Erdoğan'ın gündeminde CHP'nin icraatları, Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri, Dersim belgeleri ve KCK operasyonlar vardı. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde sürüyor. Ama bu tempo içinde muhalefetin engellemesiyle karşılaşıyoruz. Muhalefet bütün enerjisini işleri yavaşlatmaya, engellemeye ayırmış durumda. Gensorular yoluyla Meclis ve Genel Kurul meşgul ediliyor. Gensoru mekanizmesi muhalefet tarafından sulandırıldı. Tek bir gaye var o da yavaşlatmak. Bunların iş yapmak gibi bir derdi yok.
 
Muhalefetin bu artniyetli çabalarını milletimizle yakınen paylaşacağız. Ben milletvekillerimizi her hafta illerinde görmek istiyorum, meclis üyelerimizi, gençlik kollarımızı sahada görmek istiyoruz. 
 
CHP'ye bu halk tek parti döneminin dışında neden iktidar vermedi. Çünkü halkta karşılıkları yoktu. Olmadu hiç. Bakın çıkmış diyor ki, "Ben Başbakan olacağım" daha çok beklersin. Daha çok beklersin. İcraatlarımız başarılı bir iktidar olduk. Başarılarımızı kendi kendine ölçen parti de değiliz. 9 yıldır halkın önüne sandık koyarak notumuzu aldık, başarımızı ölçtük. 
 
MUHALEFETİN AĞZINDAN SALYALAR AKIYOR
Muhalefet şöyle demiş böyle demiş. Hiç ciddiye almayın. Alınacakları almamazı gerekiyorsa alırız. Ama maalesef adeta ağızlarından salyalar akıyor. Bizim edebimizde, terbiyemizde, yetişme tarzımızda bunların yeri yok. İşte Anamuhalefet liderinin dün söyledikleri..
 
MÜREKKEP YALAMAMIŞ TİP
Sokaktan geçen, sırada, adeta mürekkep yalamamış bir tip. Ama ben ona bugün aynı dil ile cevap vermem. Onun seviyesine inmem. 
 
ALLAH'TAN BAŞKA GALİP YOK
Değerli arkadaşlar daha önce bu salonda El Hamra Sarayı'nın duvarında yazılı bir sözü hatırlattım. "Vela ğalibe ilellahlah: Allah'tan başka galip, zafer sahibi yoktur.
 
CHP GEÇMİŞİNE BAKSIN
Silivri'yi toplama kamplarına benzeten Sayın Genel Başkan kendi geçmişine baksın. Bu milletin evlatlarına neler yaptıklarını, hangi toplama kamplarına aldıklarını biz de bu millet de biliyor. Karadeniz'de de yaptılar. Bizzat ben babamdan, dedemden dinledim.
 
KCK OPERASYONLARINI DESTEKLİYORUM
KCK operasyonlarını bir Başbakan olarak ben bugüne kadar destekledim ve destekliyorum. Milli Birliğimiz ve kardeşlimiz için yapılan bu operasyonlarda nelerin döküdüğü şimdi ortada. Adeta bir örgüt elemanı olarak bu ülkenin birliğini beraberliğini bozmak içinde olmuşlar. Yürütme ve yargı da üzerine düşenleri yapıyor. Tüm bunlar, milletimiz refahı ve birlik beraberliğimiz içindir.
 
KCK İÇİN DESTEK BEKLEDİM
9 yıl boyunca olduğu gibi, haksızlıkların, demokrasiye zarar gelmesini engelleyecek tek parti AK Parti'dir. Ben beklerdim ki, KCK operasyonlarıyla ilgili Anamuhalefet partisi de MHP de konuşsun. Bu operasyonlarını düzenleyen güvenlik güçlerimiz manen destek bekliyor. Beklerdim ki medyamız da sedtek versin millet olarak bu kuruluşların karşısında yekvücut olalım...
 
TARİHİYLE YÜZLEŞEMEYEN GELECEK VAAT EDEMEZ
Kendi tarihiyle, karanlık noktalarıyla yüzleşemeyenler bir gelecek vaat edemez, tsavvur edemezler. Kendisini eleştirmeyenler, kendi özeleştirisini yapamayanlar, kendi tarihini sorgulamayanlar başkalarını eleştiremezler.
 
SANA BU YÜZDEN "ÇARKÇI KEMAL" DİYORLAR
Sayın Kılıçdaroğlu, 2009'da "Dersim'de analar ağlamadı mı" diyen arkadaşının sözleri karşısında sessiz kaldı. Sonra "gereğini yapsın" dedi. Ardınan bu arkadaşına sahip çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu bu yüzden sana "Çarkçı Kemal" diyorlar.
 
SON DEVRİN DİN MAZLUMLARI
Bizim Dersim'le ilgili, orada yaşayanlarla, görüşleriyle ilgili hiç bir sorunumuz olmadı. Olmayacak da. Öyle kitaplar varki insanın hayatını değiştirir. Şimdi size bir kitap göstereceğim. Rahmetli Necip Fazıl'ın 
ilk baskısı 1969'da yapılan "Son Devrin Din Mazlumları" kitabı. Bu kitap zaman zaman yasaklandı. Toplatıldı. CHP zihniyeti tarafından. İşte benim de Dersim meselesiyle tanışmam bu kitap sayasinde oldu. Bir nesil bu kitap sayesinde öğrendi kendisinden gizlenenleri.
 
