Antep baklavasına patent verilme töreni muhteşem oldu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğulu, TPE Başkan Vekili Yüksel Birinci, Gaziantep Sanayi Odası heyeti, çok sayıda davetli katıldı.Törende önce konuşmalar yapıldı. Yenen baklavaların ardından Bakan Çağlayan tarafından patent belgesi GSO Başkanı'na verildi.Çağlayan, törende yaptığı konuşmada baklava ve baklavacılığın nesilden nesile aktarılan 'en tatlı' meslek olduğunu belirtti.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, hükümet olarak Türkiye'nin ekonomik değerinin yükselmesini sağlamayı hedeflediklerini vurgularken, “Son 5 yılda geldiğimiz nokta göz kamaştırıcıdır ama yeterli değil. Hedefimiz, 2013 yılında kişi başına 10 bin dolarlık milli gelire ulaşmak” dedi.

Bakan Çağlayan, Gaziantep Baklavasına “coğrafi işaret tescil belgesi” verilmesi nedeniyle Türk Patent Enstitüsünde (TPE) düzenlenen törende yaptığı konuşmada, baklava ve baklavacılığın nesilden nesile aktarılan 'en tatlı' meslek olduğunu belirtti.

“Ağzımızın tadı, her zaman Antep Baklava tadı olsun” diyen Bakan Çağlayan, verilen tescil belgesinin, son dönemlerde özellikle komşu ülke Yunanistan menşeli tartışmalara son vereceğini söyledi.

Çağlayan, bu belge sayesinde Gazianteplilerin önemli bir başlangıç yapma imkanına kavuştuğunu ve Avrupa Birliği'nde (AB) koruma elde etmek için başvuruda bulunma hakkı elde ettiğini bildirdi.

Bakan Çağlayan, “Bu belgeyle tüm dünyaya, (baklava Antep Baklavasıdır ve Türkiye'ye aittir) diyoruz” dedi.

Marka şehir Gaziantep'in, bu konumuna paralel sınai mülkiyet haklarında da ön plana çıktığını vurgulayan Çağlayan, Antep'in marka ve endüstriyel tasarım başvurularında en çok müracaat yapan 7'inci, patent başvurularında ise 10'uncu il durumunda bulunduğunu kaydetti. Çağlayan, şöyle devam etti:

“Bu tescil belgesinin, Gaziantep'in ekonomik değerinin daha da yükselmesine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bizim hükümet olarak hedefimiz de, Türkiye'nin ekonomik değerinin yükselmesini sağlamaktır. Son 5 yılda geldiğimiz nokta göz kamaştırıcıdır ama yeterli değildir. Hedefimiz, 2013 yılında kişi başına 10 bin dolarlık milli gelire ulaşmaktır.

Sanayi politikamızın uygulanmasında sınai mülkiyet hakları en önemli faktörlerden birisidir. Çünkü küreselleşen rekabet ortamında öne çıkmak, ancak özgün tasarımlarla, güçlü markalarla ve teknolojik değeri yüksek patentlerle olmaktadır.”

Ekonomide yaşanan olumlu gelişmelerin bir sonucu olarak, marka, patent, endüstriyel tasarım ve faydalı model başvurularında çok önemli oranda artışlar olduğuna dikkati çeken Çağlayan, coğrafi işaret tescil ve başvuru sayılarında da artış olduğunu, ancak tescil sayılarının ülkedeki mevcut potansiyeli yansıtmadığını ifade etti.

Bunun başlıca nedeninin tescil maliyetinin yüksek oluşu olduğunu anlatan Çağlayan, bu maliyeti düşürmek amacıyla tek maddelik bir kanun tasarısı hazırladıklarını bildirdi.

Bu tasarının yasalaşmasıyla, tescil sayılarında çok daha hızlı artışlar yaşanacağını belirten Çağlayan, hükümet ve bakanlık olarak üreticilerin coğrafi işaret korumasından en etkin şekilde yararlanmalarını sağlamayı temel öncelik edindiklerini kaydetti.


TPE BAŞKAN VEKİLİ BİRİNCİ


TPE Başkan Vekili Yüksel Birinci de, coğrafi işaretin bölgesel kalkınmayı desteklediğini ve ihracatta güven ile kalitenin ön plana çıkmasını sağlayan bir unsur olduğunu vurguladı.

