Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ''Benim hayatım boyunca hiçbir cemaatle uzaktan yakından ilgim olmamıştır, organik bir bağım olmamıştır'' dedi.

Bakan Aydın, bugün bir gazetede yer alan ve ''Fethullah Gülen cemaatine mensup olduğu'' yönündeki ifadelerin bulunduğu habere ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Hem haberin yayınlandığı gazeteyle hem de gazetenin haber kaynağı olarak gösterdiği kişilerle görüştüğünü anlatan Aydın, her iki görüşmede de kısa süre önce vefat eden basın mensubu Ergun Göze'nin 2007'de yayınlanan bir kitabından bu ifadelerin alındığının belirtildiğini kaydetti.

Aydın, Göze'nin kitabında kendisinin olduğu ileri sürülen ''Aslında bilim adamının tarafsız olması lazım. Bilim adamının cemaatlere, topluluklara yön göstermesi lazım ama bunu ben şahsen yapamıyorum çünkü yoksuldum, beni cemaat okuttu, cemaat karşısında boynum bükük'' ifadelerine yer verdiğini anlattı.

İstanbul'da, 1980'lerde bilim insanlarının bazı bilimsel toplantılarda konuşmacı olarak davet edildiğini anlatan Aydın, böyle bir toplantıda yaptığı konuşmasını dinleyen Göze'nin, buna atıfta bulunarak anlattıklarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir defa ciddi bir tarih yanlışlığı var çünkü 1980'lerde bildiğimiz anlamda bir Fethullah Gülen cemaati yok. Ben ya profesörüm ya doçentim, açıkçası pek o kadar da yoksul olduğum bir zaman değil. Ama 'o cemaat beni okuttu' sözü için ya ortaokula ya liseye gider. Bunun anlamı şu, 1955'e gitmek lazım. 1955'te, Fethullah Hoca herhalde benden bir iki yaş büyük zannediyorum, dolayısıyla ben 11 yaşında okula gitmişsem Fethullah hoca da 13 yaşında... Demek ki 13 yaşından itibaren herhalde Fethullah Hoca'nın bir cemati vardı, o cemaat üstelik Elazığ'daydı. Çünkü ben Elazığ'da okudum, ortaokul ve lise kısmını. Dolayısıyla öyle bir cemaat beni okutmuş, onun için de boynum bükük yani hiçbir yere sığacak ifadeler değil bu, bir bunaklık bu. Belki biraz rahatsız edici bir cümle ama gerçekten de bunaklık. İnsan bunu düşünmez mi; 1980'lerde ben bunu söylemişsem eğer, ben o zaman doçent olduğuma göre benim üniversite hayatıma bir katkısı olamaz, doktorayı zaten burslu okumuşum, üniversitedeyken de o gün öğrenci arkadaşlarımızın çoğundan daha ekonomik durumum iyiydi, çünkü Ankara'da hem memur olarak görev yaptım, hem de okudum. Dolayısıyla paraya ihtiyacı olan biri de değildim.''

Ortaokul ve lise yıllarında maddi zorluk yaşadığını ifade eden Aydın, ''Olsa olsa o zaman Fethullah Gülen cemaatinin bana bakmış olması lazım ama o zaman Fethullah Hoca da benden bir iki yaş büyük. Bir yere sığacak ifade değil'' dedi.

-''RAHATSIZLIKLARI VARDI, TAMAMEN YANLIŞ HATIRLIYOR''-

Aydın, Göze'nin, kendisinin eleştirdiği bir konuyu kendine mal ettiğini ifade etti. Aydın, 1969'da Edinburg Üniversitesi'nde doktora yaptığı ancak İstanbul'da Süleymaniye Kütüphanesi'nde el yazması metinler üzerinde çalışma yaptığı dönemde tanıştığı bir grup doktora öğrencisinin davetiyle, yaşça büyük bir kişi tarafından yemeğe davet edildiğini anlattı. Bu kişinin yemekte, öğrenci arkadaşlarına yönelik ''yeteri kadar çalışmıyorsunuz'' gibi eleştirilerde bulunduğunu belirten Aydın, yemeğin ardından arkadaşlarının bu durumda olmasından duyduğu rahatsızlığı iletmesi üzerine bu öğrencilerden birinin ''Okurken benim ve arkadaşlarımın maddi durumu iyi değildi, bize çok emeği oldu, o yüzden elim kolum bağlı, boynum bükük. O yüzden saygımı bozmadım, bir şey söylemedim'' dediğini aktardı. Aydın, sözünü ettiği bu kişinin de bir üniversiteden profesör olarak emekli olduğunu ancak adını açıklamak istemediğini söyledi.

Haberde ''Bizim gibi bilim adamları cemaatlerin yanlışlarını düzeltmemiz gerekiyor ama itiraf edeyim ki ben de bunu yapamıyorum'' şeklinde ifadelerin kendisine mal edildiğini kaydeden Aydın, ''Ben cemaat dememişimdir, o sıralarda cemaat kelimesi kullanılmazdı. 1969'da cemaat kelimesi yoktu, tarikat vardı, dini gruplar vardı ama cemaat kelimesi bugünkü teknik terim olarak çok yenidir, 1985, 1990'lardan sonra daha çok meşhur oldu'' diye konuştu.