ALNINI KARIŞLARIM
Milletvekili arkadaşım Metiner sizin aşiretinizden bahsetti. Söyle, niye söylemiyorsun? Burada üstad Kürt, Ermeni dememiştir. Necip Fazıl, Dersim ve Dersimlilieri din mazlumları sınıfına alarak insanı trajediyi bize aktarmıştır. Ama sen tutup bu zihniyette olan beni Ermeni diasporasıyla bir tutuyorsun. Bu ülkenin Başbakanını Ermeni diasporasıyla bir tutanın alnını karışlarım. Haddini bileceksin, haddini...
 
SEYİT RIZA'NIN ŞEREFLENDİRDİĞİNDEN BAHSEDİLMİYOR
Dersim'de, adım adım çerçevesi çizilmiş, bahaneleri hazırlanmış bir operasyon var. Dersim'e yapılan operasyonların ''bir isyanın bastırılması'' olarak zihinlerde ve vicdanlarda meşrulaştırılmaya çalışıldı. Bunu iddia edenlere karşı söyleyecek çok söz var... Ama, ilk Mecliste Dersim Mebusu olarak, bizzat Atatürk tarafından davet edilen Diyap Ağa'dan hiç kimse bahsetmiyor. Dersim operasyonları sonucunda tutuklanan ve asılan Seyit Rıza'nın, 1915 olayları sırasında işgalci ordulara karşı savaştığından, dönemin valisi tarafından da 'din ve namusuyla bize hizmet etti' diyerek şereflendirildiğinden kimse bahsetmiyor.
 
DERSİM'DE ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN KATLEDİLDİ
Bakın Dersim'de havadan ve karadan, gaz atılarak çoluk çocuk demeden katledildi. Bakın bu işin banisi sizsiniz. Devlet olarak özür dilenir. Ama üzerinize düşeni de yapın.
 
100 ADET BASILMIŞ SADECE
Bu rapor sadece 100 adet basılarak, gizli ve zat'a mahsus olarak belli yerlere gönderilmiş bir rapordur. Sayın Kılıçdaroğlu, belge ve arşivden bahsetti. Başbakanlığın arşivi açıktır. Sayın Kılıçdaroğlu görmek istiyorsan buyurursun görürsün incelersin. O şartlar içerisinde de bu konudaki bilgisizliğini giderirsin.
 
DERSİM'E YAPILACAK HAREKATIN AYRINTILARI
Ne var bu raporda? Sadece birkaç cümleyi aktarıyorum: Sayfa 199. 1926 yılında mülkiye müfettişi Hamdi beyin raporuna atıf yapılıyor. Dersim hükümeti cumhuriye için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kati bir ameliye yapmak ve ihtimalatı selameti memleket namına farzı ayımdır diyor.
 
Ve 201. sayfasında. Dersim Türkiye için cehalet, maişet darlığı, dahili ve harici tesvilat ve Kürtlük temalüatı ile bulaşmış tehlikeli bir çıbandır. Kesin bir ameliyeye tabii tutulması lazımdır. Bunun için evvela silah toplamak ardından ıslahat yapmak icap eder. Bu rapor eski raporları hatırlattıktan sonra kendi çözüm önerilerini ortaya koyuyor. Dersim'e yapılacak harekatın ayrıntıları, göç ettirilecek aşiretlerin listesi anlatılıyor.
 
HABERİN VAR MI BUNLARDAN
1935 yılında bir kanun çıkarılıyor. Adı Tunceli vilayetinin idaresi hakkında kanun. O zaman sadece Tunceli'yi kapsamıyor, şimdiki çevre illeri de kapsıyor.
 
Tunceli vilayetine kor komutan rütbesinde bir zat, vali ve bir kumandan olarak seçilir. Sonra bu vali ve kumandana yasada çok enteresan haklar tanınıyor. Mesela, gerek görürlerse aileleri bir yerden bir yere göç ettirebilir. Mesela idam hükümleri hemen infaz yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu haberin var mı bunlardan?
 
BÜYÜK BİR DRAM YAŞANIYOR
Mesela ceza mahkemelerinde verilen kararların temyizine gerek yoktur. İşte bu kanunun ardından hazırlıklar yapılıyor. 1937-38-39 yıllarında Dersim'de maalesef büyük bir dram yaşanıyor. Havadan, karadan toplarla Dersim'de hareket eden her şey katlediliyor.
 
SADECE CHP VAR
Dersim olayları sırasında oralarda asker olan bir isim veriyorum. Muhsin Batur. Kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? O dönemde sadece CHP var. Şimdi CHP kendi geçmişini güya bunlardan kurtaracak onun için bana fatura kesmek istiyor. Özür dilesin diyor. Bütün bu işlerin valisi her şeyi sizsiniz. Bizim devlet olarak özür dilememize mani bir şey yok ama. Bu işin nedeni sizin zihniyetiniz, CHP zihniyeti. Buna eski defterleri karıştırmak denmez.