Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1980 yılında babasının İsviçre'ye götürdüğü 800 bin Osmanlı altını bu ülkeden alabilmek için 6 yıldan bu yana mücadele eden Elazığlı Sait Ali Bayrak için harekete geçti. Erdoğan'ın talimatıyla Başbakanlığa çağrılan İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz'a en kısa zamanda olayın çözülmesi talimatı verildi.
 
İsviçre'de bulunan 6 ton ağırlığındaki altını geri alabilmek için yıllardır mücadele eden Sait Ali Bayrak, geçtiğimiz hafta Başbakanlık yetkilileriyle görüştü. Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarından Hakan Olcay ile görüşen ve konu hakkında detaylı bilgi veren Bayrak, sorunun çözümü için Başbakan Erdoğan'dan yardım beklediğini ifade etti. 
 
Konunun aktarıldığı Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla bu hafta Başbakanlığa çağrılan İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz'a sorunun çözümü talimatı verildi. Kendisinin de sürekli Bayrak ile görüştüğünü ve geçenlerde Elazığ'a da gittiğini anlatan Kunz ise ülke olarak bankaya emir veremediklerini kaydetti. Önümüzdeki dönemde banka CEO'su ile bir araya geleceğini dile getiren Kunz, çözüm için çalışacağını vurguladı. 
 
Gelişmeden duyduğu memnuniyeti Cihan Haber Ajansı muhabirine anlatan Sait Ali Bayrak, Türkiye devletinin artık 'devlet olarak bir devlet' olduğunu vurguladı. Geçen hafta Başbakanlık'ta bir görüşme gerçekleştirdiğini hatırlatan Bayrak, Başbakan'ın sadece Ortadoğu'da değil tüm Avrupa ülkelerinde bilinen bir lider olduğuna dikkat çekti. Başbakan Erdoğan'ın olaya el atmasının kendileri için bir şeref olduğunun altını çizen Bayrak, sorunun en kısa zamanda çözüleceğine inandığını kaydetti. 
 
Altınların İsviçre'ye gidiş öyküsünü de anlatan Bayrak, babası Hasan Bayrak'ın 12 Eylül 1980 askeri darbesinden kısa bir süre önce kendisine ait olan 800 bin Osmanlı altını ve ziynet eşyasını, İsviçre'nin Zürih kentindeki özel bir bankaya götürdüğünü aktardı. Kendisinin bu olayı 2005 yılında annesinden öğrendiğini dile getiren Bayrak, bu tarihten sonra mirasçısı olduğu altınları alabilmek için büyük bir mücadele başlattığını ifade etti. Girişimleri sonucunda bankayla bağlantı kurduğunu anlatan Bayrak, "Banka yetkilileriyle ilk kez 12 Ağustos 2005 tarihinde bir toplantıda görüştük. Ben bu varlıkları alıp Türkiye'ye götüreceğimi söyledim. Onlar da bana, 'Bankamızın politikası bu varlıklarınızın ülkemizin dışına çıkmasına karşıdır' dediler. Dolayısıyla sonrasında bizi hep oyaladılar. Sonrasında hukuk danışmanlarımız konuya müdahil oldu. 6 yıl 2 aydan bu yana bir mücadele içindeyiz." diye konuştu. 
 
VARLIK BARIŞI UMUT OLDU
 
Şimdiye kadar 40 kez İsviçre'ye gittiğini, yaklaşık 100 avukatla çalıştığını ve banka yetkilileriyle 4 kez toplantı yaptıklarını belirten Bayrak, şöyle devam etti: "Hiçbirinde sonuç alamadık. Türkiye'de 2009 yılında Varlık Barışı Yasası yürürlüğe girdi. Ardından elimizdeki belge ve dokümanlarla ilgili makamlara başvuruda bulunduk. İki ülke arasında herhangi bir yasal bağlayıcılık olmaması nedeniyle başvurduğumuz makamlar bize hiçbir şey yapamayacaklarını ifade etti." 
 
İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz'un da Elazığ'a gelerek kendilerini evlerinde ziyaret ettiğini anlatan Bayrak, "Büyükelçi bu ziyaretinde İsviçre Dışişleri Bakanlığı ve İsviçre Maliye Bakanlığı'nın konuyla ilgilendiğini ve İsviçre devletinin konunun çözümü konusunda bize yardımcı olacağını söyledi." dedi.
 
7 erkek, 3 kız toplam 10 kardeş olduklarını ifade eden Bayrak, altınları alması halinde ise insanlık yararına, millet yararına, ülke yararına bir şeyler yapacağını belirtti.