Aydın, şöyle konuştu:

''Gerçekten de ben bir bilim adamının, bir bilim adamı olarak rehberinin bilimden başka bir şey olmadığına inanan bir insanım. Yani benim bilim olarak sağlam bir bilgi olarak bildiğim neyse o odur. Dolayısıyla bunu ne siyaseten, ne cemaatin hatırı için değiştirebilirim. Bilimsel olarak doğru bildiğim bir şeyi söyleyemezsem 'elim kolum bağlı söyleyemem' dersem zaten o andan itibaren bilim adamı olmaktan çıkarım. Allah beni bildiğini söylemekten kaçınan, korkan bir bilim adamı olmaktan korusun. Bunu yazdığı zaman da benim kanaatimce ciddi anlamda rahatsızlıkları vardı, tamamen yanlış hatırlıyor. Onu sanki ben söylemişim gibi, onun üzerine kuruyor. Beni Türkiye'de tanıyan kişilerin aklının köşesinde böyle bir Mehmet Aydın resmi yoktur. Eğer yardım görseydim, elim kolum bağlı olmazdı ama yardım edenlere minnet ve şükran duygularımı iletirdim. Ama ortaokul ve lise dönemimde gerçekten çok zor şartlar altında okudum ama babamdan ve anamdan başka hiç kimseden hiçbir yardım istemedim, bir yardım görmedim, hiçbir kuruluştan hiçbir yardım görmedim. 1962'de üniversiteye geldim, üniversiteyi de maddi bakımdan çok rahat okudum. doktorama da zaten devlet bursu ile gittim. Allah milletimize, devletimize zeval vermesin kitap parası, tezlerimizin yazdırılmasının parası dahil her şeyi öderlerdi. En ufak bir şeye ihtiyacımız olmadı. Sonra siyasete girdim, kendi cebimde ne varsa siyasete de onunla girmişimdir. Ne kadar harcayabilirsem o kadar harcamışımdır.''

''Bunu hem hükümete, hem de cemaate zarar vermek için bunu popularize ediyorlar'' diyen Aydın, haberi yayınlayanların bu konudaki gerçekleri kendisini telefonla arayarak öğrenebilecekleri halde bunu yapmadıklarını kaydetti.

-''İSPAT BULABİLİRLERSE ÖDÜL VERECEĞİM''-

Bakan Aydın, ''Benim hayatım boyunca hiçbir cemaatle uzaktan yakından ilgim olmamıştır, organik bir bağım olmamıştır. Eğer ilgiden maksat cemaatlerin bir konuşma yapmam için çağırmaları ise şimdiye kadar ister dini ister gayri dini olsun, eğer konuyu uygun görmüşsem, o davette bir düzey görmüşsem, hiç kimsenin de teklifini reddetmemişimdir vaktim müsaitse'' diye konuştu. Bu bağlamda Abant Platformu'nun oluşumunda önemli katkıları bulunduğunu anlatan Aydın, siyasete girdikten sonra bu etkinliğe, bu tür bilimsel çalışmalara herhangi bir ayrım yapmadan destek verdiğini vurguladı.

Herhangi bir cemaat yardımı almadığını tekrarlayan Bakan Aydın, ''Aksini iddia eden varsa, en ufak bir ispat bulabilirlerse hakikaten onlara ben ödül vereceğim'' dedi.

Cemaatlere mensup olanlara saygı duyduğunun altını çizen Aydın, bu oluşumların eğitime herhangi bir katkıda bulunmasından da büyük memnuniyet duyacağını dile getirdi. Cemaatlerin ve tarikatları bildiğini ancak hiç birinden üyelik teklifi almadığını da kaydeden Aydın, ''Benim cemaatlere de cemaatlere de eğer bu ülkenin yararına iş yapıyorlarsa, dini ya da gayri dini hiçbiriyle bir problemim olmamıştır. Ama ben hayatım boyunca hiç öyle bir ihtiyaç duymadım, ben ilimden yana olan rasyonel bir aileden geliyorum'' dedi.

Bakan Aydın, ''Memleket, millet için koşturan cemaat mensuplarıyla ve ya onların önderleriyle ilgili bir sorunum yok. Yeter ki doğru bilgi ile çalışılsın. Ben yurt dışına gittiğim zaman ne zaman fırsat bulsam Fethullah Gülen cemaatinin desteklediği okullara giderim. Oradaki öğretmenlerle oturur konuşurum. o zor şartlar altında benim ülkemin dilini, kültürünü öğrettikleri için, o sıkıntılara katlandıkları için bazı şeyleri oturur paylaşırım. Bundan sonra da böyle çalışmaya devam ettikleri sürece yurt dışına ne zaman gitsem o okullara gideceğim ve o öğretmenleri, o insanları ömrüm var oldukça desteklemeye devam edeceğim. Bunu nasıl yorumlarlarsa yorumlasınlar'' diye konuştu.

Vatandaşların doğru bilgiye ulaşmalarını istediğine işaret eden Aydın, ''Bu hikaye benim hikayem değil, üzülerek anlattığım bir hikayedir. Bilim adamının önünde bir engel olmamalıdır. Bilim adamının önünde, ne hukuk, ne din, ne cemaat ne tarikat engel olmalıdır. Eğer bir cemaatin yardımı ile de okumuş olsaydım, cemaate de 'Para verdiğin için teşekkür ederim ama objektifliğim, bilim adamlığım sonuna kadar devam edecektir, böyle olduğum için de bana teşekkür edin' derdim'' şeklinde konuştu.

Aydın, ''Bugüne kadar siyasette de bilimsel sağlamlığımdan bir tek virgül taviz vermemişimdir. Siyasetteyim diye doğru olduğuna inandığım bir şeyi söylememişliğim yoktur'' dedi.

A.A.