Dün Suriye Topraklarındaki Fırat’ın Doğusu diye tabir edilen bölgeye “Barış Pınarı Harekâtı” başladı. ABD güçlerinin bölgeden çekilmesi harekâtın başlaması için beklenen bir gelişmeydi. Ancak ABD güçleri çekildikten sonra bölgenin hava sahasındaki tüm görev uçuşlarını iptal edince Fırat’ın Doğusu tabir yerinde ise “uçuşa yasak bölge” konumuna geldi. Bu sorunun ne zaman çözüleceği, uçaklarımızın harekâta ne zaman katılacağı henüz belli değil. Şu saate kadar karadan bir ilerleme ve uçaklarımızla bir operasyon henüz başlamadı.

Operasyon öncesi ve sonrası ABD başkanının dengesiz açıklamaları ve birbirini tutmayan sosyal medya açıklamaları bizim olduğu kadar uluslararası gündemi de iyice gerdi. Bu gerginliği yumuşatma çabaları olsa da sonucun ne olacağını ileriki günlerde göreceğiz.   

Harekâtın asıl amacı bölgede konuşlu olan terör unsurlarını bertaraf etmek, güvenli bir hat oluşturup ülkemizde bulunan sığınmacıları buralara yerleştirmek. Ayrıca Suriye’nin toprak bütünlüğü korunacak ve bölge terör unsurlarından (İŞİD, DAEŞ, PKK, PYD. Vs.) tamamen arındırmak.

ABD çekilmeden önce bölgedeki yerel unsurlara binlerce tır silah verip onları askeri olarak eğitti. Bize karşı kullanılmak üzere çarpışan gruplara maddi manevi her türlü desteği verdi. Bunu da itiraf ettiler. Yani ABD her zamanki ayak oyunlarına bir yenisini ekleyip çift taraflı oynamaya devam etti. Aslında ABD’nin bu davranışı bizi şaşırtmadı, beklenen ikiyüzlü tavrını sergileyip demokrasi düşmanı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi, şimdiye kadar defalarca gösterdiği gibi. ABD Başkanı her zamanki ikircikli tavrını göstererek asla bir Türk dostu olmadığını net olarak açıkça göstermiş oldu.

ABD başkanı arada doğru laflar da etmiyor değil, bugün Twitter’den attığı mesajla bunu gösterdi. Trump’ın mesajı şöyle: "ABD Ortadoğu'da çatışma ve siyaset için 8 trilyon dolar harcadı. Binlerce büyük askerimiz öldü ya da yaralandı. Bunun yanında milyonlarca insan da yaşamını yitirdi. Ortadoğu'ya gitmek, ülke tarihimizde alınan en kötü karardı. Kitle imha silahlarına yönelik yanlış ve kanıtlanmamış delillerle savaşa girdik. Ortada bir şey yoktu. Şimdi yavaşça ve dikkatlice askerlerimizi eve geri getiriyoruz. Büyük odağımızda büyük resim var. ABD her zamankinden daha da büyük." (Artık ne bakımdan büyük olduğunu açıklamaya gerek yok, her şey ortada.) Trump bu mesajı ile gittikleri yere demokrasi değil, ölüm getirdiklerini de doğrulamış oldu.

Ama tutarsız dedik ya, Trump bir süre önce Türkiye’nin ülkesinin büyük ticari ortaklarından birisi olduğunu ve NATO içinde de itibarlı bir ülke olduğunu vurguladı. Harekât fikri ABD ile paylaşılınca Ankara'nın Suriye'ye yönelik operasyona başlaması halinde Türkiye'yi 'ekonomik açıdan yok edeceği tehdidinde bulundu. Barış Pınarı Harekâtı başladıktan sonra da ''ABD Türkiye'nin Suriye'ye operasyonunu onaylamıyor, ABD bu operasyonun kötü bir fikir olduğunu Türkiye'ye iletmiştir'' dedi. Hani bizde bir deyim vardır; “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye, işte öyle bir şey.

Sonuçta operasyon başladı ve devam ediyor. Umarım tek bir askerimizin burnu bile kanamadan bu operasyonu tamamlar, ülke olarak istediğimiz sonucu elde edebiliriz. Artık bizi bıktırmış olan terör belasından da, varlıkları hep sıkıntı olan Suriye kökenli sığınmacılardan da kurtulmuş oluruz.

Gelelim uçuşa geçen ekonomimize. Ekonomimiz pek iyi gitmiyor, bunu anlamak için ekonomi profesörü olmaya gerek yok, çarşı-pazarın, esnaf ve sanayicinin durumu ortada. Protesto olan senetler, karşılıksız çekler, ödenemeyen ticari ve tüketici kredileri, kredi borçlularının patlama yapması, tüm şehirlerde kiralık işyeri patlaması, piyasadan nakit paranın çekilmesi fotoğrafı net olarak gösteriyor. Zamlardan (fiyat güncellemeleri) hiç söz etmiyorum, artık ironik bir duruma girdik. Neredeyse her ay enflasyona konu olan göstergeler ve ağırlıkları değişiyor, değişik bir hesaplama yapılıyor. Böyle olunca milletin cebindeki enflasyon ile Tüik’in açıkladığı enflasyon nedense örtüşmüyor. Artık Tüik’e Kadir İnanır bile inanmıyor.

Önümüzdeki süreçte ekonomik bir krizi kucağımızda bulabiliriz, daha doğrusu mevcut krizi daha derinden hissedebiliriz. Umarım biz yanılırız da ekonomik göstergeler olumluya döner, altın ve döviz düşer, akaryakıt fiyatları, elektrik ve doğalgaz fiyatları da. Biz isteyelim, Nasreddin Hoca gibi, ya tutarsa.

“Savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz.” (Benjamin Franklin)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!