yaptırım kararlarına Türkiye uymadı.

- Kadın hakları: Namus cinayetleri, zorla evlendirme ve kadına yönelik şiddet ciddi sorun olmayı sürdürüyor.

Orduya sivil denetim övgüsü

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye hakkındaki 14. İlerleme Raporu’nu dün resmen açıkladı. AB ilerleme raporunda Türkiye’nin ordu üzerinde sivil denetim konusunda “iyi ilerleme kaydettiği” belirtildi. AB Komisyonu’nun yayımladığı raporda, önceki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının istifa etmeleri üzerine yeni atamaların hızla yapılması övgü aldı.

Raporda, “YAŞ toplantısında yeni komutanlarının geciktirilmeden atanmaları, hükümetin üst düzey komutanların atanmasını kontrol ettiğini doğruladı” denildi. İlerleme raporunda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkilerini aşan siyasi konulara doğrudan ya da dolaylı müdahale girişimi vakalarının azaldığı da ifade edildi.

‘İç Hizmet’ eleştirisi

Raporda ordunun sivil kontrol kapsamında Türkiye’ye yönelik eleştiriler arasında ise YAŞ’ın yapısı ve yetkilerinin değiştirilmemesi, terfi ve atamalarda sivil kontrolün sınırlı kalması, İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarının jandarma üzerindeki yetkisinin sınırlı kalması, askeri yargının yapısı ve görev alanının gözden geçirilmemesi, orduya siyasete müdahale alanı bırakan TSK İç Hizmet Kanunu’nun değiştirilmemesi, Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmaması, orta öğrenimde milli güvenlik derslerinin subaylar tarafından verilmesi ve TSK’nın medya kuruluşlarına seçici akreditasyon uygulamasını sürdürmesi sıralandı.

Bağış: AB akıl tutulması içinde

Türkiye’nin AB sürecine ilişkin 2011 İlerleme Raporu’nun Avrupa Komisyonu’nca açıklanmasının ardından, bir basın toplantısı düzenleyen AB Bakanı Egemen Bağış, rapor için “AB özenilecek konularda cimri, eleştirilecek konularda cömert” dedi.

Bağış, “Bazı dar görüşlü siyasetçiler tarafından komisyon’un baskı altına alındığını görüyoruz” diyerek İlerleme Raporu Türkiye için bir ilerle’me’ temennisi ise bu temenni içinde bulunanların beyhude bir beklenti içerisinde olduğunu ifade etti. Bağış, “AB’nin biraz da kendi karnesine bakması lazım. AB’nin içinde bulunduğu akıl tutulmasından bir an önce çıkmasısnı diliyorum” ifadesini kullandı. İlerleme Raporu’ndaki tutuklu gazetecilerle ilgili ifadeleri eleştiren Bağış, Türkiye’de gazetecilik mesleğinden dolayı tutuklanan hapse atılan tek bir gazeteci dahi olmadığını öne sürdü. Türkiye’nin AB sürecine ilişkin 2011 İlerleme Raporu’nun Avrupa Komisyonu’nca açıklanmasının ardından, bir basın toplantısı düzenleyen AB Bakanı Egemen Bağış, rapor için “AB özenilecek konularda cimri, eleştirilecek konularda cömert” dedi.

Bağış, “Bazı dar görüşlü siyasetçiler tarafından komisyon’un baskı altına alındığını görüyoruz” diyerek İlerleme Raporu Türkiye için bir ilerle’me’ temennisi ise bu temenni içinde bulunanların beyhude bir beklenti içerisinde olduğunu ifade etti. Bağış, “AB’nin biraz da kendi karnesine bakması lazım. AB’nin içinde bulunduğu akıl tutulmasından bir an önce çıkmasısnı diliyorum” ifadesini kullandı. İlerleme Raporu’ndaki tutuklu gazetecilerle ilgili ifadeleri eleştiren Bağış, Türkiye’de gazetecilik mesleğinden dolayı tutuklanan hapse atılan tek bir gazeteci dahi olmadığını öne sürdü.

Dışişleri’nden ‘Kıbrıs’ tepkisi

Dışişleri Bakanlığı; AB Komisyonu’nun 2011 Yılı İlerleme Raporu’nda AB’nin güvenlik ve refahı bakımından Türkiye’nin kilit öneme sahip olduğu yönündeki atıfları olumlu tespitler olarak değerlendirirken, Kıbrıs sorunu ile ilgili ifadelere tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Kıbrıs sorununun çözümü ve Türkiye’nin AB üyeliği iki farklı süreçtir. Türkiye, şimdiye kadar Ada’da devam eden müzakere sürecine her türlü desteği vermiş ve garantör ülke hak ve yükümlülükleri uyarınca müzakerelerin en kısa sürede anlaşmayla sonuçlanmasını somut katkılarıyla teşvik etmiştir. Genişleme Strateji Belgesi’nde Türkiye’nin müzakerelere katkılarını artırması beklentisine dair ifadeler yer alması yadırganmıştır.”

TOBB: Yeni bir vizyon getirmiyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ilerleme raporuna ilişkin, “Türkiye - AB ilişkilerine yeni bir vizyon getirmiyor” dedi.

Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, “Türkiye’nin AB yolculuğunun gerektirdiği reform sürecini çok daha süratle yerine getirebileceğine inanıyoruz. Avrupa Birliği katılım sürecinin, Türkiye’nin dönüşüm süreci açısından bir ’çıpa’ olduğunu görüyoruz. Ancak, ’AB Çıpası’nın gücü, üyelik müzakerelerinin seyri ve aday ülkeye verilen perspektif ile doğrudan bağlantılıdır. Türkiye’nin AB üyeliği için bir hedef tarih ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, biz İlerleme Raporu’nda yer verilen Türkiye’nin performansına biraz da bu yönüyle bakılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ilerleme raporuna ilişkin, “Türkiye - AB ilişkilerine yeni bir vizyon getirmiyor” dedi.

Hisarcıklıoğlu, yazılı açıklamasında, “Türkiye’nin AB yolculuğunun gerektirdiği reform sürecini çok daha süratle yerine getirebileceğine inanıyoruz. Avrupa Birliği katılım sürecinin, Türkiye’nin dönüşüm süreci açısından bir ’çıpa’ olduğunu görüyoruz. Ancak, ’AB Çıpası’nın gücü, üyelik müzakerelerinin seyri ve aday ülkeye verilen perspektif ile doğrudan bağlantılıdır. Türkiye’nin AB üyeliği için bir hedef tarih ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, biz İlerleme Raporu’nda yer verilen Türkiye’nin performansına biraz da bu yönüyle bakılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.