Türkiye’nin gündeminde son günlerde “Çoklu Baro Sistemi” tartışılıyor. AK Parti-MHP ortak çalışmasıyla hazırlanan “Çoklu Baro Sistemi” ile ne getirilmek isteniyor?

Bu düzenlemeye göre, barolar yine merkezde tek bir Barolar Birliği tarafından yönetilirken, illerde çoklu barolar kurulabilecek.

Üye sayısı beş bini aşan illerde iki bin üye ile yeni bir Baro kurulabilecek. Mesela İstanbul’da mevcut baroya ek olarak 5-6 baro daha kurulabilecek.

Bu tasarının gündeme gelmesinden sonra, hemen hemen bütün Barolar ayağa kalktı ve “Çoklu Baro Sistemi”ni doğru bulmadığını ifade etmeye başladı. Baro Başkanları Ankara’ya yürüdü. Ankara girişinde durdurularak 2 gün boyunca polis kordonu altında hareket ettirilmeksizin yolda bekletildi.

30.07.2020 tarihinde “Çoklu Baro Sistemi” tasarısının TBMM sunulması ile onbinlerce avukat Çağlayan Adliyesi önünde  "Savunma Mitingi" yaparak, protesto etti.

03.07.2020 tarihinde Ankara’da “Büyük Savunma Mitingi” yapılması kararlaştırıldı. Fakat Ankara Valiliği, 02.07.2020 tarihinde Covid-19 vaka sayılarındaki artışı gerekçe göstererek Ankara’daki bütün toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasakladı. Bunun üzerine Baro Başkanları TBMM önünde oturma eylemine başladı.

Baro Başkanları’nın “Çoklu Baro Sistemi” ve yaşananlarla ilgili eleştirileri ne?

Barolarla ilgili bir değişiklik gündeme getirilirken, Barolara ve Avukatlara bu hususta ne düşündüklerinin sorulmamasıdır.

Bütün Baro Başkanları ve Avukatlar bu sistemin Baroların bölünmesine, savunmanın zedelenmesine yol açacağını söylemesine rağmen, AKP-MHP bu seslere kulak asmıyor.

TBMM Adalet Komisyonunda Avukatlık Kanunu’nda çoklu baroya yönelik değişiklikler görüşülmeye başlanmasından sonra, Baro Başkanları bu toplantıda görüşlerini açıklamak istemesine rağmen toplantıya kabul edilmediler. Baro Başkanları bunun üzerine hala oturma eylemi yapıyor ve tepkilerini dile getiriyor.

Peki elliye yakın Baro Başkanı yollarda, TBMM önünde, Ankara Adliyesinde günlerden beri mücadele ederken, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ne yapttı?

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Baro Başkanları bu mücadeleyi verirken yanlarında bulunmadı. Polis gece yağmur altında ıslanan Baro Başkanlarına yağmurluk ve bir bardak sıcak çay bile verilmesini engellerken Metin Feyzioğlu orada yoktu. Aynı şehirde, aynı gökyüzünün altında, aynı havayı solurken, Avukatlara ve Baro Başkanlarına bu muamele yapılırken sessizce 27 saat bekleyebildi.

27 saat sonunda yanlarına gidebildiğinde de Baro Başkanları, Metin Feyzioğlu’na sırtını dönerek tepki gösterdi. Ve “bunların sorumlusu sensin, sana rağmen baroları böldürmeyeceğiz. İstifa et Metin Feyzioğlu!” dediler.

Metin Feyzioğlu, “Çoklu Baro Sistemi” tasarısı hakkında ne diyor?

Metin Feyzioğlu açıkça “Çoklu Baro Sistemi” ne karşı olduğunu söylüyor.

Yakın dostum, önceki dönem TBB Yönetim Kurulu üyesi, Adana Barosu Avukatlarından Yurdagül Gündoğan’ın 03.07.2020 Tarihinde “Feyzioğlu Yine Oyun Peşinde!” başlıklı yazısı yayınlandı. Bu yazı son derece ilginç.

TBMM İç Tüzüğü’nün 30.maddesi “Komisyon toplantılarına Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, bakan yardımcıları ve üst kademe kamu yöneticileri de katılabilir. Komisyonlar fikirlerini almak üzere, uzmanlar çağırma yetkisine sahiptirler.” hükmünü içermektedir.

Bu maddeye göre Adalet Komisyonu’nun görevi, avukatları ve baroları ilgilendiren konular başta olmak üzere, yapılan tüm kanun çalışmalarında, uzman sıfatıyla görüşlerini sunması için TBB’ni davet etmektedir. Türkiye Barolar Birliği bugüne kadar, düzenli olarak, Adalet Komisyonuna temsilci/temsilciler görevlendirmiştir.

Fakat, TBMM Adalet Komisyonunda “Çoklu Baro Sistemi” tasarısının görüşülmeye başlanmasından sonra TBB Başkanı Metin Feyzioğlu kendisi toplantılara katılmadığı gibi, TBB adına da hiç kimse görevlendirilmemiştir.

Savunmanın ve avukatlık mesleğinin geleceğini doğrudan etkileyecek kanun değişikliği görüşmelerine katılmak, 80 baronun oluşturduğu ortak görüşleri Adalet Komisyonunda dile getirmek, Avukatlık Kanunu’nun110/1 ve 123/3 maddeleri gereği Birlik Başkanının görevidir.

Bir basın toplantısı sırasında, sorulan soru üzerine Metin Feyzioğlu, "Benim Sayın Cumhurbaşkanı ile yakın olmamın nedeni bellidir" diyerek açıkça yakınlığını kabul etmiştir. Konuşmasının devamında da “Ben siyasetçi değilim. Bir partinin temsilcisi değilim. Ben ülkenin Barolar Birliği Başkanıyım ve sorumluluğum da bu birliğin çatısı altındaki avukatların çıkarlarının kollanması adına tavır almaktır!" şeklinde açıklama yapmıştır.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na soruyorum;

Metin Feyzioğlu, TBB Başkanı sıfatıyla, Barolarla ilgili böylesi önemli bir tasarının görüşülmesi sırasında, Avukatlık Kanunu’nun 110/1 ve 123/3 maddeleri ve TBMM İç Tüzüğü’nün 30.maddesi uyarınca neden toplantılara katılmadı veya TBB adına da hiç kimse görevlendirmedi?

Neden Baro Başkanları ve Avukatlar yollarda bu tasarıya karşı çıkarken yanlarında bulunmadı?

Neden avukatlarla ve Baro Başkanlarıyla kol kola yasal dayanaktan yoksun tasarıya karşı polis barikatlarına karşı durmadan,  kapalı kapılar ardında “müzakereler” yaptı?

Bu soruyu Türkiye Barolar Birliği’ne üye 130.000 avukattan biri olarak soruyorum.