Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Selami Yavuz, "Yanlış olarak 'saman nezlesi' olarak da bilinen burnun alerjik reaksiyonu yıl boyunca görülmekle birlikte ilkbahar aylarında ağaç, çiçek ve çimen polenlerinin artması nedeniyle hız kazanır ve belirtiler belirgin hale gelir. Alerjik rinit solunum yolu mukozasının dışarıdan gelen ve solunum yoluna giren maddelere karşı aşırı reaksiyonu olarak tanımlanabilir. Hastalık genellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık, geniz akıntısı, öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Bir ileri aşamasında akciğerler de etkilenerek astım ataklarına sebep olabilir. Alerjik rinitli hastaların yüzde 20'sinde astım varken astımlı hastaların yüzde 80'inde alerjik rinit vardır. Aslında alerjik rinit ve astım aynı havayolu mukozasının hastalığıdır" diye konuştu.

Öncelikle alerjik rinitin sebebini bulmanın yani hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmenin tedavi için hayati önem taşıdığını vurgulayan Opr. Dr. Selami Yavuz şu bilgileri verdi:

"Alerji yapan (alerjen) madde bulunduktan sonra bundan kaçınma ilk alınması gereken tedbirdir. Ama çoğunlukla ev tozu akarı, polenler, mantar sporları gibi kaçınılamayacak alerjenler alerjinin sebebi olabilir. Bu durumda ilaç tedavisi devreye girer. İlaç tedavisine cevap vermeyen veya uzun süreli ilaç tedavisine rağmen problemleri düzelmeyen hastalarda alerji aşıları başlanabilir ve özellikle alerjik rinitte iyi sonuçlar verir. Astım gibi kronikleşmiş problemlerde ise aşı tedavisi seçilmiş hastalarda ve nadiren uygulanır."

Son yıllarda alerji tedavisi için fototerpi (rhinolight) adı verilen bir yöntemin geliştirildiğini ifade eden Yavuz, "Hastanın her iki burun pasajına çeşitli dalga boylarında ışık verilerek buradaki alerji hücrelerinin 9-12 ay süreyle bloke edilmesi amaçlanmaktadır. İlaç kullanamayan hamile hastalarda, kanser ve diyabet hastalarında ve kemoterapi gören hastalarda, ayrıca uzun süre ilaç kullanmış ve ilaç kullanmak istemeyen hastalarda başarıyla kullanılmaktadır ve etkili bir yöntemdir" şeklinde konuştu.