William Wharton'un kült eseri 'Birdy' bu sezon İstanbul Devlet Tiyatroları"nda sahnelenecek. Yönetmen Atilla Şendil, ''Dünya tarihinde savaş olmayan sadece 11 gün varmış, düşünebiliyor musunuz?” diye sorarak metnin zamansızlığını ve evrenselliğini vurguluyor.

'Birdy' denilince birçok kişinin aklına Alan Parker"ın 1984 yapımı filmi gelse de, aslında William Wharton'un kitabı edebiyat tarihinin 'savaş karşıtı' metinleri arasında akla ilk gelenlerden.

İstanbul Devlet Tiyatroları"nda bu sezon sergilenecek oyunlardan 'Birdy' de bu eşsiz kitaptan bir uyarlama. Yönetmen Atilla Şendil, oyunun romandan uyarlandığını, film ile arasında ciddi farklar bulunduğunu söylüyor. “Oyun ve filmin kökeni elbet aynı. Fakat bizim renklerimiz, anlattığımız, baktığımız pencere farklı” diyen Şendil yine de oyunda seyircilere Alan Parker"ın filmi ile ilgili küçük bir sürpriz olduğunu belirtiyor. Oyunun felsefesini ise, oyunun başına romandan koydukları bir cümle ile özetliyor:

''Düşünebildiğimiz için uygar denen bu kafesi inşa ettik. Şimdi bu kafesten kurtulmak için düşünmek zorundayız.''

Uzun yıllardır Devlet Tiyatrosu"nda oyunculuk yapan özellikle 'Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü' oyunundan tanıdığımız Şendil, kendisinin bir yönetmen olmadığını, bir yönetmen olmak istemediğini vurguluyor. Oyunu sahneye koymaya karar vermesinin nedenini ise şöyle anlatıyor: “Bu oyunda görmek istediğim, duymak istediğim şeyler var.” Şendil, “Dünya tarihinde savaş olmayan sadece 11 gün varmış, düşünebiliyor musunuz?” diye sorarak metnin zamansızlığını ve evrenselliğini vurguluyor.

Oyun ve film arasında da birçok farklılık buluyor. Alan Parker"ın filminde oyun Vietnam savaşı sonrasında geçer ve birçok savaş sahnesi ile desteklenirken, oyun Wharton"un yazdığı gibi II. Dünya Savaşı sonrasında geçiyor ve savaşın değiştirdiği insanlar üzerine odaklanıyor. Devlet Tiyatrolarında sahneye konan Birdy, 1998 yılında Naomi Wallace tarafından tiyatro metnine dönüştürülmüş.

Altı karakterin yer aldığı oyunda farklı bir sistem izlediklerini söylüyor Şendil. Behlüldane Tor"un hazırladığı dekorda eş zamanlı sahnelere uygun olarak yapılmış. Dekor ve ışıkla iki katmanlı bir dünya yaratılmaya çalışılmış. Genç Birdy ve Genç Al"ın yer aldığı üst sahnede daha aydınlık, daha naif bir atmosfer yaratılmış, alt sahnedeki dünya ise çok daha kirli… Medine Yavuz tarafından hazırlanan oyunun kostümleri de bunu destekliyor. Birdy ve Al"ın iki farklı zamandaki hallerini izliyoruz, oyunun diğer karakterleri ise Birdy"nin yatırıldığı akıl hastanesindeki Doktor Weiss ve vicdani retçi hastabakıcı Renaldi…

Sahnede iki ayrı boyut, iki ayrı sistem, iki ayrı dünya yaratmaya çalıştıklarını söyleyen yönetmen Şendil, oyun boyunca bambaşka hayatları olan insanların travmalarını gördüğümüzü söylüyor.

VİCDANİ RETÇİ BİR YAZAR

Birdy"nin hazırlık süreci de oldukça sancılı geçmiş. Hazırlık süresince en ilginç yanlardan biri Birdy romanı ve yazar Wharton"un hayatı arasındaki benzerliklere tanık olmak olmuş. Vicdani retçi Renaldi psikoloji okuyor, yazar da psikoloji yüksek lisansı yapmış. Al ve Birdy gibi gönüllü olarak savaşa katılan Wharton"ın da tıpkı Birdy karakteri gibi 17 yaşındayken 250 kanaryası varmış. Bu noktada yazarın belki de karakterler üzerinden kendi seçimlerini de sorgulamış olabileceğini, karakterlerin yazarın kendisinden parçalar taşıdığını konuşuyoruz.

