Libyalı isyancılar tarafından linç edilerek öldürülen Albay Muammer Kaddafi'nin Cezayir'e sığınan kızı Ayşe, televizyondan babasının ve kardeşi Mutassım'ın yakalandığını öğrenince devrik lideri cep telefonundan aradı ve isyancılardan ölüm haberini aldı. El Arabiya televizyonunun haberine göre, Trablus'un düşmesinin ardından çocukları, annesi Safiye ve erkek kardeşleriyle Cezayir'e kaçan Ayşe Kaddafi (34), babasıyla ilgili haberi görür görmez telefona sarıldı. Ancak babasının cep telefonunu isyancı ekip açtı. 

HASTANELİK OLDU
Linç ekibinin, 'Bitti. Yaşlı kıvırcık kafa öldü' yanıtıyla şok geçiren Ayşe Kaddafi, muhaliflere sıçanlar diye bağırdı. Linç görüntülerini izleyince sinir krizleri geçiren Ayşe Kaddafi hastanede tedavi altına alındı. 
Geçtiğimiz ay Cezayir'de doğum yapan Ayşe Kaddafi, ayaklanmanın ardından rejim yanlısı gösterilerde boy göstermişti. Kuzey Afrika'nın Claudia Schiffer'ı olarak tanınan avukat Ayşe Kaddafi, geçtiğimiz yıl bir gazeteye verdiği röportajda, Libya'nın parlak geleceğinden söz etmişti. Libya'daki Ulusal Geçiş Konseyi Cezayir'den Ayşe Kaddafi'yi iade etmesini istemiş ancak Cezayir hükümeti bunu reddetmişti.

THURAYA YAKTI
Trablus'un düşmesinin ardından 2 ay boyunca yeri tespit edilemeyen Kaddafi'nin sonunu, linç edilerek öldürülmesinden bir gece önce uydu telefonu Thuraya'dan yaptığı son konuşma getirdi. Kaddafi, son gecesinde telefonuyla Libya'nın güneyindeki taraftarlarını arayarak onlardan direnişe katılmaları için 12 bin gönüllü asker isteyince NATO güçleri, uydudan yerini tespit etti. NATO uçakları ertesi gün sabah namazı sonrasında 100 araçlık konvoyla Sirte'den kaçmak isteyen Kaddafi'nin konvoyunu vurdu. NATO'nun başladığı operasyonu linç ve infaz ekibi bitirdi. Telefona el koyan isyancılar, bu numarayı son olarak Suriye'den bir kadının aradığını iddia etti.

'İki kolu koptu ama kaçmayı başardı'
Kaddafi'nin en büyük oğlu Seyfülislam'ın akıbeti konusunda çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Bir iddiaya göre Seyfülislam, Trablus yakınlarındaki Zlitan kasabasında bir hastanede yakalandı ve Ulusal Geçiş Konseyi'ne bağlı askerler tarafından gözaltına alındı. Ancak gözaltındaki Seyfülislam'ın varlığına dair tek bir kare fotoğraf ortaya çıkmadı. Bir grup muhalif ise Seyfülislam'ın 3 zırhlı araçtan oluşan konvoyunun İngiliz savaş uçakları tarafından vurulduğunu ve onun bombardımanda iki kolunu kaybetmesine rağmen çöl üzerinden Nijer ya da Cezayir'e kaçmayı başardığını ileri sürdü. Dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından London School of Economics'te doktorasını yapan ve Kaddafi'nin halefi olarak görülen Seyfülislam da babası gibi insanlığa karşı suç işlemekten savaş suçlusu olarak aranıyordu. İngiltere eski Başbakanı Tony Blair ile yakın ilişkileri bulunan Seyfülislam ile dayısı ve aynı zamanda eski rejimin istihbarat başkanı olan Abdullah Senussi'nin yakalanamaması Ulusal Geçiş Konseyi üyelerini direnişin tekrar başlayabilecek olması nedeniyle endişelendiriyor.

