Erdoğan"ın Diyarbakır konuşmasını eleştiren Bahçeli, “Diyarbakır"da Ahmet Hani"den bahsediyorsun ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin kurucu felsefesi olan eseri yazan Ziya Gökalp"ten niye bahsetmiyorsun? Milli şair Süleyman Nazif"i niye diline almıyorsun?” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Trabzon"da düzenlediği mitingte, Başbakan Erdoğan"ın Diyarbakır"da yaptığı konuşmayı sert biçimde eleştirdi. Ankara"dan tarifeli uçakla bu sabah Trabzon"a gelen Devlet Bahçeli, otelde bir süre dinlendikten sonra partisince Atatürk Alanı"nda düzenlenen mitingte yaklaşık 3 bin kişiye hitap etti. Ak Parti"nin anayasa değişikliği konusunda uzlaşma arayacağı yerde kendisine göre bir çalışma başlatarak ülkeyi bugünkü aşamaya getirdiğini vurgulayan Bahçeli, “Buna uzlaşmaya dayalı bir anayasa diyebilir miyiz? Sizin anayasanız diyebilir miyiz? Bu anayasanın bir adı olacaksa bu Recep Tayyip Erdoğan Anayasası ve AKP dayatmasıdır” diye konuştu. Bahçeli özetle şöyle konuştu:

NEYİN KAPISINI AÇIYORSUN: 3 Eylül"de Diyarbakır"da Başbakan, "2011 seçimlerinden sonra daha geniş tabanlı anayasa değişikliğinin temellerini atıyoruz, şimdi kapıyı açıyoruz" diyor. Neyin kapısını açıyorsun sayın Başbakan? Diyarbakır"da neyi konuşuyorsun? Bazı konular üzerinde Diyarbakırlılar"ın, özellikle PKK"lıların hoşuna gidebilecek konuşma yapıyorsunuz. Size Diyarbakır mitinginden önce Erzurum"dan ses verdik."Konya"da konuşuyorsun diğer illerde konuşuyorsun, genel affın çıkmayacağını Kasımpaşalı edasıyla söylüyorsun, bu sözünü Diyarbakır"da da söyleyebilir misin? Üniter yapıdan yanayım, toprak bütünlüğünden taviz vermem, genel affa karşıyım, ana dilin, resmi dilin yanına Kürtçe"yi koydurtmam diyebilir musun?" dedim. "Söyle de mahçup olayım" dedim. Ama gitti Diyarbakır"a, kültür ve sanat ansiklopedisini almış. Diyarbakır bölümünü bulmuş, oradan edebiyat yapıyor, şiir okuyor. Yine istismara başlıyor. Aydın"a gidiyor Adnan Menderes"i, Eskişehir"de Hasan Polatkan"ı, Samsun"da Kurumahmutoğlu"nu, Sivas"a gidiyor Muhsin Yazıcıoğlu"nu istismar ediyor, onlardan bahsediyor. Diyarbarkır"a varıyor Ahmet Kaya ile Musa Anter"den bahsediyor. Sizi tahrik etmek için değil, düşünmek için söylüyorum. Orada bazı isimler sayıyor. Biri Ahmet Hani. Kimdir bu? Edebiyatçı, Kürtçe eser yazmış bir kişi olarak biliniyor. Diyarbakır"da Ahmet Hani"den bahsediyorsun ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin kurucu felsefesi olan eseri yazan Ziya Gökalp"ten niye bahsetmiyorsun? Milli şair Süleyman Nazif"i niye diline almıyorsun?

NİYE MECBURSUN?: Bir yerde "adım" diyor, öbür yerde "kapıyı aralayacağız" diyor. PKK açılımını, PKK"yı siyasallaştıracak demokratik açılım zırvasını hayata geçirebilmek için anayasal zemin oluşturmanın adımını atmaya çalışıyor. Diyarbakır"da "Madem 13 - 20 Ağustos"ta eylemsizlik kararı aldınız, o karar halk oylamasında kapıyı açar. 2011 yılında da yeni yazılacak anayasada sizin taleplerinize yer verebiliriz" mesajını örtülü biçimde vermeye çalışıyor. Burada demek ki bir gizli gündem, Recep Tayyip Erdoğan"ın iyi olmayan bir niyeti var. Sayın Başbakan, seni bu hallere düşüren olaylar nedir, çevreler kimlerdir? Okyanus ötesinden nasıl baskı görüyorsun, neye mahkumsun, niye mecbursun? Bunu başta AKP"liler düşünmeli. Demeliler ki, "Sayın Başbakan size destek verdik, gönül verdik, villa gibi cezaevinde 4 ay yattın. Başbakan oldun, arkanda durduk, Bizi nereye götürüyorsun? Bunu milletten saklıyorsun bari yoldaşlarından saklama. Hani bu yolları beraber yürüyecektik.

SALİM USLU"YA TEPKİ: Hak İş denen sendika var. Başkanı taraf olabilir. Ama başında bir hanımefendinin bulunduğu TÜSİAD için konsomatris tabirini kullanması terbiye ölçülerine sığmaz. Evet demeyen herkesi konsomatris olarak nitelendirmek büyük bir terbiyesizlik. Bu sözünü yalayacaksın Hak İş Genel Başkanı.

BAHÇELİ"NİN BAYRAM MESAJI

Gizli gündemler mana duvarına çarpacak

Bahçeli: İnancım odur ki milletimize yönelik kurulan tuzaklar, oynanan oyunlar, planlanan gizli gündemler Ramazan Bayramı"nın mana duvarına çarpacak ve etkisiz kalmaya mahkum olacaktır. Bir ay boyunca Allah"ın rahmetini ve mağfiretini kazanmak için sabahtan akşama kadar ve üstelik sıcaklara da aldırmayarak sabırla ve huşuyla oruç ibadetini yapan milletimiz, bu bayram günlerinde aynı kararlılığı bu defa da sahip olduğu sevgi ve bağlılığın karşılıklı gösterilmesi konusunda ortaya koyacaktır. Sofrasını paylaşan, ekmeğini ikram eden, aynı tarihten gelen, aynı ideallere odaklanmış, hevesleri, sevinçleri, hüzünleri bir olmuş büyük Türk milletinin fertleri, eminim ki bu bayramda kendi geleceği hakkında çizilmeye çalışılan sarsıntılı ve engebeli yol haritasını da kullanılamaz hale getirecektir. Gönül kapılarını birbirine açarak bütünleşen, anısı, acısı ve adı bir olmuş milletimizin, kendisi için hayırlı ve uğurlu olan kutlu yolda sonsuza kadar sağlam adımlarla yürüyeceğinden kimse endişe etmemelidir.