Ankara dışından otobüslerle gelen ve çoğunluğunu yargı mensuplarının oluşturduğu katılımcılar üst aramaları yapıldıktan sonra miting alanına alındı.
Hukuk şehitleri için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başlayan mitingde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, şu ana kadar kapalı toplantılarda tartıştıkları yargı sorunlarını vatandaşla paylaşmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Demokrasinin ciddi ve disiplin isteyen bir iş olduğuna işaret eden Özok, “hükümetin sandıktan aldığı oyla her şeyi yapamayacağını” ifade etti.

“KUL YOKTUR, YURTTAŞ VARDIR”
“Mustafa Kemal Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefinin yozlaştırılmak istendiğini” savunan Özok, Türkiye'de hukuka müdahale ettirmeyeceklerini söyledi. “Yargıç ve savcılarla ilgili yapılan yeni düzenleme ile hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi büyük darbe almıştır” diyen Özok, şunları kaydetti:
“İnsanlığın ulaştığı teknoloji ve bilim çağı, insanlar ve toplumlar arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği, haksızlığı ve en önemlisi yaşam kaynağı olan milli gelirin paylaşımındaki dengesizliği giderememiştir.
Bu olumsuzlukların en aza indirildiği toplumlarda egemen güç, insan hak ve özgürlüklerine dayanan, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletidir. Çünkü hukuk devletinde her şeyi hukuk belirler. Temel ölçüt bireydir. Tebaa yoktur, özgür insan vardır. Kul yoktur, yurttaş vardır. Bundan rahatsız olanlara izin vermeyeceğiz.
Hukuk devleti ilkesi demokratik yöntemlerle yönetimi elde eden yöneticilerin de yönetilenler gibi kendilerini hukukla bağlı olmalarını öngörür. Bunun doğal sonucu, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesi, devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı tutulmasını zorunlu kılar.
Hukuk devletinde yürütme erkini elinde tutan hükümet üyeleri ve başbakan hiç bir şekilde yargı temsilcilerini etkileyecek beyan ve davranışta bulunamaz. Bulunuyorsa o ülkede hukukun üstünlüğünden söz edilemez.”

“AYDINLIK VE UYGAR BİR TÜRKİYE”
Hukuk devletininin en temel unsurunun bağımsız yargı denetimi olduğunu vurgulayan Özok, yasama ve yürütmeyi elinde bulunduran bir kişinin her yaptığının da doğru kabul edilemeyeceğini söyledi. Güçlü, etkili ve adalete ulaşmayı sağlayabilecek nitelikte bağımsız bir yargıya “herkesin ihtiyacı olduğunu” belirten Özok, AK Parti hükümeti ile sorunlarının olmadığını, isteklerinin aydınlık ve uygar bir Türkiye olduğunu ifade etti.
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gece yarısı imzalayarak yürürlüğe koyduğu 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'ndaki değişikliğin Anayasa'nın 'güçler ayrılığı ilkesine ve yargı bağımsızlığına' aykırı bir düzenleme olduğunu” ileri süren Özok, “Sayın Cumhurbaşkanı, AK Parti'nin rozetini takarak Cumhurbaşkanlığı yapmaktadır” dedi.

MOROĞLU'NUN KONUŞMASI
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Avukat Nazan Moroğlu ise hukuk devletine sahip çıkmak, yargı bağımsızlığını savunmak ve yargının siyasallaşması tehlikesini gördükleri için toplandıklarını belirterek, yargının Atatürkçü hakim ve savcılara emanet edilmesi gerektiğini söyledi.
Çıkartılan yasaların adalet sistemini zedelediğini iddia eden Moroğlu, hazırlanan anayasa taslağının sivil olduğunu söyleyenlere inanmadıklarını kaydetti. Taslağın kadınları eşit haklardan uzak tutup toplumun korunmaya muhtaç bir kesimi olarak gösterdiğini söyleyen Moroğlu, kadınlara seslenerek, “görüşünüz ne olursa olsun size türban serbestini sunanlara karşı çok dikkatli olun, bunu kabul etmeniz mümkün değildir” dedi.

ANAYASA TASLAĞINA ELEŞTİRİ
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum da yaptığı konuşmada, Türkiye'de yargı ve hukukun üstünlüğü üzerine oyunlar oynandığını ileri sürdü.
“Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin üzerlerinde büyük siyasi baskılar bulunduğunu” iddia eden Batum, hukukun korunduğu iddia edilen yeni anayasa taslağına göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 17 üyesinden 9'unu seçme hakkının hükümete bırakıldığını kaydetti. Aynı taslağın YÖK'ün 11 üyesinden 6'sını, Danıştay üyelerinin de dörtte birinin seçimini Bakanlar Kuruluna bıraktığını anlatan Batum, “Sonra da bizim bunun demokratik ve sivil bir anayasa olduğuna inanmamızı bekliyorlar” diye konuştu.
Yargının sorunlarına tüm siyasalların kayıtsız kaydığını öne süren Batum, yapılacak anayasanın demokratik, laik, hukukun üstünlüğüne dayalı, içinde insan hakları ve yargı bağımsızlığı bulunan bir anayasa olması gerektiğini belirterek, “Taslakta bunlar yok” dedi.
Gazeteci Tuncay Özkan da yaptığı konuşmada, “Geleceğimizi karartmak isteyenlerin karşısında inanç ve kararlılıkla duracağız. Rejimin teminatı olan hukukçuların ve hukuk sisteminin yanındayız” dedi.
Ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri bulunan katılımcılar sık sık “Bağımsız yargı, tarafsız adalet”, “Türkiye laiktir laik kalacak” şeklinde sloganlar attılar. Mitinge katılanlar, attıkları sloganlarla hükümeti ve basını da protesto ettiler.
Mitinge, CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz ile bazı illerin baro başkanları, gazeteci Hulki Cevizoğlu da katılarak destek verdi.
Konuşmaların ardından miting sona erdi.

AA