Sıcakların başlamasıyla birlikte, Söke ilçesi sınırları içerisindeki Azap Gölü’nü Büyük Menderes’ten besleyen kanalda, toplu balık ölümleri ‘Dünya Çevre Günü’nden bir gün önce başladı.
Erken başlayan balık ölümleri, Azap Gölü’nde yoğun sıcakların yaşanacağı Temmuz ve Ağustos aylarında bir çevre felaketinin yaşanacağının sinyallerini şimdiden veriyor. Geçen yıl yaşanan çevre felaketinde sırasıyla küçük balıklar, büyük balıklar, yılanlar ve sonunda bunları yiyen kuşlarda ölümler görülmüştü. Bu yıl erken başlayan ölümler, sıcakların artışıyla birlikte Azap Gölü’ndeki canlı hayat için endişe oluşturuyor.
Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi ile birlikte Azap Gölü ve çevresinde inceleme yapan Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği, yürek burkan manzarayla karşılaştı. Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, “ Gerekli ilgi gösterilmediğinden, her geçen yıl ekolojik dengesi biraz daha bozulan önemli sulak alanlarımızdan Azap Gölü’yle ilgili çalışmalarımızı ve göldeki değişimleri takip etmeye devam etmekteyiz. Bilime ve bilimsel çalışmalara önem vermekte ve bilim insanlarıyla işbirliğine girerek çalışmalarımızı yapmaktayız. Bilim danışmanımız SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ’yle birlikte, Azap Gölü’nde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar sonucunda çıkan olumsuzlukları ve her yıl yaz aylarında meydana gelen çevre sorunlarına gerekli önlemlerin alınması için, Aydın Valiliği’ne ve DSİ Bölge Müdürlüğü’ne yazılı olarak müracaat ettik “ dedi.
,Azap Gölü’nin Aydın bölgesindeki en önemli 3. Sulak alanı olduğuna dikkati çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “ Gölde acilen bir iyileştirme yapılması için, savak sisteminin kurularak göle temiz su girişinin yapılması, gölde dip sedimentinin uzaklaştırılması ve dip temizliğinin giderilmesi gerekmektedir. Bunlar yapılmadığı sürece, gölde her yıl meydana gelen bu sorunların giderilmesi mümkün olmayacaktır. Bugün sadece göldeki canlılara zarar veren kirlilik, eğer gerekli önlemler alınmaz ise bölgede yaşayan insanların sağlığını da tehdit etmeye başlayacaktır. Azap Gölü kıyısında yaşayan yaşlıların “biz bu gölün suyuyla çay yapar içerdik” günlerinden, su içmeyi bırakın içindeki canlıların bile oksijensizlikten kendilerini dışarı attıkları günlere geldik. Eğer hemen acil önlem alınmazsa; yaşlıların anlattıkları bu güzel hikayeler anılarda kalacak, onların torunlarına da çevre kirliliğiyle boğuşan ve canlıların toplu olarak öldüğü adı gibi “Azap” çeken bir göl kalacak. Sulak alanlarımıza herkesin sahip çıkması, çocukların geleceğine sahip çıkılması demektir. Büyük Menderes Nehri üzerine yapılan Çine ve İkizdere barajlarından can sularının mutlaka verilmesi ve nehirlerin kurutulmaması gerekir “ diye konuştu.
Azap Gölü’nü yakından takip edip araştırmalarını sürdüren EKODOSD bilim danışmanı ve SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Doç.Dr. Erol Kesici, “Doğal olanın, doğanın kar zarar analizini yapamazsınız. Kar zarar analizi ekonomide yararlıdır; fakat dünyamızı korumaz. Çünkü temiz içme suyu, temiz hava ve toprak doğanın koruyuculuğu ve güzelliği, yaban hayatı ve canlıları, yaşama süreçleri gibi temel koşullar ve olmazsa olmazlar, doğanın yaşamasının temel ilkeleridir ve bunlar para ile çlçülmez. Çevre kirliliği; Çevreye Doğru Bakışla; Doğada bizden başka canlıların olduğunu düşünerek ve her şeyi paraya dönüştürdüğümüzde paranın yenmeyeceği gerçeğini bilerek, Çevreye Bilimsel Yaklaşımla; Katı Atıkların, atık suların, havaya verilen gazların (emisyon) gürültünün, toprak kirliliğinin, kontrol altına alınması ve doğal kaynakların korunarak ve planlı şekilde kullanılmasıyla engellenebilir. Azap Gölü’ndeki su analiz sonuçları; gölün aşırı oranda ötröfik düzeyde olduğunu kanıtlamaktadır. Gölde alınabilecek en önemli önlemlerden bir diğeri de suyun sirkülasyonun artırılması olmalıdır. Eğer gerekli önlemler alınmaz ise ısınan hava sıcaklarıyla birlikte Temmuz ve Ağustos aylarında geçen yıllardaki sorunlarla tekrar karşılaşabilecektir “dedi.