Filistin BM'de devlet statüsünü kazanabilecek mi yoksa gözlemci olarak kalmaya devam mı edecek? Sürece dair merak edilenleri NTV muhabiri Gözde Demirel derledi.
 
Mahmut Abbas, bugün Filistin’in devlet olarak tanınması için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na başvuracak. Öte yandan Filistin’in başvurusu sonucunda “oy hakkı” olan bir üye ülke olması neredeyse imkansız. Bunun en büyük nedenlerinin başında ABD’nin Filistin’in üyelik başvurusunu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda veto edeceğini açıklaması geliyor. Filistin’in başvurusu öncesi merak edilen bazı sorular ise şöyle:
 
Filistin BM’de şu anda ne konumda?
 
Birleşmiş Milletlerde Filistin; Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) tarafından temsil ediliyor. Filistin Yönetimi’nin Birleşmiş Milletlerde bir statüsü yok ancak FKÖ, BM’de gözlemci statüsüne sahip.
 
Filistin BM’de nereye başvuracak?
 
Filistin’e devlet statüsünün “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi”nin vermesi gerekiyor. Ancak ABD’nin başvurunun Güvenlik Konseyine gelmesi halinde “veto” hakkını kullanacağını söylemesi, Filistin’in devlet olma planlarının önündeki en büyük engel.
 
Güvenlik Konseyi’nden olumsuz sonuç alacağını düşünen Filistin Yönetimi direk Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na başvurabilir mi?
 
Filistin en azından BM nezdinde “devlet” olarak tanımlanmak için böyle bir yol seçebilir. Bunun için Genel Kurul’daki üyelerin üçte ikisinin onayını yani 193 üyeli meclisin 129 üyesinin “kabul” oyunu alması gerekiyor. Şu anda 126’dan fazla ülkenin Filistin’i tanıdığı düşünüldüğünde, en azından BM Genel Kurulu’nda Filistin lehine bir sonuç çıkabilir.
 
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ne gibi kararlar alabilir?
 
Genel Kurul, Filistin’in üyeliğini tekrar Güvenlik Konseyi’ne sunabilir. Bu durmda Filistin’in devlet olarak tanımlanabilmesi için Güvenlik Konseyi’ndeki ülkelerin oylarının üçte ikisini alması gerekiyor. Genel Kurul, Filistin’in durumunun görüşülmesi için bir komite de oluşturabilir. Bunun örneği son olarak 2006 yılında Karabağ’ın BM üyelik sürecinde görülmüştü.
 
Bir devletin Birleşmiş Milletler üyesi olması için ne gerekiyor?
 
Devletin üyelik başvurusunun hem BM Güvenlik Konseyi hem de BM Genel Meclisi tarafından onaylanması lazım.
 
Filistin’in hedeflediği ne?
 
FKÖ, Birleşmiş Milletlere başvurarak en azından “gözlemci” statüsünün “oy hakkı olmayan üye ülke”ye dönüşmesini hedefliyor.
 
Bunun bir örneği var mı?
 
Vatikan, BM’de “oy hakkı olmayan üye ülke” statüsünde bulunuyor. İsviçre, Almanya, Kuzey ve Güney Kore tam üye olmadan önce bu statüde bulunmuştu.
 
Tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın statüsü ile Filistin arasında bir benzerlik var mı?
 
Birleşmiş Milletler, Rusya ve Sırbistan’ın karşı çıkmasına rağmen Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığını meşru bulmuştu. Özellikle Filistin tarafının Başmüzakerecisi Saab Erakat verdiği demeçlerde “Kosova”nın Filistin için bir örnek teşkil etttiğini belirtmişti. Rusya’ya karşı ABD yönetiminin Kosova tarafında olması ülke için bir avantajdı ancak ABD, Ortadoğu’daki en önemli müttefiki İsrail’i ve elbette ülke içindeki Yahudi Lobisini aşamayacak ve Filistin için “veto” hakkını kullanacak gibi görünüyor.
 
“Oy hakkı olmayan üye ülke” statüsünün ne gibi bir yararı olabilir?
 
Filistin böylece Birleşmiş Milletler nezdinde resmen “ülke” olarak tanınmayı hedefliyor. Ayrıcva BM’nin Filistin’in bir ülke olduğunu kabul etmesi ile birlikte, Filistin “Uluslararası Ceza Mahkemesi”ne gitme hakkına da sahip olacak. Öte yandan İsrail’in “insan hakları ihlalleri” kapsamında kendisine verilen kınama ve cezaları çok umursamadığını göz önünde bulundurursak bu da reel bir yaptırımdan öte sembolik bir anlam taşıyacak gibi görünüyor. Filistin bu hamlesiyle ayrıca Gazze’deki ablukanın kaldırılması ve İsrail’in Batı Şeria’daki yeni yerleşim yerleri inşasında daha etkili bir yasal yaptırımlar için elini güçlendirecek.
 
Filistin Devleti hangi sınırlar dahilinde tanınmak istiyor?
 
Filisitn, 1967 sınırlarına göre uluslararası tanınma istiyor. Bu sınırlar Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ü kapsıyor.
 
İsrail, Filistin’in başvurusuna ne gibi tepkiler verebilir?
 
İsrail, Mahmud Abbas’ın BM’ye gideceklerini açıklamasından bu yana özellikle ABD üzerinde “veto” hakkını kullanması için ciddi bir lobi yapıyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, Filistin’e başvurudan vazgeçmeleri ve tekrar barış görüşmelerine başlayabilecekleri çağrısında bulundu. Öte yandan Mahmud Abbas, ABD’nin aracılığıyla 20 yıldan fazladır süren barış görüşmelerinin bir sonuca ulaşmadığını öne sürerek BM’ye başvuracaklarını açıklamıştı. Ayrıca barış görüşmeleri 2008 yılından bu yana donmuş durumda.
 
Bu noktada İsrail’in Filistin’e karşı yeni yaptırımlar uygulayabileceği, Batı Şeria’daki Filistinlilere özellikle ulaşım konusunda daha fazla zorluk çıkabileceği, Batı Şeria’daki yerleşim yeri inşasında devam edeceği hatta Filistinlilere uygulanan vergileri dahi arttırabileceği konuşuluyor. Bazı analizlerde İsrail’in Filistin Yönetimi’ne her yıl ayırdığı bütçede de (yaklaşık 450 Milyon Dolar) kesintiye gidebileceğini belirtiyor. İsrail’in Gazze ablukasını da sıkılaştırabileceği bazı analizlerde dile getiriliyor.
 
İsrail basınında çıkan bazı makalelerde ise İsrail’in sertleşen yaptırımlarının Filistinlilerin yeni bir “intifada”ya başlamasına neden olup olmayacağı da soruluyor.