Coğrafi işaretin, ürünün özelliklerinin bozulmasını engelleyerek ürün güvenliğini sağladığını ve bu yönüyle tüketiciler için de güven ve kalite unsuru olduğunu anlatan Birinci, şöyle konuştu:

“Ülkemizde coğrafi işaret korumasının başladığı 1995 yılından 2004 yılına kadar geçen sürede 59 olan tescilli coğrafi işaret sayısı, günümüzde yüzde 61 artarak 95'e ulaşmıştır. 112 müracaatla ilgili işlemler de devam etmektedir.

Coğrafi İşaret Kanun Tasarısının bu yıl içinde yasalaşmasını bekliyoruz. Bu tasarının yürürlüğe girmesiyle Türkiye genelinde bir ürün ve kalite menşe güvenlik alanı oluşturulacak. Ayrıca koruma kapsamına dahil edilebilecek ürünlerin envanteri çıkarılacaktır.”

Kısa süre önce baklava ve lokumda yaşanan tartışmalara da değinen Birinci, AB mevzuatı içinde söz konusu ülkelerin elde ettikleri tescil haklarıyla “Türk Lokumu”, “Turkish Delight” veya “Lokum” ibarelerinin kullanılmasının AB sınırlarında yasaklanmasının mümkün olmadığını söyledi. Birinci, ülkedeki kamu niteliğindeki ilgili kuruluşlarla gerçek ve tüzel kişilikli üreticilerin Türkiye'ye özgü ürünlerin tescili için AB nezdinde başvuruda bulunabileceklerini hatırlattı.


TOBB BAŞKANI


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, marka şehir Gaziantep ve GSO'nun çalışmalarının, bütün şehirlere örnek olmasını diledi.

“O zaman Türkiye'de ne ekonomik meselelerimizi ne de sıkıntılarımızı konuşuyor olacağız” diyen Hisarcıklıoğlu, Gaziantep'in bu başarısının altında “birlikte hareket etme”nin olduğunu söyledi.

Türk kültüründe “birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” ilkesinin olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Herkes tek başına çalışıyorsa rahmet yok, azap vardır” diye konuştu.


“TATLI BİR MİRAS”


GSO Başkanı Nejat Koçer de 2003 yılında hayata geçirdikleri “marka şehir” projesiyle, Gaziantep'te var olan potansiyeli marka disiplini içinde ele alıp yönetmek ve Gaziantep'in markalar şehri olmasını sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

Marka şehir modelinden sonra şehir logosunu oluşturduklarını ve tescil ettirdiklerini belirten Koçer, bu logonun sanayi ürünlerinde bir prestij unsuru olarak kullanıldığını söyledi.

Projelerinin sonucu olarak, marka ve patent tescil sayılarında önemli ilerlemeler kaydettiklerini, rekorlar kırdıklarını anlatan Koçer, “Baklavanın tescilini de alarak Gaziantep'e ait olduğunu ve Türkiye'nin A Milli tatlısı olduğunu ilan ediyoruz. Gelecek nesillere tatlı bir miras bırakıyoruz” dedi.

Bu tescille baklavanın kalitesini bozmamak ve aslını korumak adına standart belirleyerek kültürlerini koruma altına aldıklarını belirten Koçer, baklavanın uluslararası alanda tescili için de gerekli işlemleri başlatacaklarını bildirdi.

Koçer, sözlerini “Biz (birlikten rahmet doğar) ilkesinden hareketle el ele ortak aklı savunuyoruz” diyerek tamamladı.

Konuşmaların ardından Bakan Çağlayan, GSO Başkanı Koçer'e baklavanın coğrafi işaret olarak tescil edildiğini gösteren belgeyi verdi. Nejat Koçer de Gaziantep şehir logosunu Bakan Çağlayan'a takdim etti.


-BASININ YOĞUN İLGİSİ-


Bu arada salona gelişinde gazetecilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Bakan Çağlayan, GSO Başkanı Nejat Koçer ile birlikte, baklavaların sergilendiği standın önünde basına poz verdi.

Burada baklavanın nasıl yenilmesi gerektiğini anlatan Bakan Çağlayan, bir gazetecinin “komşumuz da baklavaya sahip çıkıyor” şeklindeki sözleri üzerine, “Yok, biz artık o işi bitirdik. Komşunun pek fazla sahip çıkacağı şey kalmadı. Marka şehir Antep'e de bu yakışırdı zaten. Dolayısıyla coğrafi işaret olarak tescil yapılmış durumda. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Gerçekten Türkiye'ye has Antep'e has bu ürünün tashihi yapıldı. İnşallah AB'den de bunun işaretlemesini aldığımız zaman bizi tutabilene aşk olsun” şeklinde konuştu.