Otopsiye izin yok
BM, Uluslararası Af Örgütü, Rusya ve ABD, yaralı olarak yakalanan ve savaş suçlusu olarak uluslararası mahkemede yargılanması gereken Albay Muammer Kaddafi'nin linç edilmesi nedeniyle soruşturma ve otopsi talep ederken isyancılar buna şiddetle itiraz etti. İnfazın ispatlanacağından ve Kaddafi'nin aşiretinin intikam alacağından endişe eden isyancılar otopsiye ve uluslararası soruşturmaya karşı çıktı. Misrata'daki Askeri Konsey Sözcüsü Fethi El Bashaagha, 'Kimse onun vücudunu açamayacak' dedi. Konsey Sözcüsü Kaddafi'nin öldürülmesiyle hiçbir ilgilerinin olmadığını açıkladı. Kaddafi ve oğlu Mutassım'ın cenazeleri Misrata'daki Afrika pazarında bulunan bir soğutucuda tutulurken, ailesi cesetlerin gömülmek üzere kendilerine verilmesini talep etti. Kaddafi'nin ailesince hazırlanan ve Suriye'de bulunan Kaddafi yanlısı bir televizyon istasyonunda yayınlanan açıklamada, 'BM, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Uluslararası Af Örgütü'ne,  şehitlerin cesetlerinin Sirte'deki aşiretimize teslim edilmesi ve İslami gelenek ve kurallar uyarınca defnedilmesine izin verilmesi için Ulusal Geçiş Konseyi'ne (UGK) baskı yapması çağrısında bulunuyoruz'' ifadeleri yer aldı.

Ganimetleri sergiliyorlar
Kaddafi'nin linç edilmesinin ardından aşiretinin intikam alacağı yönündeki korku büyürken, devrik lideri yakalayan ve linç eden Misrata'daki El Giran Tugayları'na 'Burada kimse Kaddafi'yi öldürmedi' demeleri için emir verildi. El Giran Tugayları'nın karargahı olarak kullanılan bir çiftlikte bulunan isyancılar da Kaddafi'den çaldıkları bej rengi kefiye, yılan derisi siyah çizme, altın kaplama silahı, makinalı tüfeği ve uydu telefonunu sergiliyorlar. İnsanlar Kaddafi'nin cesedinin sürüklendiği kamyonetin önünde hatıra fotoğrafı çektiriyor.

Sirte'de her gece farklı yerde kaldı
Kaddafi'nin Sirte'deki son günlerini her gece yer değiştirerek geçirdiği ortaya çıktı. Bodrum katlarında, garajlarda ve köy evlerinde kalan Kaddafi, aynı yerde 2 kez kalmadı. Grubun yiyecek sıkıntısı çektiği, onları koruyan askerlerin de ilk başlarda  muhaliflerden ele geçirdikleri Türk Ordusu'nun kumanyalarından yediği ancak daha sonra ekmek-salça ile yetinmek zorunda kaldıkları belirlendi.

Kaddafi'nin ölümüyle yeniden doğmuş gibiyim
LİBYA, Albay Muammer Kaddafi'nin ölümüyle yeni bir aşamaya geçerken, Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) Yürütme Kurulu Başkanı Mahmud Cibril, Libya'nın yeniden inşasının kolay olmayacağını söyledi. Dünya Ekonomik Forumu dolayısıyla Ürdün'de bulunan Cibril, Tom Cruise'un başrolde oynadığı ABD yapımı 'Mission Impossible' (Görevimiz Tehlike) adlı filme atıfta bulunarak, 'Libya'nın yeniden inşası kolay bir görev olmayacak. Bu, Tom Cruise'un Mission Impossible'ı' dedi. Kaddafi'nin ölümünden sonra 'rahatladığını' ifade eden Cibril, 'Yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Bu kadar basit' diye konuştu.
Ülkede istikrarın sağlanması gerektiğini ve bunun sokaklardaki silahların toplanmasını gerektirdiğini belirten Cibril, 'Uzlaşma sürecini de başlatmalıyız, Bu olmadan, hiçbir şey yapamayız' dedi. Cibril, 'bir çeşit parlamento görevi görecek olan bir ulusal kongre oluşturmak için yapılacak ilk seçimin en fazla 8 ay içinde olması'' gerektiğini ifade etmişti. Ulusal kongrenin başlıca iki görevinin olacağını anlatan Cibril, bu görevleri, halk oylamasına sunulacak bir anayasa taslağı hazırlamak ve ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar görev yapacak geçici bir hükümet oluşturmak olarak saydı.

akşam