Oyundaki karakterlerin psikolojilerini tam olarak çözebilmek için Dramaturg Sündüz Haşer ve oyunun asistanı Yeşim Çapanoğlu ciddi bir psikolojik araştırma yapmış. Böylece savaş sonrası Çavuş Al"ın yaşadığı Post Tramvatik stres bozukluğunun tüm belirtilerini, karakterde de görmek mümkün olmuş.

OYUN GENÇ OYUNCULARA ŞANS VERİYOR

Birdy"nin kadrosunda Doktor Weiss karakterini oynayan Erdoğan Ersever dışındaki 5 karakteri genç oyuncular canlandırıyor. Şendil, oyuncu seçiminde yine de hiç korkmadığını ve tüm oyuncuların rollerini layığıyla oynadığını söylüyor.

Oyun sahneye konulurken en büyük zorluğu ise metin konusunda yaşamışlar. Yaşadığı zorluğun sadece Birdy"e has olmadığını söyleyen Şendil, tiyatro oyunlarında ciddi bir çeviri problemi olduğunu söylüyor. Şendil, “İngilizceyi çok iyi bilmek iyi bir çevirmen olmak anlamına gelmiyor, bir oyunu çeviriyorsanız aynı zamanda Türkçeyi de iyi bilmelisiniz. Yoksa elinizde doğru bir çeviri yoksa tökezlediğiniz birçok alan, birçok sahne oluyor diyor. Metin konusundaki zorlukları aşmasında en büyük yardımcının ise roman olduğunu sözlerine ekliyor.

BİR SİSTEM ELEŞTİRİSİ

Birdy, merkezine “savaşı” koyarak, birçok kavramı en çok da sistemi sorgulayan, eleştiren bir oyun. Oyuna ve karakterlerden birine ismini veren “Birdy” karakteri üzerinden verilen “kuş” metaforu ise sistemin dışına çıkmayı simgeliyor.

Sistemi eleştiren bir oyunda en etkileyici yanlardan birinin ise karakterlerin hiç birinin kötü olmaması Şendil"e göre. Akıl hastanesindeki Doktor Weiss"in bile kötü bir karakter olmadığını, belki onunda elinde baş kaldırma şansı olduğunu vurgulayan Şendil, koşullanmış ve sistem içinde farklı hikâyelere şahit olduğumuzu belirtiyor. 'Yanlış' ve 'kötü'nün farklı kavramlar olduğunu vurguluyor.

İstanbul Devlet Tiyatrosu"nda Birdy oyununu sahneye koymaktan çok mutlu olduğunu dile getiren yönetmen, “Zaten Devlet Tiyatrolarının temel görevlerinden biri de her türlü metnin burada oynanabilmesidir. Devlet Tiyatroları klasikleri oynar, modern klasikleri oynar. Çok geniş bir çerçevesi vardır.” diyor.

HARBİ BİR DELİKANLI

Oyundaki baskın karakterlerden biri “Harbi Delikanlı Al”. Geçmişte fiziğine ve dış dünya tarafından nasıl göründüğüne çok önem veren Al"ı, savaş sonrasında fiziken çok kötü bir şekilde yaralanmış yani kurmaya çalıştığı dünya başına yıkılmış halde görüyoruz. Genç Al"ı oynayan Kerim Altınbaşak, canlandığı oyunda da takılan lakap gibi “Harbi bir delikanlı” olduğunu söylüyor. Yönetmen Şendil de Al"ın gençliği üzerinden dönemin “ideal erkeğe” dayatmalarını gördüğümüzü belirtiyor.

“ Dönem itibariyle gençlere dayatılan erkek olmanın koşullarını, illa bir okul bitirmenin gerekliliğini, okuldan çıktıktan sonra bir kızla bir yere gidilerek ay ışığı altında arabada sevişilmesi gibi ölçütleri Al üzerinden görebiliyoruz” diye anlatıyor karakteri Şendil.

Öte yandan Al"ın kendisinden çok daha naif Birdy ile dostluğu onu döneminden kalıplarından farklılaştırıyor. Şendil, genç Birdy"i şöyle anlatıyor:

“Birdy diğerlerinden farklı, bir kere çok akıllı, çok iyi fizik biyoloji biliyor. Dönemin bütün National Geographic dergilerini okuyor. Kısacası yaşadığı dönemin kalıplarına yabancı… Üstelik mühendislik eğitimine başlamak üzere sonra alıyorlar çocuğu cepheye gönderiyorlar” Bir yandan da Al kendisine dayatılanları kabullenerek, Birdy"e al hadi sen de yap diye çıkışlar yapıyor, sistemin ve toplumun gerekliliklerini dile getiriyor.

