Geçtiğimiz haftanın gündemini belirleyen konulardan biri çoklu baro uygulamasının iptali isteminin reddedilmesi idi.

Anayasa Mahkemesi, 01.10.2020 Perşembe günü, CHP'nin çoklu baro düzenlemesini getiren kanunun iptal edilmesi yönündeki talebini reddetti.

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nin 32/1.maddesi “Baro olağan toplantıları son rakamı çift olan yıllarda olmak kaydıyla, iki yılda bir ekim ayının ilk haftası içinde yapılır.” hükmünü içermektedir.

Bu anlamda, 2020 yılı Ekim ayının ilk haftası bütün Barolar için Olağan Genel Kurul haftası.

02.10.2020 Cuma günü İçişleri Bakanlığı yayınladığı genelge ile sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, birlik ve kooperatifler tarafından düzenlenecek etkinliklere 1 Aralık'a kadar izin verilmeyeceği açıklandı.

Bu karar doğrudan Baroların Olağan Genel Kurullarının yapılmasını da engelledi.

Delege seçimlerinin yapılamaması nedeniyle de aralık ayında olması planlanan Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı, yönetim, disiplin ve denetleme kurulu üyelikleri seçimleri de gerçekleştirilemeyecek.

Zaten asıl amaçta buydu!

Genelge sonrasında her ilin Hıfzısıhha Kurulları Baroların Genel Kurullarının ertelenmesine ilişkin karar vererek ilgililere tebliğ etti.

Aydın İl Hıfzısıhha Kurulu’nun 02.10.2020 tarih ve 116 sayılı kararı 02.10.2020 Cuma gecesi saat 22.25 te Aydın Barosu Genel Sekreterinin evine tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine Aydın Barosu sözkonusu idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle, saat 23.10 itibariyle UYAP üzerinden dava açmıştır. Dava Aydın 1.İdare Mahkemesi’nin 2020/791 esas sayılı dosyası üzerinden görülecektir.

Aydın Barosu bu bilgileri kamuoyu ile sosyal hesapları üzerinden paylaştı.

Genelge ile Baro genel kurullarının ertelenmesine ilk tepki idare hukukçusu Prof. Dr. Metin Günday’dan geldi. Günday, genelgelerin yasanın üzerine çıkarılamayacağına dikkat çekerek “Yasayla iki yılda bir Ekim ayı ilk haftası içinde yapılması öngörülen baro genel kurulları bir İçişleri Bakanlığı genelgesiyle ertelenmiş. Böylece, genelgenin normlar hiyerarşisinde yasanın üzerine çıkarıldığını bir kez daha görmüş bulunmaktayız. Daha neler göreceğiz? Bekleyelim!” şeklinde açıklama yaptı [1].

Aydın Barosu Başkanı Gökhan Bozkurt sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama ile “Dün Anayasa Mahkemesi iptal başvurusunu reddetti, bugün de İçişleri Bakanlığı genelgesiyle baro genel kurulları ertelendi. Pandemide sabahlara kadar çalışıp çoklu baro Yasasını çıkaranlar baro genel kurullarına mı göz dikti? Başka hangi etkinlikler iptal edilip, corona virüse karşı hangi tedbirler alındı? Yarın genel kurullarımız vardı ve demokrasinin gereği yerine getirilecek, meslektaşlarımız iradelerini özgürce ortaya koyacak, demokrasi şöleni yaşanacaktı. Tarih bunları tek tek yazacaktır. Bölünmeye ve bölenlere sırtımız, direnenlere ve mücadele edenlere ise yüzümüz hep dönük kalacaktır. Yaşasın demokrasi, yaşasın bağımsız savunma, yaşasın hukuk devleti!” şeklinde beyanda bulundu.

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan’ın açıklaması son derece ilginç. Sağkan açıklamasında yasa ile düzenlenen kanunlara ilişkin kurul veya valilik kararı ile düzenleme yapılamayacağı, Baro seçimlerini ertelemeye dönük bu hamlenin çoklu baro uygulamasına geçilen Ankara, İstanbul ve İzmir’de birden fazla baro kurulmasının önünü açarak TBB’nin delege yapını değiştirmeye yönelik olduğunu ifade etti.

Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan’ın açıklamasında  “İçişleri Bakanlığının genelgesindeki pandemi gerekçesini samimi bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Baro seçimlerinin ertelenerek, baskı kurularak çoklu baro yasasının getirdiği ikinci baroların kurulması suretiyle bir kısım delege yapısındaki değişikliğin beklenmesi hedefleniyor. Bizlerin genel kurullarından bir gün önce yapılan erteleme kararı ile çoklu baroya geçilen Ankara, İstanbul ve İzmir’de aralık ayına kadar ikinci, üçüncü baroların kurdurulması suretiyle TBB seçimlerinde delege yapısının değiştirilmesi öngörülüyor. Kararın, TBB seçimlerine gitmek için bir yöntem olarak uygulandığını düşünüyorum. Çünkü yarın bizlerin genel kurullarının ilk toplantı günleri. Meslektaşlarımız bizlere iki yıllığına bu görevi verdiler. Dolayısıyla seçimlerin ertelenmesi en çok da bizlere oy veren meslektaşlarımızın iradesini ipotek altına almak anlamı taşıyor.” dedi.

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz açıklamasında “Biz bütün pandemi koşulları altında seçim hazırlığımızı yaptık. Ama bu mesele pandemi meselesi değil, bu mesele Feyzioğlu’nun koltuğunu koruma, çoklu baro kapsamında 3 büyük ilde birden fazla baro kurulmasına zaman kazandırma, bu bağlamda da TBB’nin delege yapısını değiştirme operasyonu. Ancak yasa ile değiştirilebilecek olan bir konuyu genelge ile değiştiriyorlar. Tamamen hukuksuz, kanunu çiğneyen bir karar.” şeklinde yorumu olayın perde arkasının anlaşılması adına önemli.

Şimdi şu sorunun sorulması lazım;

02.10.2020 Cuma günü İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelge bütün sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, birlik ve kooperatiflere uygulanacak mı?

Yüksek Seçim Kurulu 02.10.2020 tarih ve 256571 sayılı yazı ile Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonuna, sendikaların İl Hıfzısıhha Kurulu kararı kapsamı dışında kalması nedeniyle Konfederasyon ve Konfederasyona bağlı sendika kongrelerinin yapılabileceğini bildirdi.

Siyasi partilerin, sendikaların bütün toplantıları, genel kurulları, tüm etkinlikleri serbest iken Baroların genel kurulları iptal edildi.

Barolar hep birlikte yaptığı basın açıklaması ile “Bu hukuksuzluğa karşı yasal yollarla mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirmekle birlikte, bu hukuk tanımazlığın seçme ve seçilme hakkını keyfi olarak ortadan kaldırması bakımından hukuk güvenliği ilkesine ve demokrasimize telafisi imkansız zararlar vereceğini tarih önünde yetkililere bir kez daha hatırlatıyoruz.” şeklinde açıklama yaparak tepkilerini ortaya koydular.

O zaman şu soruları sormak gerekiyor;

Avukatlık Kanunu ile Avukatlara tanınan bu haklar nasıl oluyor da bir genelgeyle ve kurul kararlarıyla kaldırılabiliyor? Bu uygulama normlar hiyerarşisine aykırı değil mi?

Bir yasal düzenleme neden herkese eşit olarak uygulanamıyor?

Yasağın asıl amacı Pandemi nedeniyle virüsün yayılımını engellemek ise bütün toplu organizasyonların engellenmesi gerekmez mi?

Barolara dokunan korona virüsü siyasetçilere ve sendikalara neden dokunmuyor?

Barolar üzerinde yapılmaya çalışılan bu düzenlemeler yargı bağımsızlığını nasıl etkileyecek?

 

[1] https://www.gazeteduvar.com.tr/1-aralika-kadar-etkinlikler-ertelendi-genelgeyle-kanun-cigneniyor-haber-1500555