Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazetecilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Sadece gazetecilikten alınırlarsa basına darbe olurdu” dedi.

NTV'nin canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Ergin, gazetecilerin tutuklanmaları konusunda şöyle konuştu:

“Şu anda dosyada ne var ne yok bilmiyoruz. Dün davayı yürüten savcı bir açıklama yaptı ve "Bu gözaltılar gazetecilikten değil" dedi. Sadece gazetecilikten alınırlarsa basına darbe olurdu. Sadece gazetecilikten değil de başka şeylerden alınıyorlarsa durum farklı. Bunun için biraz sabretmek gerek. Tutukluların dosyalarına her ay değerlendirme yapılmak zorunda. Tutukluluk durumu devam ediyor mu etmiyor mu ona bakılır. Tabii burada bunu değerlendirecek olan siyaset kurumu, Adalet Bakanı değil yargının kendi uygulayıcılarıdır. Bu anlamda ceza yasamızda tutuklama durumu önemli. Ben ne zaman bırakılmalı diyemem. Biri suçlu bulunana kadar masumdur. Savcı da açıklamasında buna vurgu yaptı. İddianame hazırlığı hızlı yapılmalı. Bu iddianamede göreceğiz bunların doğruluğunu.”

-“İMAJ GÖLGELENMEMELİ”-

İnsanların hürriyetlerini kaybetmelerinden kimsenin mutlu olmayacağını ifade eden Ergin, “Bu süreçte tutuklu olanlar için de geçerli. Önemli olan tutuklamalarda bunların keyfi olup olmadığıdır. Mevzuatın gerektirdiği şekilde mi? Biri Hrant Dink"i öldürdü 3,5-4 yıldır tutuklu salıverelim mi? Danıştay"ı bastı hâkimleri öldürdü. Davası sürüyor salıverelim mi? Bir trafik kazasında kaza ile kasten adam öldürmenin durumu farklıdır. Her olayda böyle durumlar olur ve hâkimler buna göre karar alır” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"ün sürece ilişkin kaygılarını da değerlendiren Ergin, “Cumhurbaşkanı sadece savcılara değil, basın özgürlüğünü hem de demokrasiyi korumak herkesin vazifesi dedi. Umarım hiçbir gazeteci gazetecilik dışı başka işle uğraşmıyordur” dedi.
Ergin, hem AB müzakereleri açısından hem vatandaşların mutluluğu açısından önemli reformlar yapıldığını ve bu imajın gölgelenmemesi gerektiğini ifade etti. Ergin sözlerine şöyle devam etti:

“Bireysel başvuru, kamu denetleyicisi ve sivillerin barış döneminde askeri mahkemelerde yarılanması engellendi. Bu imajın gölgelenmemesi lazım. Cumhurbaşkanı birden çok noktaya vurgu yaptı. Bu yaklaşımlar doğru değil. Muhtemelen avukatlar bir kısmını yansıttı ama başka şeyler var mıydı? Belki magazin boyutuna taşıyacak sorular söylendi, olayı ciddiyete taşıyacak sorular var mıydı? Mesela 4"ü veriliyor ama geri kalan 51"inde ne soruldu. Şu anda tutuklananlar için suçludur denmez. Demiyorum da. Yargılama sürecinde cımbızlama yapılması, o soruşturmanın başkalaştırılması çok doğru değil kanımca.”

Yargının faaliyetlerinin eleştirilebileceğini ifade eden Ergin, “Soruşturmanın başkalaştırılması, olduğundan başka şekilde gösterilmesi, bunlar yargıyı etkilemeye girer. Tutuklama eleştirilebilir. Bir mahkûmiyet verilir, mahkeme böyle bir mahkûmiyet vermemeli diye eleştirilebilir. Soruşturmanın yönünü değiştirmek etik de yasal da değil” dedi.