Şendil bu noktada metnin evrenselliğini vurgulayarak benzer bir duruma Türkiye"de de tanık olduğunu, bunu da oyuncularla paylaştığını anlatıyor:

“Mesela bizim Devlet Tiyatrosu'nda oyundan alınıp Kıbrıs çıkarmasına gönderilen arkadaşlarımız var. Onların travmalarını yaşadım gördü. Oyunu sahnelerken bir anda onlar geldi aklıma. Örneğin bir ağabeyimiz, Kıbrıs çıkartması sırasında bir anda kendi gerçekliğinden koparak cepheye asteğmen olarak gönderiliyor. Savaşı çok ağır yaşamamış ama Cemse"ye giderken bir el silah ses, tın diye bir şey olmuş, derken arkasında oturan er üzerine düşmüş. Bir bakıyor ki asker vurulmuş, kurşun miğferi delerek öbür çocuğa saplanmış. O ne bu konuyu, ne de Kıbrıs"la ilgili hiçbir konuyu açmazdı, konuşulduğu zaman mekânı terk ederdi. Çok sonra öğrendik neler yaşadığını…”

Al"ın sisteme uyan tavrının aksine genç Birdy"nin ilgisi tamamen farklı bir noktada. Genç Birdy rolünde izlediğimiz Onur Demircan rolünü şöyle tanımlıyor: “Birdy 16 yaşında bir çocuk, uçma deneyiminden sonra kuşları bir takıntı haline getiriyor, daha sonra takıntısı uçmaya yöneliyor, bütün hayatı uçma düşüncesi üzerine yoğunlaşıyor. Özgürlük duygusuyla uçmayı birleştiren Birdy, hayata başka bir pencereden bakıyor ama hayattan da kopmuyor.

DELİLİK VE SEÇİM ARASINDA...

Diğerlerinden farklı olduğu için bir akıl hastanesine kapatılan yaşlı Birdy ise susuyor ve Al"ın ona geçmişe dair anlattıklarını dinliyor. Birdy"nin yaşlılığında izlediğimiz Hakan Yufkacıgil, savaşın bir insan üzerindeki tahribatını canlandırdığını söylüyor ama Birdy"nin yine de naifliğini yitirmediğini anlatıyor. Delilik ve seçim arasındaki çizgide, Birdy"nin yanında ise eski arkadaşı Çavuş Al yer alıyor. Birdy"nin aksine fiziki bir hasarla karşımıza çıkan Çavuş Al"ı tanıdıkça, savaşın ve savaş sonrası kendindeki değişimin onda yarattığı ruhsal tahribatı da görüyoruz. Kendisiyle yüzleşen Al"ın üstelik çok ciddi bir görevi daha var diyor rolü canlandıran Can Yılmaz, “Al, arkadaşını kurtarmak zorunda.” Yılmaz, savaş sonrası Al"ın “ harbi delikanlı” sıfatının ne kadar yapıştırma olduğunu fark ettiğini ve kendi gerçeklerinin yanında hayatın gerçekleriyle de yüzleştiğini söylüyor.

SAVAŞIN ELBETTE BİR RETÇİSİ OLACAK

Oyundaki ilginç karakterlerden biri vicdani retçi Renaldi. “Biz burada savaştan bahsediyoruz, elbette bunun bir retçisi de olacak” diyor Şendil. Oyun boyunca sadece savaşa katılmış Birdy ve Al"ın değil Renaldi"nin de yaşadığı trajediyi görüyoruz.

Bir seçim olarak savaşa katılmayan Renaldi belki cepheye gönderilmiyor fakat yine de askere alınıyor, açlıkla ilgili deneylere tâbi tutuluyor, tarlalarda çalıştırılıyor ve en sonunda da karşı tarafın tanımıyla delilerin tutulduğu bir hastanede göreve başlatılıyor. Renaldi ise hastaneyi bir nevi evi olarak konumlandırıyor.

Renaldi rolünde izlediğimiz Emre Çakman, Renaldi"nin de bir savaş yaşadığını söylüyor. Hayatın her anında savaşla karşılaştığını söyleyen Çakman, oyun boyunca verilmesi çok zor olan vicdani ret kararını anlamaya çalıştığını söylüyor. Renaldi"nin Al ile konuşmalarında onun çektiği acıların da diğerlerinden arta kalır bir yanı olmadığına şahit oluyoruz.

Sezonun en ilgiyle beklenen oyunlarından 'Birdy' 7 Aralık'ta seyirciyle buluşacak. Oyunun galası ise 16 Aralık"ta yapılacak.

Gözde Demirel / ntvmsnbc