Vesayet eleştirilerine neden olan Siyaset Belgesi, EMASYA ve 35. Madde ile HSYK"nın yapısının değiştirilmesi konusunda atılacak adımların her birinin ayrı bir prosedürü bulunuyor...

1 Kırmızı Kitap müzakere edilecek

Bakanlar Kurulu"nun anayasal görevi çerçevesinde hazırlanan bir Bakanlar Kurulu belgesi olan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) devlete yönelik iç ve dış tehditleri sıralaması bakımından önem taşıyor. MGSB"nin güncelleştirilmesine ihtiyaç olduğunda, içeriğinin değiştirilmesi için MGK"nın tavsiyesiyle bir karar alınması gerekiyor. MGK tarafından Bakanlar Kurulu"na tavsiye edildiği gibi Bakanlar Kurulu bunu tek taraflı bir işlemle de yapabiliyor. MGSB son olarak 2004 yılında güncellenmiş, hükümet yeni MGSB"ni Mart 2006"da onaylamıştı. Basına açıklanmayan belgede iç tehdidin irtica olduğu belirtilirken, Fethullah Gülen hareketinin somut olarak ifade edildiği öne sürülmüştü. Erdoğan, “Bu yıl siyaset belgesi yeniden ele alınacak. Ele alırken, endişeleri de tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmakta hükümetimiz kararlıdır. Bunun MGK"da tekrar müzakeresini yapacağız” dedi. Erdoğan, iç tehdit algısını asla düşünemeyeceklerini de belirterek yeni belgenin içeriği konusunda ipucu verdi.

2 EMASYA için yasal düzenleme yapılacak

BaŞbakan"In “EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak. Bunun adımını atıyoruz” dediği Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma Protokolü, 28 Şubat sürecinde, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanmıştı. İki taraflı imzayla yürürlüğe girdiği için bir tarafın, yani İçişleri Bakanlığı"nın tek taraflı işlemiyle kaldırılabilir. Ancak Erdoğan yine de ihtiyatlı davranarak “Yasal düzenleme gerekiyorsa, yasal düzenleme de yapacağız” dedi.

3 35. Madde"ye AK Parti"nin oyu yeterli

Darbe söylentilerinin dayanağı olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu"nun 35. maddesinde bir değişiklik yapılması içinse kanun değişikliği gerekiyor. Bunun için de tek başına AKP"nin oyları yetiyor. Ancak Erdoğan bu konuda bir uzlaşma olması gerektiğini belirtti. Bu madde “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” hükmünü taşıyor. Madde her ne kadar doğrudan darbe yapma yetkisi vermese de darbenin önemli bir meşruluk kaynağı olarak gösteriliyor. Konuyla ilgili BDP"li Hasip Kaplan 2008"de bir yasa teklifi hazırlayarak TBMM"ye vermişti. Kaplan"ın teklifi komisyonda dahi görüşülmedi. AKP"nin yeni bir yasa teklifi verebileceği veya hükümetin daha kapsamlı düzenlemeler içeren bir yasa tasarısı hazırlayabileceği belirtiliyor. Kaplan"ın teklifi, iki değişiklik öngörüyordu. Teklifte Erdoğan"ın söz ettiği 35. madde “Silahlı Kuvvetlerin görevi ulusal sınırları dış tehdit ve tehlikelere karşı korumaktır” şeklinde değiştiriliyordu. Kanundaki “Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harb sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir. Bu mükellefiyet özel kanunlarla vaz" olunur” şeklinde olan “askerlik” görevine de, “ulusal sınırları dış tehditlere ve tehlikelere karşı korumak” sınırlaması getiriliyordu.

4 HSYK"nın yapısı için Anayasa değişikliği

Askerİ vesayete yönelik adımlara göre daha zor bir değişiklik ise “yargı vesayetine” yönelik yapılacak bir düzenleme olacak. Yargı kurumlarının yapısı Anayasa"da düzenlendiği için bu konuda Anayasa değişikliği yapılması şart olacak. Bunlardan öne çıkan HSYK"nın yapısının değişmesi için de Anayasa"nın değişmesi gerekiyor. Hükümet, AB"ye sunulan Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde Meclis ve ilk derece mahkemelerinin seçimiyle oluşacak, daha geniş tabanlı ve daha geniş yetkili bir HSYK için söz vermişti. Kulislerde böyle bir değişikliğin yargıda tepki yaratacağı, bu tepkilerin önüne geçilmesi için referanduma götürülebileceği belirtiliyor.

Bakanlar Kurulu"nda konuşuldu mu?

Bakanlar Kurulu"ndan sonra Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “EMASYA"nın toplantıda ele alınıp alınmadığına” ilişkin soruyu, “Konu en üst düzeyde cevaplanınca ilave söyleyeceğim şey yok. Ümit ederim kısa sürede çalışma neticelenmiş olur” diye yanıtladı. Çiçek, MGSB"nde yapılacak değişiklikle ilgili, “Bu yıl bu söylediğiniz konu tüm yönleriyle ele alınacaktır” dedi.

İrtica ve bölücülük aynı önemde görülüyor

Kamuoyuna çok az bölümü yansıyan MGSB"de iç güvenlikle ilgili şu noktaların altı çiziliyor:

* Türkiye"nin güvenliğini tehdit eden temel unsurlar, irtica, bölücülük ve aşırı sol akımlardır. Türkiye bunlarla mücadele ederken temel evrensel değerlerden de vazgeçmemelidir.

* Türkiye"nin bütünlüğünü etkileyecek temel tehdit oluşturan örgütlerin ve ideolojilerin toplum içinde taban kazanmalarını önleyecek sosyal çalışma yapmak gereklidir.

* Türkiye"de Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim-öğretim kurumlarında okutulamaz.

* Basın özgürlüğü anayasada ifadesini bulmuştur.

* Azınlıklar konusunda Lozan Antlaşması ve 18 Ekim 1925 tarihli Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan anlaşma hükümleri esas alınmalıdır.

VATAN