Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, yaşanan krizin reel sektör üzerindeki etkilerinin belirsizliği ve bilançoların yeteri kadar şeffaf olmaması nedeniyle kredi konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi. Ancak Keskin, tüm sıkıntılara karşın kullandırılan toplam kredi tutarında yıl sonuna göre sadece 3 milyar TL'lik bir düşüş olduğuna işaret etti.

Bankalar, yaşanan kriz döneminde en çok tartışılan kurumlardan biri haline geldi. Özellikle reel sektörün kredi kanallarını yeteri kadar açmadığı gerekçesiyle şikayet ettiği bankalar, 'insafsızlıkla' suçlanmış ve kârlarında yaşanan artış nedeniyle eleştirilerin hedefi olmuştu.

TBB Genel Sekreteri Keskin, TBB'nin yeni doğan çocuk ölümlerini azaltmak amacıyla 6 yıldır sürdürdüğü 'Çok Yaşa Bebek' sosyal sorumluluk projesinin Trabzon'da düzenlenen tanıtım toplantısında basın mensupları ile biraraya geldi. Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Keskin, özellikle kredi kanallarının tıkandığına yönelik eleştirilere de net cevaplar verdi.

"BİLGİ ALMAKTA ZORLANIYORUZ"

Krizin reel sektör üzerindeki olumsuz bir etki yaptığına ve şirketlerin son durumları ile ilgili bilgi almakta zorlandıklarına işaret eden Keskin, şöyle konuştu:

"Haklarında doğru ve en net bilgileri alabildiğimiz müşteriler var ve bunlara topladığımız kaynağın biraz üzerinde maliyetle kredi kullandırmak istiyoruz. Fakat tüketici talebinin ve ihracatın durması nedeniyle bu firmaların yeni yatırım yapma ve kredi kullanma talebi yok.

Diğer taraftan bankaların kredi faizlerini belirlerken sektörlerin ve şirketlerin riskine göre ek risk primleri koydukları doğru. Ama doğal olarak şunu da düşünmek lazım. Üretimde ve tüketimde daralmanın olduğu böyle bir dönemde bankaların ek riskler alması, kendi bilanço yapıları açısından da sürdürebilir olup olmadığına bakmalarını gerektiriyor.

İkincisi, bankaların yaşanan sürecin firmaların durumlarını nasıl etkilediği konusunda bilgi edinmeleri gerekiyor. Firmalar bankalara 'benim durumum şu, şöyle etkilendim' deseler bankalar zorlanmaz. Sonuçta ciddi bir şok yaşadık."

BELİRSİZLİK VARSA DİKKATLİ DAVRANMAK ZORUNDAYIZ

Belirsizliğin arttığı dönemlerde bankacılığın dikkatli davranması gerektiğinin altını çizen Keskin, "Sonuçta bankanın verdiği kredi o bankanın müşterisinin parası. Bu nedenle belirsizliğin arttığı dönemde bankacılığın dikkatli davranması gereklidir. Bu sektör kapandı, kredi vermiyor demek de değil. Bu kadar para verilmiş. Şükürler olsun ki kaynağı bulduğu zaman bunu krediye çevirebilecek bir bankacılık sistemi var" dedi.

"BİLANÇONUN YARISI KREDİ, HUZURLU DEĞİLİZ"

Bankacılık sisteminin bilançosunun yarısının kredilerden oluştuğuna dikkat çeken Keskin, bu durumun da risk oluşturduğunu belirtti. Keskin, şöyle devam etti:

"Eğer bir ülkenin reel sektöründe sorun varsa ve bilançonun yarısı reel sektöre açılmış kredilerden oluşuyorsa o ülkenin bankacılık sisteminin çok huzurlu olduğunu söylemek mümkün olmaz. Bankacılık sistemi reel sektörün durumu nedeniyle rahat değil.

Bu krediler zamanında geri dönmezse bankacılık sisteminin sorunlu aktifleri büyür. 1 liralık sorunlu kredi, 8 liralık sağlıklı krediyi götürüyor. Bu nasıl oluyor? 1 liralık sorunlu kredi bankaların bilançosunda 1 liralık özkaynağı götürür. 1 liralık özkaynak kaybı ise 8 liralık yeni kredi açılmasını engelliyor."

"KAYNAK VAR, RİSKİ ÖLÇEBİLMEMİZ GEREKLİ"

Bankacılık sektörünün bilançosunun tamamen şeffaf olduğunu ancak kredi kullanan kesimler hakkında, ne bireysel, ne de sektörel olarak toplu bir bilgi edinemediklerini vurgulayan Keskin, reel sektörün çok ciddi dış borcu olduğunu ve bunun çevrilmesinde sorun bulunduğunu belirtti. Kredi açılan sektörlerin bilançolarında bazı sorunlar olabileceğini kaydeden Keskin, şunları söyledi:

"Bu sorunları anlayabilirse bankalar fiyatlanabilir. Çünkü bu kez bankacılık sektörünün risk alabilecek kaynağı var. Özkaynağı da var, mevduatı da... Tüm mesele riskin doğru hesaplanabilmesi. Çünkü bankalar da hesap vermesi gereken kurumlar. Yatırımcısına hesap verecek, mevduat sahibine hesap verecek, hissedarına ve BDDK'ya hesap verecek. Banka dışı kesimin başına bir şey geldiği zaman bu aynı zamanda bankacılık sektörünün de sıkıntısı oluyor. Bankacılık sektörünün sıkıntısı da milletin sırtına biniyor."

KREDİLERDEKİ DÜŞÜŞ ÇOK AZ

Yılsonunda kullandırılan toplam kredi tutarının 353 milyar lira olduğunu, bu rakamın mart sonu itibariyle sadece 350 milyar liraya gerilediğini belirten Keskin, "Bankacılık sisteminin çok fazla kredi açmadığı konusundaki eleştiriler açısından dikkatli olmak lazım. Bizim ciddi bir kredi riskimiz var" ifadesini kullandı.

BANKALARIN KÂR ETMESİ İYİDİR

Keskin, bankaların kâr rekoru kırdığı sözleriyle ilgili olarak da, "Sistemin kar etmesi iyidir. Çünkü 1 liralık kar 8 liralık kredi yaratıyor" dedi.

ÖZEL SEKTÖRE 'SAHAYA İNİN' ÇAĞRISI

Banka sisteminin bugünkü mevduat yapısıyla reel sektörün ihtiyaç duyduğu yatırım kredisini sağlamasının mümkün görünmediğini, ancak Türk şirketlerinin ciddi şekilde yatırıma ve büyümeye ihtiyacı olduğunun altını çizen Keskin, şirketlere sahaya inme ve tahvil ihraç etme çağrısı yaptı.

Sermaye piyasasının uzun vadeli kaynak bulma açısından çok önemli olduğunu kaydeden Keskin, "Ben her gün gazetelerde bugün bir tahvil ihracı oldu mu diye arıyorum. Ama yok. Bence şu an özel sektörün tahvil ihracı için çok uygun bir dönem. Bunun neden yapılamadığının sorgulanması gerekiyor" dedi.

HÜKÜMETİN KRİZ YAKLAŞIMI RASYONEL

Hükümetin krize karşı yaklaşımını da değerlendiren Keskin, "Böyle bir ortamda zaten kıt olan kaynakları iyi kullanmak lazım. Panik halde onu da bunu da yapalım tavrı kaynak israfına yol açar. Hükümetin bu konudaki yaklaşımını rasyonel buluyorum. Olayın bize doğru etkilerini iyi analiz etmeden atılacak adımlar ileride kaynak ihtiyacına yol açabilir" dedi.

Hürriyet